Muammer Kökcüoğlu


Zirai Mücadelede Neden Yarasalardan Yararlanamıyoruz?

Ekolojik denge, dünya üzerinde canlıların yaşamı için gereklidir. Bu denge korunduğu müddetçe, canlıların yaşam seviyesi de artarak devam eder.


Ekolojik denge, dünya üzerinde canlıların yaşamı için gereklidir. Bu denge korunduğu müddetçe, canlıların yaşam seviyesi de artarak devam eder.

Doğadaki tüm canlı ve cansız varlıklar doğrudan ya da dolaylı olarak ekolojik dengenin korunmasında önemli rol oynarlar. Ormanlardaki ağaçlara zarar veren bazı böcekleri kuşlar yiyerek sayılarının artma-sına engel olurlar. Tohum ve meyvelerle beslenen kuşlar, yedikleri bitki tohumlarını uzak yerlerde, dışkılarıyla birlikte atarak bitkilerin çoğalmalarına ve yayılmalarına neden olurlar. Ekolojik dengenin korunması, canlıların beslenme alışkanlığını oluşturan besin zincirine bağlıdır.

 Yarasalar da bunlardan bir tanesi, öyle ise 3 milyon 500 bin Zeytin ağacının bulunduğu Saruhanlı'da, haşereyle mücadelede niçin Yarasalardan yararlanmıyoruz.

Çocukluk yıllarımdan hatırlarım zeytin meyve-sinde benek, kurtlanma ve diğer çeşitle hastalıklar olmazdı çünkü o yıllarda zeytin üretiminin yoğun olduğu kırsal bölgelerde bir hayli yaygındı yarasalar. Geceleri arazide yatarken ay ışıdığında yarasaların gökyüzünde bir başkaydı dansı.

O yıllarda çok ilâç yoktu, bir tek tütüne atılan DDT Tamaron zehri vardı. Zeytine ise hiç ilâç kullanılmazdı, çok az görülürdü bazı çiftçiler göktaş kullanırlardı, demek ki biyolojik koruma vardı. 

Balıkesir'in Havran ilçesinde 1995 yılında yapımına başlayıp, 2010 yılında o yıllarda 72 milyon liraya inşa edilen baraja toplanan suyun altında kalan mağarada konaklayan yarasalar için Balıkesir Devlet Su İşleri (DSİ) Müdürlüğü zeytin ağaçlarına musallat olan zararlı böcekleri yiyerek doğanın dengesini koruyan yarasalar için 3 milyon lira para harcayarak 350 metrelik girintili çıkıntılı, orijinaline uygun şekilde yapay mağaralar yapmıştı.

O yıllarda 'dünya çapında proje' olarak değerlendirdiği yapay mağara ile bölgede binlerce yarasanın yaşadığı mağaralar, Havran Barajı'nın suları altında kalacaktı. DSİ yaklaşık 20 bin yarasayı eski mağaradan hiç zarar vermeden doğal yöntemlerle dışarı çıkardı.

Tabiatın milyonlarca yılda oluşturduğu küçük girinti çıkıntıları doğal olarak yapmak mümkün değil ama Eski mağaradaki guanaları (yarasa gübreleri) nemli bir ortam oluşturmak için yapay mağaraya taşımışlardı. DSİ o mağaraların yapımında “21 bin metreküp hafriyat kullanmıştı. Verilen o emek ve masraflar karşısında devletin ve bölge insanının bir beklentisi vardı kuşkusuz.

Bizim ilçemizin zeytin üretimi yapılan bölge-lerinde bu projenin hayata geçirileceği birçok vadiler ve dere yatakları var. Seyitoba, Taşdibi, Gökeçeköy, Çaltepe, hatıplar, Şatırlar, Heybeli, Büyükbelen, Koldere ve Gümülceli mahallelerinde dere kıyılarına küçük çaplı mağaralar yaparak buralarda yarasa barındırılabilir. Hatta pilot bölge olarak bir kırsal mahallede denense ne zarar görülür. Ekolojik sistemde öyle düzen kurulmuş ki bir zararlı haşereyi diğer canlının yemesiyle denge sağlanıyor. Zeytin Kabuklu Biti diye bilinen ve zeytin meyvesi üzerine larva bırakarak benek oluşturup zeytinin kalitesini düşürüyor. Bu sinekler yarasaların en çok sevdiği besin maddesi.

Bu hususta tarım yetkililerinden, özellikle Saruhanlı Ziraat Odasının girişimi ve İlçe Gıda Tarım Ve Hayvancılık Müdürlüğünün çalışmalarıyla araştırıp proje üretilmesi Saruhanlı da ki zeytin üreticisi için fayda sağlayacağı kanaatindeyim.