Ayşe GERENTEPE


365/8 HAYATLAR

365/8 HAYATLAR


365/8 HAYATLAR

3 Aralık Dünya engelliler günü ve 10-16 Mayıs Engelliler Haftası engellilerin insan yerine konulduğu günler karşılarına alınıp adam sayıldıkları günlerde diyebiliriz. Peki, bu engelli denen insanlar yani bizler sadece bu günlerde yaşıyoruz diğer günler yokumuzda yok sayılıyoruz bunu yıllardır anlayamadım. Bizlerin varlığı kime ne zarar sağlıyor da bu kadar dışlanıyoruz ve yok sayılıyoruz. Bizlerin diğer insanlardan farklılıkları var diye dışlanmamız makul bir davranış mı?  Hepimizin yaratıcısı Allah ise onun yarattığını dışlamak kimin haddine düşer!..

Alla hu Teâlâ doğayı yaratırken farklı türlerde canlılar yaratmış ki bunların varlığı doğal yaşam zincirini oluşturmuş. Doğa bu sayede dengeli bir şekilde varlığını devam ettiriyor. Bana göre bizler insanlar arasında böyle bir dengeyi oluşturmak için farklı özellikte yaratıldık.

Neye kime göre engelli isek önce bunu bulalım. Bizler öğrenebilme yeteneğimize göre engelli isek peki sağlıklılar da her şeyi aynı sürede mi öğreniyor kimileri bir defa da kimileri çok tekrarlarla öğrenmiyor mu?

İş yapabilme yeteneğimize veya gücümüze göre engelli isek her insan her işi yapabiliyor mu ki,  bizlerin yapamaması engel teşkil ediyor. Herkesin kendine göre yetenekleri vardır mutlaka engellilere de gerekli eğitim verildiğinde onlarında çok iyi yapabileceği işler vardır.

Görebilme yeteneğimize göre engelli isek gören gözlerin de göremediği için değerlendiremediği fırsatlar bakarken kavrayamadığı işler mutlaka oluyor.  

Duyabilme ve konuşabilme yeteneğimize göre engelli isek duyan kulakları konuşan ağızların anlatamadıkları, anlaşamadıkları, duymazdan geldikleri ve duyarken anlamadıkları yok mu?

Fiziksel özelliklerimize göre engelli isek bunlar uzuv kayıpları dediğimiz; kolumuzun, bacağımızın olmaması, boyumuzun kısa olması gibi sorunlar ve yürüme yeteneğimize göre engelli isek uzuvları tamam olan ve yürüyebilenler her işte başarılı mı oluyor?

Öncelikle bizlere uygun ortamlarda eşit hak ve hizmet verilmedi. Bunları başlıca bazılarını sayacak olursak; eğitim olanağı, ulaşım olanağı, mimari engeller olmasaydı topluma katılma ve iş olanağı sağlansaydı herkes gibi başarılı olur çalışırdık. Topluma faydalı örnek insanlar olarak hizmet ederdik.

Eşit hak ve hizmetler bizlere verilmeden 3 Aralıkta ve 10-16 Mayısta bizleri karşınıza almanızın alkışlamanızın bir anlamı yok. Bizlere eşit hak ve hizmetler tamamen verildiği gün gelsin bizler sizleri alkışlayalım ve kutlayalım. Peki, bizler diğer günler neden göz ardı ediliyoruz. Bunu açıklayabilecek olan var mı? Her insan gibi 365 gün boyunca bizde varız. 365 gün içinde bizler sadece 8 gün hak arama talep edebilme hakkı bizlere yeterli değil. Şimdi şöyle cevap verdiğinizi duyar gibiyim. Sizlere engelli ayrıcalığı sunan yasa çıkardık ve sürekli aylık veriyoruz, sağlık hizmeti sunuyoruz isteğe göre gıda ve yakacak yardımı veriyoruz... Diyeceğinizden eminim. Bu çıkardığınız yasa kime ayrıcalık tanıdı bilmiyorum çünkü yasa maddeleri uygulanmadan hissetmemiz mümkün değil.  Keşke balık vereceğinize balık tutmayı öğretseydiniz ve balık tutabileceğimiz imkânlar sunsaydınız engellinin bulunduğu ortamlarda ve her ortamı engelliye uygun hale getirseydiniz. Yani çıkardığınız yasanın takipçisi olup arkasında demiyorum yanı başında dimdik dursaydınız uymayanlar için ek süre vereceğinize yaptırım gücünüzü kullansaydınız.  Bizlerin elini kolunu bağlama saydınız.  Bende kendi kendinize ceza kesmenizi istiyorum tabi bunu yapmanızı beklemek hayalden öteye gitmez.

