Diyetisyen Hatice Nur Ege


DİYETİSYEN’DEN RAMAZAN AYINA ÖZEL BESLENME TAVSİYELERİ

Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir aydır.


11 ayın sultanı Ramazan geldi. Öncelikle hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum Ramazan ayı, oruç tutanlar için beslenme ve yaşam şeklinin değiştiği bir aydır.

SAHURA MUTLAKA KALKILMALIDIR

Yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülebilmesi için günün oruç tutulmayan bölümünde en az 2-3 öğünü tamamlamak ve sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahura kalkılmaması ya da sahurda sadece su içilmesinin zararlı olduğu unutulmamalıdır. Çünkü bu beslenme tarzı yaklaşık 15-16 saat olan açlığı, ortalama 20 saate çıkarmaktadır. Bu da açlık kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak günün daha verimsiz geçmesine neden olmaktadır.

Aynı zamanda sahurda sağlıksız besinler ve yanlış beslenme alışkanlıkları metabolizma hızını düşürüp yediğimiz yemeklerin yağa dönüşüm hızını ve kilo alma riskini artırmaktadır. Bu nedenle sahura mutlaka kalkılmalıdır.

SAHURU KAHVALTI ÖĞÜNÜ OLARAK DÜŞÜNEBİLİRİZ..

Protein açısından zengin olan yumurta, süt, yoğurt, peynir gibi hafif gıdalar yiyerek uzun saatler boyunca tok kalır, enerjinizi koruyabilirsiniz. Bunların yanında tam buğday, çavdar, kepekli ekmek yemek de tok kalmanıza yardım eder, gün içerisinde kan şekeri dengenizi sağlar. Sahurda çok tuzlu ve baharatlı yiyecekler yenilmemelidir.

İFTARDA YAVAŞ VE İYİ ÇİĞNEYEREK YEMEK ÖNEMLİ

İftar sofralarında bir insana yetecek yemeğin 3-4 kat fazlası bulunabilmektedir. Çok uzun süre açlık sonrası iftarda kan şekeri düşebilir ve kısa sürede fazla miktarda besin tüketme isteği doğabilir. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek kalori almaktır.

Çok hızlı yemek yendiğinde bu süre zarfında fazla miktarda, enerjisi yüksek besinler yenilir ve bu durum hem sağlık açısından risk oluşturabilir hem de ilerleyen günlerde kilo alımına zemin hazırlayabilir.

Lokmalarınızı iyice öğütünceye kadar çiğneyin. Bu durum tokluk duygusu vereceğinden daha az yemek yemenizi sağlar. Böylece yemek sonrası mide rahatsızlıklarından da kurtarır.

İFTARDA YEMEĞE 10 DK MOLA VERİN

İftar da en önemlisi sakinlik. İri bir hurma ile orucu açın ardından bir büyük bardak ılık su daha sonra çok sıcak olmayan bir çorba. Çorba yağlı ve ağır bir çorba değil tahıl bakımından zengin bir çorba olmalıdır. Çorba içtikten sonra yemeğe 10-15 dakika bir süre ara verilmelidir. İftarda boş mideyi birden doldurmak ani tansiyon ve şeker yükselmelerine, mide barsak rahatsızlıklarına sebep olduğu için iftardan sahura kadar öğün sayısını artırıp, aralıklarla beslenmeye özen gösterilmelidir.

SU TÜKETİMİ ÇOK ÖNEMLİ

Ramazanda su tüketimi en çok sıkıntı yaşanan konudur. Ancak en fazla dikkat edilmesi gereken konu da yeteri kadar su içilmesi gerektiğidir. Besinlerin rahat sindirilip emilebilmesi, kabızlık gibi bağırsak sorunlarının yaşanmaması, vücutta ödem oluşmaması ve cilt sağlığının korunması gibi pek çok etmende su çok önemlidir. Kişilerin günlük alması gereken su miktarları farklılık gösterebilir.

Ancak iftarda sahura kadar olan süreçte 1,5-2 litre, yani ortalama 6-8 bardak su içilmesi gerekir.

İFTARDA AŞIRI ŞERBETLİ, YAĞLI TATLILAR YERİNE; SÜTLÜ TATLILAR

Tatlı seçiminizi iftardan hemen sonra yapmak yerine 1-2 saat sonra ara öğünde tercih etmek ve ağır şerbetli, yağlı ve hamur işi tatlılar yerine hafif meyve tatlıları, sütlü tatlılar; sütlaç, muhallebi veya dondurma tüketmek daha sağlıklı olacaktır. Ramazanın simgesi haline gelen güllaç buna en uygun tatlı olarak kabul edilebilir, haftada 1-2 kez sütlü tatlı yenilebilir. Güllaç, sütlü, yağ içeriği düşük ve üzerine serpilen cevizlerle besin kalitesi açısından diğer hamurlu, kremalı veya yağda kızartılmış tatlılara göre dengeli beslenme açısından daha uygundur.