Mehmet Bilek


BİR EKMEK HİKAYESİ

BİR EKMEK HİKAYESİ


Geçen gün MÜTEVELLİ SEVENLER de sevgili Murat YAZILITAŞ kardeşimiz bir tane fırın ekmeğinin resmini paylaşmış. Altına yorum yapmış, “ fırından ekmeği aldıktan sonra eve giderken ekmeğin köşesinden kimler koparıp yedi “ diye yorumlamış.

Bendeniz bu tür olayı defalarca yaptım. Hakikatten zevkli bir olaydır . Taze bir ekmeğin ucundan koparıp yemek.

Vaktiyle , bizim gençlik yıllarımızda köyde ekmek fırını bir taneydi. O da şimdiki eski fırındı. O zamanlar o fırını ALLAH rahmet eylesin ,mekanı cennet olsun Karadenizli Hüseyin amca işletirdi. Ustası da oğlu Mecit abi ve yardımcısı da yeğeni küçük Mecit abilerdi. Muhteşem ekmek yaparlardı. Fırına girdiğin zaman ekşi maya ekmeğin kokusunu iliklerimize kadar hissederdik.

Hatta ilk okula giden çocukların o mis gibi kokan ekmekden canları çekerse, fırına gidip yarım ekmek veya çeyrek ekmek alıp yerlerdi.

Hüseyin amcanın işlettiği fırında , köylümüz ekmeğini yoğurup mayaladıktan sonra Hüseyin amcanın fırınına emanet ederlerdi. Hüseyin amca o getirilen hamur tepsisini hemen fırına atmazdı. Ekmeğin hamurunun iyice mayalanmasını bekler ve kabaran hamurun birkaç yerine bıçak ucuyla çizikler atardı. Bu çizikler kabaran hamurun havasını dışarı atmasın için atılırdı. Fırından çıktıktan bir müddet sonra pişen ekmek ters yüz yapılıp sahibinin gelip almasını beklerdi.

Ben de böyle ekşi maya esmer ekmeğini çok severdim. Çocuk yaşlarda olmama rağmen nazım geçen insanlardan o ekmeklerinde bir parça ister ve kuyu başında oturur yerdim. Çok zevkli olurdu.

Çok özeniyordum ,ekşi mayalı ve tepside pişmiş ev ekmeğine. Zira bizim evde bu tür olay pek seyrek olurdu. Olduğu zaman da beyaz undan yapılırdı. Oysa ben hep ekşi mayalı esmer ekmeği severdim.

Hiç unutmam , karşı komşumuz SEHER ana böyle ekşi mayalı ekmek pişirdiği zaman beni çağırır ve bana bir parça verirdi. SEHER ananın bana bir ekmek verişi vardı ki çok muhteşemdi. Severek ve isteyerek o ekmeği verdiği yüzünün her hatlarında belliydi. Gülerek ,sevecenle ve isteyerek bir ikramda bulunurdu . Bu olayı birkaç kez yaşadım. Hatta beni göremediği zaman bile evimize gönderirdi. ALLAH ondan razı olsun bana bu mutluluğu yaşattığı için . Halen aklıma geldikçe dua eder ve o günleri tebessümle anarım. SEHER anaya ALLAH’tan rahmet diliyorum . Mekanı cennet olsun.

Delikanlılığa geçiş yıllarımda , fırının karşısında bir tulumba ,tulumbanın yanında da bir su yalağı vardı . Bu su yalağının her iki tarafında da oturmak için yerler vardı. Bu su yalağına hayvan sahipleri tulumbayı çekerek su doldurur ve hayvanlarını sularlardı.Bu su yalağı ,aslında eski bir çocuk kaya mezarymış. Eskiden KOLDERE dağlarından taş sökmeye gidenlerin getirdiği bir çocuk kaya mezarıymış. Bu tulumbanın yanında da beş metre aralıkla iki tane dut ağacı vardı. Bu dut ağaçlarının önünde futbol oynardık. Dut ağaçları da doğal olarak kalemiz olurdu.

Zaman zaman bu tulumbanın orada oturup vakit geçirirdim. Fırında ekmeğini pişirtip evine gidenlerden de bir parça kabuklu ev ekmeğinden isterdim. Çok lezzetli gelirdi bana bu esmer ev ekmeklerini yemek. Şimdiki çitoslardan binlerce defa daha güzeldi.

Yine bir gün akşam üstü vakitlerinde benden üç dört yaş büyük bir ablamız ,elinde esmer ekmek tepsisiyle fırından çıkmıştı. Canım çekmişti o ekmeği görünce . Ablamızın yanına gidip o ekmekten bir parça vermesini istemiştim. Nazikçe ,tabii ki sana ekmek veririm dedi. Hakikatten bir avuç büyüklüğünde bir parça ekmek verdi. Teşekkür ettim. O yoluna devam etti ve bende çok sevdiğim o mis gibi kokan ekmeği zevkle yedim.

O ablamız eve gidiyor ve ona soruyorlar , bu ekmekten neden bir parça koparılmış diye soruyorlar. Ablamız da ,benim canımın çektiğini ve ben istediğim için bana verdiğini söylüyor. Akşam abisi de kahvede beni buldu ve sen bizim kızdan neden ekmek istedin dedi.

Ben de ona , ben ekmek isterken hiçbir art niyetim olmadığını, o tür ekmeğe karşı aşırı zaafımın olduğunu ve canım çekti diye ablamızdan istediğimi söyleyince , o sevgili ağabeyimiz beni anlayışla karşıladı ve afiyet olsun dedi.

Tabii ki bu olay benim çok dikkatimi çekmişti. Bir daha kimseden ekşi mayalı esmer ekmek isteyemedim.

Sonra ne oldu biliyormusunuz ,

O kuyu başında otururken ve elinde ekşi mayalı esmer ekmekle geçenin ardından hep yutkundum yutkundum yutkundum.

Hala aklıma geldikçe o esmer ekmekler için yutkunurum.Şimdi İzmir de hep ekşi mayalı esmer ekmek alıyorum ama ,asla köyümün kadınlarının yoğurduğu o ekşi mayalı esmer ekmeğin tadını bulamıyorum. Ne yapayım aklıma geldikçe yutkunuyorum yutkunuyorum.

Selam olsun evinde ekşi mayalı esmer ekmek yiyenlere. Saygılarımla.