Hazreti Peygamberin ahlakı, tamamen Kur´anı Kerime uygundu. Kur´anı Kerim´in gösterdiği güzel huyların hepsini kendisinde toplamıştı. Onun kadar güzel ahlaka sahib bir kimse görülmemiştir. Onun içindir ki, hakkında Kur an ayeti ile: ´´Şüphe yok ki sen, pek büyük ahlak üzere yaratılmış bulunuyorsun," buyurulmuştur. Bir hadisi şerifde de buyurulmuştur: "Ben, ahlak güzelliklerini tamamlamak için gönderildim" Gerçekten Peygamber Efendimiz, ahlakın en güzel ve en iyi hallerini kendinde toplamış, bunları ümmetine de öğütlemiş ve kendisine uyanları melekler derecesine yükseltmiştir.
Bir gün Rasülüllahin vefatindan sonra sahabeden bazilari Aise validemize gelerek güzel ahlakindan süal etmisler. Aise validemizde onlara cevaben siz kur´an okumuyormusunuz diye cevap vermistir.bununda rasülüllahin ahlakinin tamamen kur´an ahlaki olduguna isaret etmistir.
YÜKSEK ILIM VE IRFANI
Hazreti Peygamber, Yüce Allah´ın vahyi ile pek büyük gerçeklere ve ilme ulaşmıştı. Hiç kimse ilim ve irfan bakımından onun derecesine yetişmemiştir, yetişemez de... Geçmiş ümmetlerin tarihine, her kavmin siyaset ve idare hallerine, harb fenlerine ve daha birçok yüksek ilimlere sahib bulunuyordu. Kendisi hiç bir medrese ve hoca görmemiş, okuyup yazma öğrenememiş (bir ümmi) idi. Böyle olduğunu bütün kavmi ve kabilesi biliyordu. Işte onun bu üstün hali bir mucize idi. Artık onun, Allah´ın vahyine kavuştuğundan ve büyük bir peygamber olduğundan nasıl şüphe edilebilir?..
Burada sunuda ifade etmeden gecemiyecegim Rasülüllah ümmi idi sözünü biz mektep medrese görmedi olarak biliyoruz.Amma hakikatda ümm ana asil manasina olmakla ilimlerin muallimlerin anasi asli demek oldugu her seyi bildigi demek anlamina geldiginini düsünmek daha dogru olur kanaatindeyiz.
YÜKSEK AKIL VE ZEKASI
Peygamber Efendimizin mübarek akıl ve zekası, her türlü düşüncenin üstündedir. Onun pek yüksek aklı ve zekası yanında, en büyük dahilerin ve en parlak fikir adamlarının akıl ve dehaları pek sönük kalırdı. Bu gerçeğe, onun büyük hayatı pek güzel şahiddir. Arab Yarımadası´nın peygamberlik döneminden önceki durumu ile, peygamberlik döneminden sonraki durumunu düşünmek yeterlidir. Yüce Allah´ın o büyük ve son peygamberi kadar insanların ruh hallerini anlamış, insanları güzel bir siyasetle idare etmiş, insanları doğru yola getirip hallerini düzeltmeyi başarmış, bu konularda gereken esasları hazırlamış bir akıl ve hikmet sahibi gösterilemez.
ÜSTÜN NEZAFETI
Peygamber Efendimiz nezafete ve temizliğe çok önem verirdi. Onun beden bakımından temizliği çok üstün olduğu gibi, hal ve gidişat bakımından da nezafetleri her türlü düşüncenin üstündeydi. Öyle ki, bir hadisi şeriflerinde öyle buyurmuşlardır: "Nezafete fazlasıyla önem veriniz. Allah, Islam dinini nezafet üzerine bina etmiştir. Cennete ancak nezafeti olanlar girecektir." Mübarek vucudlarının çok güzel bir rayihası vardı. Bu hoş rayiha, yaratılışdan vardı. ve bu rayiha gül kokusu idi.Bununla beraber hoş koku da kullanırdı.