İsmail Uğural

Tarih: 25.11.2025 22:47

Akhisar’da tütünden zeytine büyük dönüşüm

Facebook Twitter Linked-in

Akhisar’da tütünden zeytine büyük dönüşüm

Elbette, çok fazla tanıyan var ama ben tanımayanlar için böyle bir giriş yapıyorum. Murat, uzun yıllardır, Ege İhracatçı Birlikleri’nin (EİB) basın müşavirliği görevini yapıyor. Son derece titiz ve verimli bir çalışma düzeni içinde görevini yerine getiriyor. Hemen her gün bir, hatta bazen iki ya da üç basın bülteni hazırladığını yakından biliyorum. Basın bülteni hazırlamak öyle pek göründüğü kadar kolay bir iş değil, ama Murat bu konuda fazlasıyla başarılı. Murat Demircan aynı zamanda Ekonomi Muhabirleri Derneği'nin (EMD) İzmir Şubesi Başkanlığı’nı da yürütüyor. Son olarak, Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği'nde de (TAGYAD) birlikte görev yapıyoruz. Halihazırda Murat kardeşimiz, İzmir’de ekonomi medyasının gözü ve kulağı durumunda. Dahası, meslek mensubu arkadaşlarının da çok güvendiği bir medya merkezi gibi hizmet vermeye devam ediyor. Doğup büyüdüğü Akhisar’a da tutkuyla bağlı Demircan’la bir röportaj yapmak istediğimi söyleyince doğrusu o da biraz şaşırdı önce ama sonra sohbete başladık.

* Sevgili Murat, sen özellikle tarım ve gıda sektörünü de yakından biliyorsun. Tabii tarım denilince akla hemen Akhisar ve tütün geliyor. Ancak son 30-40 yıl içinde Akhisar gerçekten tarım ekonomisinde önemli bir dönüşüm yaşadı. Tütünden zeytine dönüş nasıl oldu?

- 1990’lı yılların ortalarına kadar Türkiye’de tütün üretiminin başkenti Akhisar’dı. Akhisar ekonomisi tütünden kazanılan parayla canlanıyordu. Türkiye yıllık 200 bin ton tütün üretirken, bu üretimin 120 bin tonu Akhisarlı tütün üreticilerinin eseri olurdu. O kadar ki, Türkiye’de tütün piyasası Tekel’den sorumlu bakanlar tarafından Akhisar’da açıklanırdı. Ancak, 1988’de açıklanan fiyatın düşük bulunması üzerine üreticiler İzmir-İstanbul yolunu trafiğe kapatarak eylem yapınca o günden sonra tütün baş fiyatı bir daha Akhisar’da açıklanmadı ve üretici fiyatı İzmir’den öğrenir oldu.

Peki, sen de hatırlarsın, bir zamanlar Akhisar Sigara Fabrikası konusu vardı, üzerinde çok konuşuldu!
- Evet; Akhisar Sigara Fabrikası konusu kitaplara, filmlere konu olacak bir macera. Ancak biz Akhisarlılar için acı bir hatıradır. 1977’de temeli atılan Akhisar Sigara Fabrikası, siyasilerin her Akhisar ziyaretlerinde, ‘Bu sene açıyoruz, seneye açıyoruz’ diye nutuklarında yıllarca yer aldı ama bir gün bile üretim yapamadı. Fabrika çalışanları hiç çalışmadan emekli oldu. Fabrikanın arazisi uzun yıllar kullanılamadı. Günümüzde başka amaçlarla kullanılmaya başladı. Tütün üreticisinin emeğinin karşılığını alamaması, ardından gelen kota uygulamaları, sözleşmeli üretim modeli ve TEKEL’in kapatılması Akhisar’da büyük bir dönüşümün başlangıcı oldu.

*Tütünden zeytine yöneliş tam olarak ne zaman başladı?
- Bölge çiftçisi, 1990’lı yıllarda tütünden zeytine yöneldi. Bugün 17 milyon zeytin ağacıyla Akhisar adeta bir zeytin denizi. Türkiye’nin yaklaşık 200 milyon zeytin ağacı olduğu düşünüldüğünde, her 9 ağaçtan biri Akhisar’da kök salıyor. Üstelik bu topraklar zeytine yabancı değil. Akhisar’da bin 500 yaşına ulaşmış kadim zeytin ağaçları hâlâ yaşıyor ve meyve vermeye devam ediyor. Tütünden zeytine geçiş yapan üreticiler, tütündeki başarılarını zeytinciliğe taşıdılar. Zeytinliklerini nizami ölçülerde kurdular, sulama altyapısını oluşturdular, ilaçlama, gübreleme ve budama konularında örnek oldular. Bu bilinçli üretimle Akhisar, sofralık zeytinin başkenti haline geldi. Bugün Türkiye’nin sofralık yeşil zeytin ihtiyacının yüzde 70’ini, siyah zeytin talebinin de yüzde 30’unu Akhisar karşılıyor. Akhisar sofralık zeytinde öne çıksa da zeytinyağında da önemli bir üretici konumunda. Akhisar Ticaret Borsası öncülüğünde soğuk sıkım zeytinyağı üretiminde çok yol alındı.

