Op. Dr. Ebru Öztürk ÖKSÜZ


Baba olmak için çok “şansınız” var

Baba olmak için çok “şansınız” var


Baba olmak için çok “şansınız” var

İnfertilite (kısırlık) erkekler için çağımızın en önemli sorunlarından biri. Ancak teknolojinin ve tüp bebek yöntemlerinin giderek gelişmesyle birlikte baba olmanın önündeki pek çok engel ortadan kalkabiliyor…

Anadolu Sağlık Merkezi Kadın Sağlığı Koordinatörü, Tüp Bebek Merkezi Direktörü Prof. Dr. Aydın Arıcı, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ebru Öztürk Öksüz ve Tüp Bebek Merkezi Laboratuvar Sorumlusu Embriyolog Dr. Murat Başar, erkek kısırlığı hakkında merak edilenleri anlattı:

İnfertilite (kısırlık), günümüzde pek çok erkek için kabul edilmesi zor bir gerçek. Öyle ki, cinsel fonksiyonu mükemmel olan bir erkeğin menisinde dahi hiç sperm hücresi olmayabiliyor. Bu duruma inanmak çoğu zaman kolay değil elbette. Çünkü her ay tek bir tane üretilen yumurta hücresinin tersine, erkeğe ait üreme hücresi olan “sperm” sayısı milyonlarla ifade ediliyor. Sağlıklı bir erkek, her boşalma sonrasında vajinaya 300-500 milyon sperm bırakıyor. Peki, sağlıklı bir erkekte bu kadar bol olan sperm sayısı nasıl azalıyor ve hatta sıfıra düşebiliyor?

Araştırmalara göre zehirli kimyasal maddeler, sperm düzeyinin düşmesinin önemli nedenlerinden biri. Bu yüzden böcek ilacı ya da tiner gibi maddelerle çalışılıyorsa mutlaka filtreli maske takılması gerektiği unutulmamalıdır. Ayrıca çalışılan ortamın sık sık havalandırılması da önemli bir nokta. Kimyasal maddelerin dışında çevresel atıkların, hidrokarbonların, aşırı miktarda bilgisayar, cep telefonu gibi radyasyon yayan cihazları kullanmanın -henüz tam anlamıyla kanıtlanmasa da- infertiliteye sebep olabileceği düşünülüyor. Tabii bilim dünyası bize, erkeğe bağlı kısırlığın kanıtlanmış nedenlerini de gösteriyor:

• Hormonal bozukluklar

• İnmemiş testis (kriptorşizm)

• Testis tümörleri

• Testis travmaları

• Varikosel (damar genişlemesi)

• Enfeksiyon

• Genetik faktörler

• Çevresel faktörler ve alışkanlıklar

Sperm hücresi nedir?

Her ay tek bir tane üretilen yumurta hücresinin tersine, erkeğe ait üreme hücresi olan sperm sayısı milyonlarcadır. Erkek üreme organlarında bir spermin yapılış süreci yaklaşık 75 gündür. Bu süre sonunda olgun hale gelen spermler semen içinde dış ortama atılır. Normal şartlarda sperm hücreleri, tek bir yumurta için yarışa girerler ve içlerinden en hızlı, en kaliteli olanı yumurta hücresinin dışındaki zarı delerek döllenmeyi gerçekleştirir. Sağlıklı bir erkek, her boşalmada vajinaya 300 - 500 milyon sperm bırakmaktadır.

Erkeğe bağlı kısırlık nedenleri

Hormonal bozukluklar

Sperm üretimi beyinde yer alan hipofiz bezinden salınan FSH ve LH isimli hormonların kontrolü altında olduğu için bu hormonların düzensiz salgılanmasına bağlı infertilite oluşabilir.

İnmemiş testis (Kriptorşizm)

Testisler normalde doğumda veya bir yıl içerisinde yumurtalık torbalarına iner. Sağlıklı sperm üretimi vücut sıcaklığından daha düşük derecede sperm üretiminin gerçekleşmesidir. Testislerin inmemesi durumunda yukarıda kalan testislerin yüksek ısıya maruz kalması sonucu sperm üretimi bozulur ve erkekte infertiliteye neden olabilir. Testislerdeki 1-2 derece artış bile sperm ve testesteron üretimini önemli ölçüde etkileyebilir. Testislerin ısısını arttıran dar pantolonlar, bisikletçilerin giydiği taytlar uzak durulması gereken giysilerdir. Sıcak duş, sauna jakuzi gibi yerlerde çok vakit geçirmek testislerin ısısını arttırarak benzer etkilere yol açabilir. Sigara sperm sayı ve hareketliliği üzerinde olumsuz etkileri vardır.

