Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, Vali Yardımcısı Mehmet Yüce, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Köseler Mahallesi Muhtarı Arif Koç’un da katıldığı inceleme gezisinde Vali Bektaş, antik kent içindeki yerleşim yerlerini, Meclis ve Agora`yı gezerek Kazı Başkanı Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim üyesi Prof. Dr. Ersin Doğer`den bilgi aldı.
Prof. Dr. Ersin Doğer, Aigai bölgesinde ilk kazının kendileri tarafından 2004 yılında başlatıldığını, 11. yılını doldurduklarını belirterek "Kültür Bakanlığı`nın verdiği kaynakla yıllardan beri biz idare ediyoruz. Ayrıca, 2004 yılında Aigai kazılarının başlamasına neden olan Anemon Otelleri sahibi İsmail Akçura bize destek veriyor. İkisini birleştirerek en az 3 ay olmak üzere Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında kazı yapıyoruz. Bu sene kazıları tamamladık. 11 yıldan beri kentin özellikle Agorasını, meclis binasını ortaya çıkardık, çeşitli heykelleri ortaya çıkardık. Manisa`ya yeni bir müze kazandırıldığı takdirde, çalışmaların başladığını duyduk, bu eserler orada sergilenecek. Kazımız çok uzun soluklu bir kazı. Çok geniş bir alana yayılmış durumda. Kazıların daha 100 yıl devam etmesini bekliyoruz" diye konuştu.
Prof. Doğer, bugüne kadar yapılan kazılarda envanter kayıtlarına 10 binlerce eser girdiğini belirterek şunları söyledi: “İlk sene burada heykelleri baş aşağı gördük. Defineciler iyi ki bulamamış. Bu sene bizi şaşırtan bir şey oldu. Keçi kemiklerinden çok güzel eserler yapmışlar. Kaşıklar yapmışlar, eşyalar yapmışlar. Bir de ‘Büyük Balık Küçük Balığı Yutar’ atasözünün gerçek olduğunu gösteren bir büyük balık kemikleri içinde küçük balık kemiklerine rastladık. Bir de çok farklı bir kandil bulduk. O beni çok şaşırttı. Bir katır, katırın sağında ve solunda iki küfe, küfeler kandil şeklinde. Seyyar bir sokak lambası gibi"
Vali Bektaş da incelemenin ardından yaptığı açıklamada, "Bu seneki kazı sezonu tamamlanmış bulunuyor. 10 yıldır devam eden bir kazı faaliyeti var. Kültür Bakanlığı ve Anemon Otelleri Sahibi İsmail Akçura`nın katkıları ile bugüne kadar geldi. Bundan sonra da devam edecek. Edindiğim bilgilere göre, vaktiyle burada çok büyük bir uygarlık varmış, şehir varmış. Şehrin bütün unsurlarıyla yaşayan, o zamanın kültürünü, o zamanın yaşam tarzını bütün unsurlarıyla bize gösteren bir şehir varmış. İnşaat malzemesi olarak taş kullanıldığı için bugüne kadar kalabilmiş. Ahşap bu kadar uzun ömürlü olamıyor. Ben gerçekten bu kadar kapsamlı, geniş, çok boyutlu bir eserle karşılaşacağımı düşünmüyordum. Gerçekten çok önemli bir yer. Burası bizim tarihi bir varlığımız. Koruyup, geliştirip, insanlara sunmaya çalışacağız. Ben hocama, ekibine, Kültür Bakanlığımıza, İsmail beye, katkı veren herkese teşekkür ediyorum" diye konuştu.