Eğitim her engeli aşar diye sloganlar atıyorsunuz. Engellilere şiirler okutup bazı beceriler kazandırıp sergilemelerine alkışlayarak bak onlarda yapabiliyor diye vicdanınızı rahatlatıp sorumluluğunuzun bittiğini düşünüyorsunuz. Oysa bitmiyor daha yeni başladı çünkü başlamakla bitirmek olmamalı özel eğitim hizmetinden yararlanan kaç engellimiz var hayata katılan kendi sorumluluklarını kavrayan ve yerine getirebilen maddi kazanç sağlayabilen bunun olmaması yeterli eğitimi almadıklarını gösterir. Başka bir açıdan daha bakalım eğitim her engeli aşar sözüne eğer öyle olsaydı var olan engellerinde olmaması gerekirdi. Çünkü bu engelleri oluşturan herkes eğitimliydi. Örneğin ülkemizi yöneten gelmiş geçmiş ve var olan tüm yöneticilerimiz eğitimli bireyler. En başta gözle görülen mimari engellerimiz eğitimli mimarlar ve mühendisler tarafından çizildi ve eğitimli yöneticilerimiz tarafından da onaylandı. Durum böyle olunca bence eğitim engel de yaratıyor. Bunları yaşayan 40 yaşı da bir engelli olarak yazıyorum. Ben kendi çabamla zorla da olsa (çünkü ailem eğitimli değildi) ailemin desteğiyle açık öğretimden de olsa üniversiteyi tamamladım. Ayrıca 162 saatlik bilgisayar kursuna gittim belgelerimi aldım. Sınavlara girdim ve kazandım ama köyde yaşayan engellide olunca bunları takip etmek gerekli yerlere zamanında başvuru yapmak pek mümkün değil. Bence eğitim ekmek, su ve hava gibi hayatımızın sürdürülmesini sağlayan doğal bir ihtiyaç en başta benim kendimi ifade etme mi sorunlarımı ve düşüncelerimi ifade etme mi sağlıyor.     Yakın zamanda yaşadığım bir sorunu da anlatmak istiyorum. Tarih 13.10.2014 o gün Saadet Şeranoğlu`nun Engelsizsiniz programının bu yayın dönemi için ilk konuğu olarak katılacaktım. Çünkü geçen sezon Saadet Hanım gelecek sezonu seninle açmak istiyorum diye söz vermişti. Bende ona ulaşım engelini aşabilirsem memnuniyetle katılırım diye söz vermiştim.  Ama olmadı. 07. 07,2005 tarihinde yasamızın çıkmasına rağmen 13.10.2014 tarihinde engeller kalkmamıştı. Durum böyle olunca bende yayına katılamadım. Aslında katılmak için bazı yöneticilerimize ulaştım. Onlardan talebim akülü tekerlekli sandalyemle Manisa şehir merkezine gelmek istediğimi söyledim ama kimileri böyle bir araçlarının olmadığını, kimileri araçları olmasına rağmen hizmete başlamadıklarını söylediler.  Bu benim o an için köyümden akülü tekerlekli sandalyemle ulaşım hizmeti sağlanmaması için yeterli bir sebep mi? Şimdi bana yapılan ayrıcalık mı yoksa ayrımcılık mı çünkü sağlıklı insanlar yıllardır rahatlıkla bu hizmetlerden istedikleri zamanda yararlanıyorlar. Bunca olumsuzluklara rağmen Allah`tan umut kesilmez diyorum. Umut yoksa yaşamanın ölümden farkı olmuyor.

Bence her yeni bir gün içinde sayısız umut barındırır. Bende bu umutlarla gelecek engelsiz günlere kavuşmak için içimdeki mücadele ruhunu asla kaybetmeyeceğim.  Hep birlikte böyle düşünür isek engelleri aşmak, engelsiz günlere kavuşmak daha kolay ve yakın olacaktır. Birlikten kuvvet doğar sorunlar kolay çözülür. Birlik olalım engelleri kaldıralım. Herkes eşit hak ve fırsatlar içinde yaşamını kendi gücüyle sürdürsün ki 3 Aralık Dünya Engelliler Günü ve 10-16 Mayıs Engelliler haftasını bayram coşkusuyla hep birlikte kutlayalım. Şimdi yapılması gereken kutlama değil sadece engellilerin fark edilmesinden varlıklarından haberdar olunmasından öteye gitmez. Bu fark edilme anlık da olsa dileğim 365/8 değil 365/365 var olduğumuzun kabul edilmesidir. Bütün eleştirilerim karalamak için değil sadece düzeltilmesi için bizlere verilen hak talep etme ve arama günlerinde yoksa daha sonra yazmam bu kadar etkili olmazdı.