Testis tümörleri

Tümör tedavisi süresince kullanılan ilaçlar ve radyoterapi sperm üretimini olumsuz yönde etkiler.

Testis travmaları

Yaralanmalara ve kazalara bağlı olarak oluşan infertilite nedenini oluşturur.

Varikosel

Testislerin etrafında yer alan damarların anormal genişlemesi infertiliteye neden olabilir. Her varikoseli olan erkek infertildir anlamına gelmez, fakat infertilite nedenleri arasında yer alır. Yapılan bir araştırmada, daha önce eşini gebe bırakmış erkeklerin yüzde 20'sinde varikosel bulunduğu tespit edilmiştir. Kadının sağlıklı olduğu infertil çiftlerde ise varikosel görülme oranı yüzde 35-40 civarındadır.

Varikosel sol tarafta daha sık görülür. Erkeklerin yüzde 10'unda ortaya çıkan bu durum, genellikle herhangi bir yakınmaya yol açmaz. Varikosel, yumurtalıkların muayene edilmesi ve ultrasonografik inceleme ile tespit edilir. Varikoselden yakınan erkeklerde kan akımının yavaşlamasına bağlı olarak yumurtalık torbasında ısının yükselmesi kısırlığa neden olabilmektedir. Cerrahi girişim, kısırlığın başka bir nedeni tespit edilemediğinde ya da varikoselin ağrıya yol açtığı durumlarda önerilmektedir.

Enfeksiyon

Üreme organlarındaki mikrobiyal enfeksiyonlar infertiliteye neden olabilir. Buna örnek olarak tüberküloz, cinsel yolla bulaşan hastalık (klamidya), gonore (bel soğukluğu) verilebilir.

Genetik faktörler

Klinefelter sendromu ve kistik fibrosiz gibi genetik hastalıklar da infertilite nedenlerindendir.

Çevresel faktörler ve alışkanlıklar

Erkeğin sahip olduğu meslek, sigara ve uyuşturucu kullanımının yanı sıra bazı hastalıkların tedavi sürecinde kullanılan ilaçlar da infertiliteye yol açabilir

Semende hiç sperm yoksa uygulanacak tedaviler

Semende sperm bulunmaması azoospermi olarak bilinir. Spermi taşıyan kanallarda tıkanıklık veya testislerdeki sperm yapımı bozukluğuna bağlı olarak ortaya çıkar. Tedavi yöntemi mikroenjeksiyondur. Bu tedavi yönteminde spermin elde edilmesi ürolog tarafından gerçekleştirilen ve TESA ya da TESE olarak bilinen cerrahi işlemlerle sağlanır. Günümüzde tüp bebek merkezlerine başvuran çiftlerin yaklaşık yüzde 5'i bu yöntemlerle tedavi edilmektedir.

- TESA (Testiküler Sperm Aspirasyonu)

Sperm hücrelerini taşıyan kanalların tıkalı, gelişmemiş olması veya çok az sayıda sperm üretimi nedeniyle erkekten alınan semen içerisinde sperm bulunmaması durumunda, testislerden iğne ile sıvı çekilip sperm hücresi elde edilmesi yöntemidir.

Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirilir, hasta aynı gün içerisinde normal hayatına devam edebilir. Bu yöntemle elde edilen olgun veya gelişmekte olan spermler, ICSI (mikroenjeksiyon) yönteminde kullanılır.

- TESE (Testiküler Sperm Ekstraksiyonu)

TESA yöntemi ile sonuç alınamadığında veya ileri düzeyde sperm üretimi eksikliği olan durumlarda, testislerden cerrahi müdahale ile parça alınması yöntemidir. Operasyon lokal anestezi altında gerçekleştirilir, hasta aynı gün içerisinde normal hayatına devam edebilir. Bu işlem, ameliyat mikroskobu ile incelenerek testislerden küçük doku parçacıkları alınması anlamına gelir. Ameliyat mikroskobunun kullanılması, sperm bulunma ihtimalinin yüksek olduğu doku bölgelerinin daha kolay ayırt edilmesini sağlar. Aynı zamanda dokuyu besleyen damarlarda da hasar en aza indirilmiş olur. Alınan doku parçacıkları mikroskop altında daha ileri düzeyde bir incelemeye tabi tutulur. Sperm hücresi bulunduğu taktirde ICSI (mikroenjeksiyon) yönteminde kullanılmak üzere çeşitli hazırlık aşamalarından geçirilir.

