Cenâb-ı Hak, bazı kıymetli şeyleri birçok hikmetler için gizlemiştir: Kullarının bütün ibâdet ve tâatlara rağbet etmesi için rızâsını ibâdet ve tâatlarda; büyük-küçük bütün günahlardan kaçınmaları için gadabını günahlarda; bütün isimlerine ta’zîm edilmesi için İsm-i A’zam’ı, Kur’ân-ı Kerîm’de; bütün namazların muhâfaza edilmesi, hepsine ehemmiyet verilmesi için salât-ı vüstâyı beş vakit namaz içinde; günün tamamında duâ edilmesi için icâbet saatini, cuma gününde; hiç kimseyi hor ve hakîr görmemek için velî kullarını, insanlar arasında; Ramazan’ın her gecesini, ibâdet ve tâatla ihyâ edip daha çok sevap kazansınlar diye de Kadir Gecesi’ni Ramazân-ı şerîf ayı içerisinde gizlemiştir.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), Kadir Gecesi’nin bâzı alâmetlerini şöyle bildirmiştir:
O gece gökyüzü parlak ve bulutsuz, hava latîf olur; soğuk veya sıcak olmaz. O gecenin sabahında güneş, ziyâsız (solgun) olarak doğar. Kadir Gecesi, içerisinde Kur’ân-ı Kerîm indirilen mübârek bir gecedir. Bu gecede yapılan ibâdet, (içinde Kadir Gecesi olmayan) bin ayda yapılan ibâdetten daha hayırlıdır. Peygamber Efendimize (s.a.v.) kendisinden önceki ümmetlerin ömrü gösterildi. Ümmetinin ömürlerini kısa gördü. Bunun üzerine Hz. Allah, bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ni ihsân etti.
Kadir Gecesi’nde melekler iner: Bu gecenin esrârını görmek üzere inen meleklerden yeryüzü dolup daraldığı için bu geceye darlık mânâsına gelen “kadr” ismi verilmiştir.
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdular:
“Kadir Gecesi olunca Allâhü Teâlâ, Cebrâil Aleyhisselâm’a emreder. Cebrâil (a.s.) yanlarında yeşil bir sancak bulunan meleklerle yeryüzüne inip sancağı Ka’be-i Muazzama’nın üzerine dikerler. Cebrâil (a.s.) bu gece melekleri teşvik eder. Onlar da her ayakta bulunana, durana, oturana, namaz kılana ve zikredene selâm verir ve onlarla musâfaha eder, yaptıkları duâlara âmîn derler. Bu, fecir vaktine kadar devam eder.”
Bu gece, sabah vaktine kadar selâmettir.