Aşkın NEHİR


"NERELERDEN GELDİK"

"NERELERDEN GELDİK"


"NERELERDEN GELDİK"

Babam Yunanistan'da, Atatürk'ün doğduğu Selanik’te, annem Bulgaristan'da Razgat'ta dünyaya gelmiş. Küçük yaşlarında zor koşullarda gelmişler bu topraklara; Atatürk'ün kurduğu genç Cumhuriyet'e. Daha iyi daha insanca bir yaşam umudu ile...

Saruhanlı'da aynı mahallede komşu olmuşlar birbirlerine. Çiftçilik, işçilik ile geçiniyorlar. Babam Manisa'daki İbrahim ustanın yanında terzi çırağı olarak işe başlamış ve Yılmaz ustanın yanında kendini geliştirmiş. Askerden gelince Saruhanlı'da kendine mekân açmış.

Annem, üç kardeşin ablası, çiftçiliğin yanında Mehmet dedem abisi ile birlikte tuğla işi de yapıyorlar daha sonra. İnekler, atlar, çalışanlara yemek, ev işleri anneannem ile annemin işi çok. İnanılmaz bir yaşam mücadelesi veriyor onlar.

Doğup büyüdüğün yerden bir gün bilmediğin nedenler ile bilmediğin bir yere, elde avuçtaki kıt kaynaklar ile ailece gelip yerleşmek ve yeni bir yaşama başlamak hiç kolay değil.

Annem ile babam çok genç yaşlarda evleniyorlar. Babam yaşını büyütüp askere gidiyor. Annem Salih dedemin annesi, Zeynep nine ile birlikte kalıyor. Balkan savaşında şehit düşünce Ali dede; Salih dedem çok küçük yaşta öksüz kalmış.

Annem her gün işte, gelir kaynağı çiftçilik. Atlar, inekler var ahırda. Sabah akşam, bakım ve temizlik işleri de annemin üstünde. Bende soğuk bir kış günü bu zorlukların yoklukların içine, çelimsiz bir bebek olarak gelmişim. Zor şartlarda yaşama savaşı böyle başlamış benim için.

Mehmet dedem de ustalıkta var. Saruhanlı'dan Alibeyliye bisikleti ile iki katlı ev yapmaya sabah akşam gidip geliyor, öyle azimli bir insan. Bundan 70 yıl önce...

Yaptığı ev eşimin amcasının büyük kızının gelin gittiği ev. Daha kullanılıyor. Bahçe kapısından, evin iç merdivenine, banyo, mutfak, pencerelerine kadar harika bir planlama ve işçilik ile yapılmış. Bunu içinde yaşayan insanlar söylüyor.

Onur verici...

Daha sonra aldıkları arazide tuğla işi yapıyor Mehmet dedem. Bolluk vardı evlerinde. Anneannem haftanın iki günü odun ateşinde göçmen börekleri yapardı. Çok çalışkan, sevgi dolu insanlardı…

Babam doğduğu topraklara, arkadaşları ile birlikte uzun yıllar sonra gidip tekrar gördü. Çocukluğunun geçtiği o yerleri görünce çok duygulanmış. Nerelerden geldik biz? Bu vatana, bu topraklara diye.

Ben annemi 2019 yılının Sonbaharında götürdüm doğduğu o topraklara. Çok mutlu oldu, çok duygulandı yakınlarını ve doğduğu evi görünce. Annem Bulgaristan'a girerken vatandaşlık başvurusunu da yaptı. Dönüşte annem doğduğu ülkenin vatandaşlığını alarak döndü.

2024'ün başında kardeşlerim çifte vatandaşlık hakkını kazandılar. Bende önümüzdeki hafta gidiyorum, vatandaşlık hakkımı almaya.

En büyük Zeynep ninem ve bütün atalarımızın, annem ve babamın ne zorluklar çektiğini en iyi ben bilirim. Babam çok iyi bir terzi, çok iyi örgütçü bir insan olarak yaşadığı bu şehre kattığı değerler her insana nasip olmayacağını düşünüyorum.

Annem bu dünyanın en çalışkan, cefakâr, özverili ve kocaman yürekli insanıdır. Sizin için yolun sonu dendiğinde! Yeni bir yol, yeni bir çıkış bulan insan benim annemdir.

Bugün, o ilk zorlu yolculuğu anlamlı kılan çok değerli kazanımlar oldu bu ülke ve Cumhuriyet'imiz için. Büyük aileye bakınca:  Uzman Hekimler, uzman eğitmenler, alanında en değerli üniversiteleri bitirip yurt dışında çalışanlar, öğretmenler, hesap uzmanları, pilotlar, topluma katkı sağlayan iş insanları, çiftçiler, işçiler var. Bu onur verici bir duygu bizim ve ülkemiz için...

Atalarımızın bu ülkeye, ülkemize gelişi çok değerli, onun için, Cumhuriyet'imizi daha ileriye taşımanın çabası içinde olmak bizlerin görevi olduğunun bilincindeyiz bugün hepimiz. Bu gelecek nesillere taşıyacağımız en değerli kazanımımızdır bizim için...