Mehmet Bilek


Hacı Hasan efsanesi!..

Hacı Hasan efsanesi!..


Hacı Hasan efsanesi!..

Yıl 1969. Hacı HASAN, memleketi olan Bitlis’teki köyünde kahvede oturuyordu. Sıkıntıları çoktu, özellikle geçim sıkıntısı ve köydeki diğer ailelerle yaşanan huzursuzluk baş göstermeye başlamıştı. Kahvedeki muhabbette, MANİSA ve yöresinde yapılacak iş ve işlerin çok olduğunu öğrenmişti. Hemen eve gidip hanımına ve çocuklarına şöyle seslendi. Haydi, hazırlık yapın yarın sabah Manisa’ya gidiyoruz. Ne var ne yok bütün eşyaları hazırlayın, yarın sabah kamyon gelecek. Hiç bir şey eksik kalmasın, kalırsa 'DİNİME İMANIMA ÇOK KIZARIM HAAA' dedi. Bu söz aynı zamanda bir ültimatomdu. Yani aldığım karara karşı çıkmayın demekti.

Ertesi sabah her şey hazırdı. Büyükçe bir kamyon geldi ve eşyalarla birlikte çoluk çocuk kamyona binildi. Hacı HASAN son kontrolü yaptıktan sonra da şoföre dönerek, 'HAYDİ BİSMİLLAH bas gaza şoför efendi' dedi.

Önce Salihli tarafında bir yere gittiler. Bir müddet orada kaldılar, fakat orasını beğenmedikleri için soluğu MÜTEVELLİ köyünde aldılar. Kendilerine uygun bir ev çoktan bulunmuştu. Bulunan eve bir güzel yerleştiler.

Bir kaç gün sonra Hacı Hasan’ın evinde, çocukları ve akrabalarıyla toplantı yapılıyordu. Mütevelli’de ne işler yapalım diye bir araya gelmiştiler. Her kafadan bir ses çıkıyordu. Kimi yorumlar yapıyor, kimileri de önerilerde bulunuyordu. O esnada kapılarına MÜTEVELLİ'NİN yerlisi olan bir misafir gelmişti. Gelen şahıs yakınlardaki GÜRES çiftliğinden birisiydi. Gelen adamcağız kapıda bir kaç kere seslendi. Ama içerideki sesler, dışarıdan gelen sesin duyulmasını imkânsız bırakıyordu. Gelen şahısın bir şey dikkatini çok çekmişti. O da Hacı Hasan’ın kapısının önündeki ayakkabıların  çokluğu idi.Hiç üşenmeden saydı. Tam 52 çift ayakkabı vardı, şaşırmıştı. 'AMMA DA ÇOK İNSAN VAR HAAA' dedi ve kahvenin yolunu tuttu. Kahveye varınca da sordular, nereden geliyorsun diye. Cevabı aynen şöyle olur, 52’lerin oradan geliyorum. Kahvedekilerde sorar 52’lerde kimler acaba diye. O da Hacı Hasan’ın evin önündeki ayakkabı sayısını ve olayı anlatır. Ondan sonra da Hacı HASAN ve sülalesinin ismi 52’ler lakabıyla tanınır.

Hacı HASAN, artık mütevelli’ye iyice alışmıştı. Geniş MÜTEVELLİ ovasından o ve akrabaları da nasiplenecekti... İşe, amele tedarikçiliği ile başladı. Kısacası MÜTEVELLİ tabiriyle DAYIBAŞI olmuştu. Üç ayrı tayfası vardı. Her bir tayfası en az 20 kişiden oluşuyordu. Bu üç tayfa ile pamuk çapası, üzüm işçiliği ve pamuk toplama işçiliği yapıyorlardı.

Hacı Hasan’ın okuma ve yazması yoktu. Bu üç tayfayı ise elindeki tesbih ile sayardı. Hani şu namazdan sonra çekilen 99’luk tesbih var ya, işte onunla sayardı. Hatta öyle dikkatli sayardı ki hiç fire vermezdi. Sabahki amele sayısı ile akşamki amele sayısı hep aynı olurdu. Oysa daha sonra el verdiği ve bu tayfa düzenleme işini yapan Sayın SACİT YURCİ kardeşimiz, tablet bilgisayarla ve defter kalemle de saymasına, yazmasına rağmen, mutlaka arada bir yanılgılara düşmektedir. Düşünün ki, Hacı HASAN bilgisayardan daha sağlam iş yapıyordu.

Hacı HASAN, yaşlanmasına rağmen bu işi yapıyordu. Sabah traktörler kapıya yanaşmadan önce Hacı HASAN ameleyi bağırarak ve çağırarak hazır ederdi. Hatta amelinin içeceği suya kadar dikkat ederdi.

Hacı HASAN artık öyle nam yapmıştı ki, İstanbul’daki akrabalarının arasında bile efsane olmuştu. Hatta bir akrabası İstanbul’dan gelir. MÜTEVELLİ parkının orada rast geldiği birisine aynen şöyle söyler. 'Ya kardeş, Hacı HASAN mahallesine hangi otobüs gider' diye sorar. Bu soruya cevap veren şahıs, sorduğu yerin uzak olmadığını ve burada şehir içi otobüs olmadığını bir güzelce anlatır… Amma Hacı HASAN ve akrabaları bir bölgede oturdukları için o sokaklara Hacı Hasan Mahallesi veya diğer ismi 52 mahallesi olarak adlandırıldığını anlatır. Misafirinde gideceği yönü ve yolu gösterir.

Bir gün akşam kahvelerin olduğu yerde bir kaza oldu. Bir araç yaşlı bir amcamıza çarpmıştı. O aracın çarptığı kişi Hacı Hasan’dı. Hacı HASAN o olaydan sonra sakat kaldı. İster istemez yaptığı işin jübilesini yaptı ve işi oğlu Abdülbaki ŞARE'ye bıraktı. Hatta bu iş için birkaç kişiye el vermişti. Ama en önemlisi ve işi hakkıyla yapan Sayın SACİT YURCİ'dir.

Gün geldi ve hak vaki oldu. Hacı HASAN ŞARE amcamız aramızdan ayrıldı. ALLAH rahmet eylesin, mekânı cennet olsun… Yaptığın hizmetler için teşekkür ederiz ve ALLAH senden razı olsun sevgili Hacı HASAN ŞARE amcamız...

Saygılarımla.