CANIMIN BİR PARÇASI (V)
Kerem iyice kendine gelmiş, gözyaşları içinde sürekli benden özür diliyordu. ´´Canım? Kalbim, hayat kaynağım?
Anneler asla kırılmaz çocuklarına.´´ dedim ağlayarak. ´´İyi ki varsın bir tanem. Gözümün nurusun sen.´´
Biz gözyaşları içinde birbirimize sevgimizi sunarken kapı çalındı.
´´Buyurun!´´ dedim.
İçeri önce Kerem´i ameliyat eden bayan doktor, sonra da Kerem´in çalışma arkadaşları girdi. Doktor Kerem´e neler yapması ve neler yemesi hakkında bilgi verirken, arkadan Kerem´in samimi arkadaşı Harun elinde benim hırkam ve kol çantamla, yanımıza geldi.
Kerem´i doktor ve arkadaşlarıyla yalnız bırakıp koridora çıktım. Didem de yaklaşık yarım saat önce yanımızdan ayrılmıştı.
Neden sonra fark ettim ki ben Ersin´i aramamıştım ve saat akşamın sekizine geliyordu. Belki de Ersin eve gelmiştir diye düşünürken asansör kapısı açıldı ve Ersin koşarak yanıma geldi. ´´Nasıl şimdi.´´ Dedi gözyaşları içinde. ´´İyi ve daha iyi olacak´´ dedim.
´´Nereden öğrendin burada olduğumuzu?´´ diye sordum. Belki yirmi kez beni, bir o kadar da Kerem´i aramış. Benim telefonumu sessize aldıkları için duymadım, zaten kol çantam yeni gelmişti elime. Kerem´in telefonu ise kazadan sonra emniyette kalmış. Büyük bir ihtimalle Kerem´in telefonu da sessizdeydi. Zaten telefonunu hep sessizde tutardı. Ersin hisleri sayesinde Harun´u arayınca da olayı öğrenip koşarak hastaneye gelmiş.
Oda boşalınca Kerem´in yanına girdik. Babasını görünce tekrar ağlamaya başladı Kerem. Ersin de ağlıyordu ama bence her ikisinin de sevinç gözyaşlarıydı. Ersin oğlunun sağ salim kurtuluşuna, Kerem de yapılan bir hatanın nelere mal olacağının farkına varmasına ağlıyordu.
Allah´ım bir daha böyle acılar yaşatma bizlere ve tüm kardeşlerimize?
Son...