SARUHANLI/KUMKUYUCAK - Son günlerde Türkiye´nin değişik yörelerinde görülmeye başlanan ebabil kuşuna Saruhanlı´nın Kumkuyucak Mahallesinde rastlandı.
Saruhanlı İlçesi Kumkuyucak Mahallesinde bir penceresinden içeri giren, ebabil kuşları İlker Dönmez tarafından bulundu.
Vatandaş İlker Dönmez Kardelen Gazetesi Muhabirine yaptığı açıklamada, ?Geçtiğimiz hafta depremden zarar gören evlerimizden birinde 2 adet cinsi ebabil olan kuş gördüm. Ve ikisini yakaladım. Doğa Koruma Milli Parklar Şube Müdürlüğü bilgi vereceğim.? Dedi.
-Baharın Habercisi-
Halk arasında baharın habercisi olarak bilinen kış mevsimini Afrika kıtasında geçirdikten sonra Türkiye´ye giriş yapan ebabil kuşları sonbaharda yine güneye göç ederler. Yaşam alanları çok geniş olan ebabil kuşları, şehir merkezlerinde, otoyol kenarlarında, kırsallarda ve daha birçok alanda yaşayabiliyolar. Tüm canlılardan kaçmaya çalışan ürkek bir kuş türü olan ebabilleri beslenirken hiç görmek mümkün olmuyor. Ayaklarının ucu kıvrık olmaları nedeniyle asla yerde yürüyemeyen ebabil kuşu yere indiklerinde uçma zorluğu çektiği için sürekli uçan kuş olarak biliniyor.
-Ebabil Kuşlarının Hikâyesi-
Habeşistan Krallığı´nın Yemen valisi olan Ebrehe, milâdî 570 yıllarında San´a şehrinde, ´Kulleys´ adı verilen muhteşem bir kilise yaptırmıştı. Maksadı, Kâbe ziyaretine rağbet gösteren Arapların ziyaretlerini oraya çevirmekti. Bu duruma tepki gösteren bir adam da, gecenin birinde Kulleys´e girip içine pislemişti. Bu hakarete çok öfkelenen ve koyu bir Hristiyan olan Ebrehe, gidip Kâbe´yi yıkmaya karar verdi.
Topladığı on binlerce asker (altmış bin olduğu söylenir), Mahmud adlı büyük bir fil ve daha başka fillerle Mekke´ye doğru yola çıktı. Önüne çıkan bazı kuvvetleri de mağlup ederek ilerledi. Taif şehrine gelince askerlerin bir kısmını Mekke´ye gönderdi. Onlar da Peygamber s.a.v.´in dedesi ve Kureyş´in reisi Abdülmuttalib´in iki yüzü aşkın devesiyle ahalinin hayvanlarını sürüp götürdüler. Bu olayın peşinden Abdülmuttalib, gidip Ebrehe´yle görüştü, develerinin geri verilmesini istedi.
Ebrehe dedi ki:
- Benden develerin istiyorsun da, Kâbe´den hiç söz etmiyorsun. Hâlbuki ben onu yıkmaya geldim.
- Ben develerin sahibiyim. Kâbe´nin de onu koruyacak sahibi vardır!
Bu görüşme sonunda develer geri verildi. Mekke halkı bu güçlü orduyla savaşamayacağı için, anlaşma gereği dağlara çekilip neticeyi beklemeye başladı. Ebrehe ordusu büyük fili önden sürerek Mekke sınırına dayandı. Kâbe´yi halatla bağlayıp fillerle çekerek yıkmak istiyorlardı.
Bu sırada Ebrehe´nin yol kılavuzlarından Nüfeyl b. Habib, koca filin kulağından tutarak şöyle bir şey söyledi, sonra da koşarak dağa çıktı:
- Ey Mahmud çök! Sakın ileri gitme, sağ salim geriye dön!
Mekke´ye girişte büyük fil direndi, zorlanınca yere yattı. Onu bir türlü Kâbe cihetine yürütemediler. O anda sürü halinde ebabil kuşları ortaya çıktı. Her birinin ağzında ve ayaklarında nohut gibi birer taş vardı. Bu taşları ordu üzerine mermi gibi boşalttılar. Kime rastlarsa delip geçiyordu. Askerlerin çoğu öldü; ´Fil Ordusu´ dağılarak Yemen´e döndü. Ebrehe de dönüşte öldü. Kâbe ise olduğu gibi kaldı. Kur´an´da Fil Suresi bu olayı anlatır.