SIĞINAN KİM? ENSAR KIM?
Hepimizce malum olan ülkemize gelen Suriyeli, Afgan, Afrikalı, Pakistanlı hatta adı duyulmamış ülkelerden gelen mülteciler.
Hele ki Esad, Esed olduktan sonra sınırlarımızdan elini kolunu sallayarak girişler. Bazı kaynaklarda sekiz bin, bazı kaynaklar on üç bini, hatta on beş bini bulduğu. Gaziantep, Hatay gibi illerimizde okullarda Türk öğrenci sayısı Suriyeli öğrenci sayısının yarısında kalan hatta; çok daha altında kaldığı istatistiki bilgilerle sabit. Bu korkutucu değil mi?
Ne zaman başladı, Güneydoğudaki sınırlarımızdaki mayınlar temizlendikten sonra kafileler halinde gelmeler başladı. Doğrusu bunun başımıza neler açacağını kimse hesaplamıyor. Geçen gün Macaristan başbakanı "Avrupa’yı mülteci işgalinden kurtardığı için Türkiye ye teşekkür borçluyuz" demekle bizim kimlere hizmet ettiğimizi anlamak ve tedbir almakta çok geç kaldığımızı maalesef göremiyoruz.
Türk insanı banka kuyruklarında hastanelerde adeta ikinci sınıftan da geri duruma düştüğünü acı acı seyrediyoruz. Sığınmacılara bakın ki; komşuya gider gibi ülkesine bayrama gidiyor ve dönüyor. Biz de seyrediyoruz, hatta yardım ediyoruz. Türkiye örtülü bir işgale uğradığını hala anlayamadık mı, savaş mı var da işgal ediliyoruz. Silahsız, topsuz, demografik yapımız değiştiriliyor.
İşgal mi ediliyoruz?
Bu işgal nerede duracak?
Sevr’i mi yaşıyoruz?
Hiç kimse buna çare bulmuyor, seyrediyor, hatta yardım ediyor.
Anadolu işgal edilirken can veren şehitlerimize ihanet değil de nedir? İşgal zamanındakinden daha mı kötü durumdayız ki !!!
Bir kitapta okumuştum. Anadolu işgal edilirken savaşanlar vardı. Asker kaçağı hainler vardı. Hatta Doğunun kahramanı HALİT PAŞA asker kaçaklarına vur emri vermişti ve uygulanmıştır. Manisa için de işgal edilirken Manisa mutasarrıfı işgal kuvvetlerini çiçeklerle karşıladığını yazan kitaplar var.
Gelelim Ensar, muhacir meselesine. Daha ne kadar ve nerelerden gelecekler? Ne zaman duracak bu işgal?
Yoksa Hüsniyadis yaşıyor mu?