SARUHANLI - Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şube Başkanı İbrahim Demran kamu kurumlarının ve ihracatçı firmaların kalıntının temel nedeni olarak, Ziraat Mühendislerini ve Zirai ilaç bayilerini göstermesi kendi sorumluluklarından kaçmak ve bunun sadece kolaycılık olduğunu söyledi.
Ziraat Mühendisleri Odası Manisa Şubesi Başkanlığı, Saruhanlı Sosyal Tesislerine bulunan Kafe Saltaniye´de gerçekleştirilen toplantıya Saruhanlı´da ki Zirai İlaç Bayileri ve Zirai danışmanlar katıldı.
Bağcılık ve üzüm, Manisa ile özdeşleşmiş yaklaşık 45.000 üretici ailesinin 800.000 dekara yakın alanda üretim yaptığı bir geçim kaynağı olduğunu, Manisa´da yaklaşık 20 kuru üzüm işletmesi, 60 sofralık üzüm işletmesi, alkol ve şarap fabrikaları ile 380 zirai ilaç bayisi sektöre hizmet verdiğini anımsatan Demran, şunları kaydetti;
?Üretilen üzümün yüzde 90´a yakını başta Avrupa Birliği olmak üzere, dünyanın dört bir yanına pazarlanmaktadır. Özellikle AB ülkelerinde son dönemde Chlorpyriphos aktif maddesinin yasaklanması ve kabul edilebilir MRL değerleri içinde bulunsa bile üretim döneminde kullanılan Bitki Koruma Ürünleri (BKÜ) sayılarının 5-6´dan fazla olması ihracatta kalıntı sorununu tekrar gündeme taşımıştır. İhracattaki sorunun çözümü adına sektörde yaşanan gelişmeler paydaşlar arası ilişkileri gerdiği kadar, kalıntı sorununun ortadan kaldırılması olgusundan da uzaktır.
Yıllardır Zirai ilaç bayileri üreticilere zirai ilaç satışıyla beraber teşhis ve tedavide danışmanlık hizmeti de vermiştir ve ülkemiz üzüm ihracatında önemli bir noktaya gelmiştir.
Gerek kamu kurumlarının gerekse ihracatçı firmaların kalıntının temel nedeni olarak, Ziraat Mühendislerini ve Zirai ilaç bayilerini göstermesi kendi sorumluluklarından kaçmaktır. Bu sadece kolaycılıktır.?
Üzüm işletmelerinin istediği standartlarda girdi temini en doğal hakları olduğunu, ancak bunun sağlanması için son dönemde gerçekleştirdikleri yöntemler sorunun çözümünden uzak olduğunu iddia eden Demran, şöyle dedi;
?İşletme bünyesinde zirai ilaç satışı yapmak, anlaşmalı üreticilerini belirli bayilere kanalize etmek kısa vadede kendileri açısından çözüm gibi gözükse de beraberinde: Üzüm fiyatlarının oluşumunda firmaların, serbest piyasa yerine ana aktör olması gerçeğini getirecektir. Sezon boyunca girdilerini üzüm işletmelerinden temin eden üreticiler, ürünlerini buralara vermek durumunda kalacaklar.?
Demran, sorunun temel çözümü için ise şu önerilerde bulundu;
?Üzüm işletmelerinin izlenebilirliğinin sağlanması adına gerekli önlemleri alması, her üreticinin ürününü ayrı depolaması ve onlarca üreticinin ürününü paçalda birleştirmemesi.
Gelirini zirai ilaç satışından değil, yaptığı danışmanlık hizmetinden sağlayan ziraat mühendislerinin sahada yer alması ana unsur olmalıdır.
Zirai ilaç bayileri hizmet verdikleri üreticilerin ilaçlama programlarını ve sezon içinde kullanılan girdilerin beyanını sağlamalıdır. Bu konuda bayiler yetkilendirilmelidir.
Firmalar sözleşmeli üreticilere girdi temini yerine, oluşturacakları tarım servisleriyle danışmanlık hizmeti vererek, kontrollü üretimi sağlamalıdır.
Zirai ilaç bayiliğinin önemi bu kadar ortadayken, ivedilikle bayilik yetkisi ziraat mühendisleri dışındaki meslek gruplarına verilmemelidir.
Tarım Bakanlığı Ziraat Mühendislerinin hangi işlerde çalıştığına dair bir veri tabanına sahip değildir. Diplomayla gelir temininin önlenmesi, mühendisin bil fiil işin başında durması meslek odasıyla yapılacak işbirliğiyle olasıdır.
Üretici Birlikleri ve kooperatifleri medeni ülkelerin tümünde tarımsal üretimde ana ögedir. Küçük üreticilerin korunması ve üretimde izlenebilirliğin sağlanması ancak bu yolla mümkündür. Ülkemizde tarımsal destekler, birlik ve kooperatifler üzerinden verilerek bu ögeler etkinleştirilmeli ve bu örgütler teşvik edilmelidir.
5957 Sayılı Hal Kanunu uygulanabilir bir duruma getirilerek, toplum sağlığımız güvence altına alınmalıdır. Ülkemizin izlenebilirliği sağlanmalı, kalıntısız ve kaliteli tarım üretiminde devlet kontrol görevini aktif olarak üstlenmelidir.?