Mustafa Ali ÖZTÜRK


BU DÜNYADA MİSAFİRSEK EĞER?

BU DÜNYADA MİSAFİRSEK EĞER?


İnancımıza göre bu dünya bir uğrak yeri, geçici bir mekân, bir misafirhanedir. Kutsal kitabımızda anlatılan asıl dünya hayatı ise ahiret hayatıdır. Bizler sınırlı olan ve bir misafir gibi gelip geçtiğimiz bu dünya hayatında bir misafir gibi davranmalı ve ona göre bir hayat yaşamalıyız.

Dünya hayatı geçici bir zaman dilimi ve bizler ise bu geçici zaman dilimini kat etmekle mükellef yaratılmışlarız. Doğumla başlayan bu hızlı yolculuk ölümle sonuçlanır. Biz faniler dünyada kalıcı olamayız yani dünyaya maalesef kazık çakamayız. Sınırlı ve sorumlu olan kısacık dünya hayatımızda ise yapmamız gereken çok iş var.

Yapmamız gereken en önemli iş ise insan olarak doğduğumuz bu yolda insan kalarak yaşamak ve insan gibi bu sahneden çekip gitmektir. Peki bunu gerçekleştirebilmek için ne yapmalıyız? Bunun için çok şey yapmalıyız; ancak bu çok şeye takılıp kalmamalıyız. Çünkü yapılacak şeylerin listesi uzun olsa da gerçekleştirmesi çok basittir. Çünkü bu şeyler insanın yaratılışından beri fıtratında var olan şeylerdir. Bu şeylerin özü olan birkaç alameti sıralamak istiyorum.

Birinci olarak insan olmanın alamet-i farikası akıldır. Bundan dolayı aklımızı sonuna kadar kullanmalıyız. Aklımızı kullanmak için ise yine aklımızın en kapsamlı şekilde icra ettiği düşünme eylemini gerçekleştirmeliyiz. Çokça düşünüp bu düşünceleri uygulamaya geçmeliyiz. Düşündükçe insan olduğumuzu ve boşuna yaratılmadığımızı daha iyi idrak edeceğiz hiç kuşkusuz. Düşünerek, bize bahşedilen akıl nimetinin insan olabilmek ve insan olarak kalıp öbür dünyaya insan olarak taşınmak için ne kadar gerekli olduğunu da fark edebiliriz. İnsan olmanın anahtarı akıl denen nimeti insan olmak için kullanmaktadır.

İnsan olmanın ikinci alameti ise sevgidir. İnsan olarak bizi yaradan Allah için sevmeliyiz. Tüm yaratılmışları sevmeliyiz. Sevgi denen ulvi duyguyu en geniş manası ile ele almalı ve ona göre bu duyguyu hissetmeliyiz. Sevgiyi şöyle ya da böyle sınırlandırmamalı sevgiyi alt dallarda sıkıştırmamalıyız, bu duyguyu tüm boyutlarıyla hissetmeliyiz. Sevgiyi hissetmeye ve hissettirmeye insan olarak çok ihtiyacımız var. İnsan sevgiyi hissettiği müddetçe dünyada insan gibi yaşayabilir. Sever ve sevilirse dünyayı bir cennet bahçesine dönüştürebilir. Şüphesiz dünyadaki tüm varlıklar sevilmeyi hak ediyor. İnsana has bir duygu olan sevgi gerçekten insanlara yakışıyor ve taksonamik adıyla homo sapiens olarak adlandırılan canlıyı insanlaştırıyor.

Üçüncü olarak insanı insan yapan, insanı geleceğe taşıyan ise insanın hayal gücüdür. Düşünce ürünü olan ve sevgi duygusu ile yoğrulduğunda bu eylemin insan olarak kalabilmek için çok gerekli bir eylem olduğuna inanıyorum. İyiyi, güzeli, doğruyu düşleyerek insan kalabiliriz. Dünyadaki tüm güzellikler biraz da hayal gücünün mahsulüdür. İnsanlık güzel hayallerin hayata geçirilmesi sonu gelişmiştir. Dünyayı güzelleştirebilen hayallerin sahipleri ise bu dünyada insan olarak yaşayıp ahiret hayatına insan olarak göç ederler. Hayal kurmalı ve özellikle yeni nesillerin hayal kurmasına yardımcı olmalıyız. Hayalleri engellememeliyiz. İnsanlığın geleceği güzel hayallerde. Güzel hayallerin bittiği an insanlığın bittiği andır.

Son olarak ise faydalı olma eylemine dikkat çekmek istiyorum. İnsan dünyaya faydalı olabildiği sürece insan olduğunun farkına varabilir ve insan olarak kalabilir. Günümüz insanları fayda kelimesi üzerinde çok duruyor. Ancak fayda vermekten çok fayda görmek, yararlanmak durumu üzerinde duruyorlar. Nasıl faydalı olabilirimden çok nasıl fayda sağlarım, nasıl çıkar elde edebilirim gibi çıkarcı insana yakışmayan fikirler üzerinde duruyorlar. Bu da insanlıktan bizi biraz daha uzaklaştırıyor. İnsan kalabilmek için faydalı olmak gerekiyor. Tüm insanlık dünya için nasıl faydalı olabilirim diye düşünürse zaten tüm dünya istisnasız fayda sağlamış olur. Faydalı bireyler olarak bu dünyadan göçmek ise bu dünyayı insanca terk etmektir.

Sonuçta dünya olarak adlandırılan sınırlı ve geçici yaşam alanında adına hayat denen kısa yolculuğun insanca bir yolculuk olarak devam etmesinin ve bu yolculuğun sonunda şeref dolu bir ömrün geride kalması için düşünmeli düşünceleri sevgi ile yoğurmalı sevgi ile yoğrulan düşüncelerin sınırlarını hayal gücü ile genişletmeli ve dünyaya faydalı bireyler olarak hayata veda etmeliyiz. İki günlük bu dünyada misafirsek eğer insan olmak için, insan kalmak için ve insan olarak öbür aleme göç etmek için çabalamalıyız. Bu dünya hayatı için ikinci bir şansımız yok. Bir kez ve sınırlı olarak yaşayabileceğimiz bu kısa hayatı iyilikler ve güzelliklerle dolu olarak geçirmeliyiz.