- Mikro-TESE Yöntemi

Çocuk sahibi olamayan azospermik erkekler ‘mikroskobik testiküler sperm ekstrasyonu’ denilen ‘mikro tese’ yöntemiyle çocuk sahibi olabilmekteler. Tıkanıklığa bağlı olmayan durumlarda ise testislerde sperm üretimi ya hiç yoktur ya da belirli alanlarda çok sınırlı sayıda olmaktadır. Bazı tübüllerde hiç üretim olmazken bazılarında az sayıda sperm olabilmektedir. Menisinde sperm olmayan erkeklerde, ameliyat mikroskobu kullanılarak testisinden sperm elde etmek için yapılan bu işlemde, sperm bulunan alanlar daha kolay tanımlanarak sperm elde edilebilmektedir. Anestezi altında yumurtalıklar açılarak mikroskop altında incelenir. Bu yöntemle yumurtalıkta sperm üretilen bölgeler daha iyi seçilmekte ve alınan doku miktarı daha az olduğundan çok sayıda alandan parça alınabilmektedir. Bu dokular laboratuvarda embriyolog tarafından kesilerek kanalların içine dökülmüş ya da kanallara yapışık olan sperm hücreleri ayıklanarak mikroenjeksiyon işleminde kullanılır.

Bu yöntemde, TESE işleminden farklı olarak, testisin mikroskop ile incelenmesi sperm bulma şansını da yükseltmekte ve daha fazla sayıda sperm elde edilmesini sağlamaktadır. Diğer önemli bir konu da hastanın testisinden doku kaybının TESE yöntemine oranla daha az olmasıdır. Böylece, operasyonda testislerin en az zarar görmesi sağlanmakta, salgılanan testosteron hormonunun kandaki seviyesini azaltacak işlemlerden kaçınılmaktadır.

Sperm seviyesinin düşmesine yol açan dış etkenler nelerdir?

Araştırmalara göre zehirli kimyasal maddeler sperm düzeyinin düşmesine neden olabiliyor. Böcek ilacı ya da tiner gibi maddelerle çalışılıyorsa mutlaka filtreli maske takılması gerektiği unutulmamalıdır. Çalışılan ortam sık sık havalandırılmalıdır. Bunun yanında çevresel atıklar, hidrokarbonlar, aşırı miktarda bilgisayar, cep telefonu gibi radyasyon yayan cihazlar henüz tam kanıtlanmasa da infertiliteye sebep olabileceği düşünülüyor.

Erkeklerde kısırlık konusunda doğru bilinen yanlışlar nelerdir?

En çok gördüğümüz yanlış eğer bir erkek ilişki kurabiliyor ve meni geliyorsa onda kısırlık olmaz düşüncesidir. Bir erkeğin cinsel fonksiyonu mükemmel olabilir ama menisinde hiç sperm hücresi olmayabilir.

Erkek infertilitesinde yeni yöntemler var mı?

Tüp bebekte karşılaştığımız tüm erkek infertilitesi vakalarında mikroenjeksiyon yöntemini kullanmaktayız. Mikroenjeksiyon yöntemi uygulanırken spermler yaklaşık 300 kat büyütülerek seçilmektedir. Son zamanlarda erkek infertilitesinde başarıyı arttırıp daha iyi embriyo gelişimini sağlayan IMSI yöntemiyle spermler yaklaşık 6000 kat büyütülerek seçilmektedir ve bu da şiddetli sperm sorunu olan olgularda gebelik şansını klasik yönteme göre yaklaşık iki kat arttırmaktadır.

Son zamanlarda kullanılmaya başlanan bir diğer yöntem de mikro akışkan çip yada sperm çip olarak bilinen yöntemdir. Gerek mikroenjeksiyon yönteminde olsun gerekse IMSI yönteminde olsun spermler morfolojileri ve hareketlerine göre seçilmekteyken mikro-çip yöntemiyle bunlara ek olarak DNA yapısı en ideal olan spermlerin seçile bilindiği öngörülmektedir. Mikro-çipler çok ufak kanalcıklardan meydana gelir ve bu sayede en iyi kalitedeki spermlerin seçimine yardım eder. Bu yöntem ile sağlıklı olmayan, DNA’sı hasarlı spermler ile kaliteli ve hasarsız olan sağlıklı spermler ayrıştırılarak tedavide kullanıma olanak sağlanır. Böylece kaliteli ve DNA hasarı olmayan spermler kullanılarak elde edilen embriyolarda gebelik şansını arttırdığını gösteren çalışmalar mevcuttur.