Muammer Kökcüoğlu


Ne olursa olsun yeter ki isteyelim

Şu kısacık hayatımızda hiçbir karşılaşma tesadüf değildir.


Şu kısacık hayatımızda hiçbir karşılaşma tesadüf değildir.

Hiçbir hissediş, düşünüş, bakış, algılayış, seziş de öyle.

Hatta bunların tersi de tesadüf değil.

Alışveriş yaptığımız market, yemek yediğimiz lokanta, su içtiğimiz çeşme, yürüdüğümüz kaldırım ve orada yanlarından birer yabancı olarak geçip gittiğimiz insanlar...

Tesadüf gibi görünen karşılaşmalar, yolu sorduğumuz herhangi biri, hafifçe çarptığımız insan...

Bize gülümseyen küçük bir çocuk önümüzden aniden uçuveren kuş...

Gün boyu yaşadığımız en basit olay bile herhangi bir zihinsel, fiziksel, ruhsal ya da duygusal bir olayın tetikleyicisi olur. 

Küçük ya da büyük...

Kısacası hayatımızın her anında yaşadığımız her şey bir tesadüf değil bir isabettir.

İbrahim bin Ethem Hazretleri gençlik çağında avlanırken iki defa, “Sen bunun için mi yaratıldın, bunu yapmakla mı emir olundun?” şeklinde gaipten bir ses duyar. Aynı sesi üçüncü defa atının sırtındaki eyerin kaşından da işitmesi üzerine bütün malını mülkünü terk edip züht yoluna girmeye karar verir, Abdullah bin Mübarek’in de aralarında bulunduğu altmış kadar ilim yolcusu gençle birlikte Mekke’ye doğru yola koyulur.

Başlangıçta, sahip olduğu geniş imkânları geride bırakıp vatanından ayrılmak kendisine ağır gelmişse de bir daha geri dönmemek için nefsine karşı çetin bir mücadele verir ve kararında sebat etmeyi başarır. Bu sıradaki ruh halini, “Birçok acı çektim, ancak vatanımdan ayrılmak kadar ağır geleni olmadı; nefsime karşı en şiddetli kavgayı vatan hasreti hususunda verdim” şeklinde dile getirir.

Buradaki mesele İbrahim Ethem Hazretlerinin hayat hikâyesi değil, asıl olan bu yolculuğundaki esrarengiz ve manidar olan ve aynı zamanda içerisinden birçok hisse alacağımız kıssadır.

İbrahim Ethem Hazretleri, tacı tahtı terk eder ve bu yolculuğunda seneler sonra kendi yaptırdığı camide yatsı Namazı kılar, dışarıda kar var, hava çok soğuk, "Şurada kıvrılayım da sabah olunca giderim” diye düşünür, caminin bekçisi gelir bakar ki İbrahim Ethem...

Bekçi: “Ne yapıyorsun burada” der...

İ. Ethem: “Müsaade et şurada yatayım, sabah namazından sonra gideceğim” der,

Bekçi bacağından tutar onu ve “İBRAHİM ETHEM SENİN GİBİ ÇULSUZLAR İÇİN YAPTIRMADI BU CAMİYİ” der ve bacağından sürükleye sürükleye, kafasını merdivenlere vura vura atar onu dışarıya...

İbrahim Ethem “Ben bu camiyi yaptırdım” diyemez KİBİR olur diye, Çaresiz şehre gider,

Her taraf kapalı, sadece bir yer açık, oda bir ekmek fırını...

Kapıyı çalar ve sabaha kadar oturma müsaadesi ister,

Orada çalışan işçi “Geç otur” der,

Aradan bir-iki saat geçer,

Sabah ezanı okunmaya başlar,

Okunduktan sonra işçi dönüyor...

“Hoş geldiniz nereden gelip nereye gidiyorsunuz isminiz ne?" der

İbrahim Ethem de,

“Ben iki saattir burada oturuyorum şimdi mi geldi aklına sormak” diyor...

Fırıncı,

“Ben bu fırında işçiyim, iki çocuğum var, iki de yetime bakıyorum, Ben onlara şimdiye kadar HARAM LOKMA YEDİRMEDİM, senin geldiğin vakit benim mesai saatim dahilindeydi, ezan okundu mesaim bitti, seninle istediğin kadar konuşabiliriz, şimdi KAZANCIMA HARAM karışmaz” der...

İbrahim Ethem “Sen ne güzel adammışsın, sen Allah’tan bir şey isteyip de olmadığı vaki oldu mu..?” diye sorar,

“Ben Allah’tan ne istediysem verdi, fakat Allah’tan bir şey istedim, onu bana vermedi, Allah’a yalvardım, bana İbrahim Ethem Hazretlerini göster diye, bana onu göstermedi” der...

“O ALLAH ÖYLE BİR ALLAH Kİ" der İbrahim Ethem Hazretleri “İBRAHİM ETHEM'İN BACAĞINDAN SÜRÜKLEYE SÜRÜKLEYE, KAFASINA VURA VURA GETİRİR SANA GÖSTERİR, SEN YETERKİ YÜREKTEN İSTE" der...

Sevenin sevdiğinden istediği tek şeydir DUA...

Ayrı bedenleri bir muhabbette birleştirendir DUA...

Çaresizken sığındığımız tek limandır DUA...

Kulun Rab’ıyla teke tek buluştuğu andır DUÂ...

"YOKSULUN EKMEK KAPISI, DERTLİNİN DERMAN KAPISIDIR DUA..."

RABBİM Fırıncının Duası gibi İHLASLA Dua yapabilmemizi nasip etsin,

İnsanlar dualarda buluşsun ve her şer HAYR olsun İNŞALLAH...

Kötü duygular ömrü yıpratır.

Güzel duygular sevgi oluşturur.

Kötü insanlar kapı kapatır,

İyi insanlar kendini aratır...

RABBİM şu kısa hayatımızda iyi insanlarla Olmayı nasip etsin.

Ne olursa olsun yeter ki isteyelim…