* Aslında Akhisar artık ciddi ölçüde zeytin ve zeytinyağı ihracatçısı haline geldi, değil mi?
- Kesinlikle… Bugün iç piyasada güçlü bir oyuncu olan Akhisar, aynı zamanda dünyanın dört bir yanına zeytin ve zeytinyağı ihraç ediyor. Uzun yıllardır Ege İhracatçı Birilkleri’nde çalışan biri olunca her konuya ihracat penceresinden bakma refleksi gelişiyor. EİB verilerine göre Akhisar’dan yıllık 50 milyon dolarlık ihracat yapılıyor. Ancak ihracatı İzmir, Balıkesir, Manisa, Aydın, İstanbul ve Bursa üzerinden yapılan ürünler de hesaba katıldığında bu rakam 100 milyon doları aşıyor. Eskiden tütün işleme tesisleri İzmir’deyken, bugün Akhisar zeytincilikte bir organize sanayi bölgesini dolduracak kadar fabrikaya sahip. Bu da kent ekonomisine ve istihdama büyük katkı sağlıyor. Zeytin toplama ve budama süreci yaklaşık 6 ay sürüyor ve binlerce kişiye yevmiyeli iş imkânı sunuyor. Geçtiğimiz hafta Sindelli’de üreticiler günlük yevmiyenin bin 300 TL civarında olduğunu söylediler. Günlük 20 bin kişinin bu süreçte çalıştığını düşündüğümüzde yalnızca işçilikten bölge ekonomisine yıllık yaklaşık 5 milyar TL’lik girdi sağlanıyor.

* Bütün bunların yanı sıra Akhisar mutfak çeşitliliği ile de dikkat çekmeye başladı. Herhalde bu gelişmeyle övünüyorsundur!
- Hem de nasıl övünüyorum, çünkü Akhisar bunu hak ediyor. Şimdi biraz geçmişe gittiğimizde ne görüyoruz? İlçemiz mübadele yıllarında Balkanlardan aldığı göçlerle kültürel zenginliğini artırdı. 1920’lerden itibaren gelen soydaşlarımız, Akhisar mutfağını çeşitlendirdi ve zenginleştirdi. Daha sonra, 1950’li yıllardaki ikinci göç dalgası ise bu lezzet mirasını kalıcı hale getirdi.* Bugün artık Akhisar’da ciddi bir gastronomi ekonomisinden söz edebilir miyiz?
- Elbette, hem de fazlasıyla... Bugün Akhisar, gastronomi turizmine yatırım yapıyor. Ticaret Borsası, Ticaret ve Sanayi Odası, Belediye, Kaymakamlık, Ziraat Odası ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliği ile 2009’da o dönemki Borsa Başkanı Emin Demirci’nin öncülüğünde başlatılan Akhisar Zeytin Hasat Şenliği hem zeytincilikteki başarıyı hem de kentin lezzetlerini ülke gündemine taşıdı. Son dönemde ise belediye, Akhisar’ın yöresel mutfağını sosyal medya fenomenleri aracılığıyla geniş kitlelere tanıtıyor. Bu çabanın devamı niteliğinde 25-26 Ekim’de düzenlenen Leziz Akhisar Festivali, pideli paçadan köfteye, katmerden keşkeğe, helvadan zeytinyağlılara, kokoreçten tatlılara kadar uzanan bir lezzet şöleni sundu. Merkez Park’ta düzenlenen festival, Akhisar’ın gastronomi kültürünü, üretici emeğini ve geleneksel lezzetlerini bir araya getirdi. Ziyaretçiler etkinlik süresince Akhisar’a özgü zeytin, zeytinyağı, lokma, tahin helvası, mübadil yemekleri, pideli paça, keşkek ve sakatat ürünlerinin tadına bakma fırsatı buldu. Ayrıca, ‘Akhisar Lezzet Pasaportu’ adlı tadım oyunu, canlı pişirim şovları büyük ilgi gördü. Akhisar tarihi iki gün yaşadı. Düzenlenen panellerden birinde Akhisar’da kahvaltı kültürünün önemli parçası lokma ve eşlikçileri konuşuldu. Akhisarlılar hayırlarında lokma ve eşlikçilerini dostlarına, komşularına ve hemşerilerine ikram ederler. Akhisarlılar öyle gönlü bol insanlardır ki lokma tavasından istediğiniz kadar alabilirsiniz. Ben Akhisar’a her gittiğimde ilçe sınırlarına girdiğimiz anda eşime ve çocuklarıma, ‘Sağınıza solunuza bakın, lokma hayrı gördüğünüz zaman durup alalım’ diye tembihlerim. Leziz Akhisar Festivali’nde, ustadan çırağa coğrafi işaretli Akhisar köftesinin yapımı, tahin helvasının geleneği, doğrama pideli paça çorbası, Akhisar katmeri, özel gün yemekleri konuşuldu. Yine, Akhisar’da özel gün yemeklerinde öne çıkan lezzetimiz ‘Sura’ isimli yemeğimiz. Sonuç itibariyle Leziz Akhisar Festivali’nde bu yıl maya tuttu. Önümüzdeki yıllarda daha da güzel ve büyük şekilde organize edileceğine inanıyorum. Ayrıca, bu festival fikrini ortaya atan, hayata geçmesi için çaba gösteren ve düzenlenmesine katkı veren herkese bir Akhisarlı olarak teşekkürlerimi sunuyorum.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —