Yenidoğan Çetesi davasında 5. gün! Eski bakan da duruşma salonunda
İstanbul'da çok sayıda bebeğin ölümüne neden olmakla suçlanan 47 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması 5. gününde sürüyor. AK Parti Osmaniye Milletvekili, eski Aile ve Sosyal Hizmetler Eski Bakanı Derya Yanık da duruşmayı izlemek için mahkeme salonuna geldi. Çetenin kilit isimlerinden ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir, günün savunma yapan ilk ismi oldu.
İstanbul'da bebekleri anlaşmalı oldukları hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi'nin yöneticileri ve üyelerinin yargılandığı davada sanıkların savunmaları bir bir alınıyor. Dünkü duruşmada, il dışı hasta sevklerini yapan ve bebek başına 5 bin TL aldığı iddia edilen tutuklu sanık Serdar Yüksel, "Senin hastanelere sevk yapmanda 112'nin haberi var mıydı?" sorusuna "Evet, tabii ki vardı" yanıtını verdi.
Bakırköy Adliyesi konferans salonunda görülen duruşmaya AK Parti Osmaniye Milletvekili, eski Aile ve Sosyal Hizmetler Eski Bakanı Derya Yanık da katıldı.
AMBULAN ŞOFÖRÜ GIYASETTİN MERT ÖZDEMİR SANIK KÜRSÜSÜNDE
Kürsüye ilk olarak çetenin kilit isimlerinden ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir geldi. İddianamede; Özdemir'in 112 ambulans şoförü olduğu, Fırat Sarı'nın işletmeciliğini yaptığı hastanelerin yoğun bakımlarını doldurabilmek adına ASKOM algoritmasına aykırı olacak şekilde hareket edip önce bebek hastanın ailesini ikna ettikten sonra hasta için tedavi ret işlemini yapıp 112 çağrı merkezinden provizyon numarası almadan, sanki bu hasta başka hiçbir hastaneye gitmemiş gibi gösterilerek işletme hastanelerinin birisine acilden giriş yapılmasını sağlayarak bu işlem neticesinde sevk başına para aldığı, zaman zaman 112 nakil birimi ile yaptığı görüşmelerde kendisini "Doktor" Ahmet olarak tanıttığı iddia ediliyor.
"HASTA YÖNLENDİREREK PARA KAZANDIĞIMI KABUL EDİYORUM"
Gazeteci Emrullah Erdinç ve Rojda Altıntaş'ın aktardığına göre; mahkeme başkanı hakkındaki suçlamaları okudu ve sanık savunmasına başladı:
Gıyasettin Mert Özdemir: Suçlamaları kabul etmiyorum, ancak hasta yönlendirerek para kazandığımı kabul ediyorum. Burada bir gerçeği açıklamak istiyorum: İstanbul'da yalnızca 4 kuvözlü ambulans bulunuyor. Bu ambulansların bir hastaya ulaşması en az 2 saat sürüyor. Bu nedenle, tıp merkezinden yoğun bakıma ihtiyaç duyan bir hastanın sevk edilmesi ortalama 5-6 saat alıyor.
Hasta bir an önce hastaneye gitmeli, fakat mevcut kurallar bu süreci hızlandırmaya izin vermiyor. Bu yüzden sevk zinciri bizim gibi kişiler aracılığıyla kırılıyor ve hastane bulunuyor. Biz doktorlarla konuşarak özel hastanelerin ambulanslarını kullanıyoruz ve 112 Acil Çağrı Merkezi'nden protokol alıyoruz. Böylece 5-6 saat süren sevk süreci, 45 dakikada çözülebiliyor.
Bu, hasta bakımından daha uygun bir çözüm mü? Mahkemenin takdirine bırakıyorum. Şunu da belirtmek isterim: Yoğun bakım ünitesi olmayan hastanelerde, 112'ye durumun bildirilmesi 30 dakika sürüyor. Kamu hastanelerinde ise uygun bir hastane bulunması çok daha uzun zaman alıyor.
Bu nedenle, hastaneler bizimle iletişime geçiyor. Biz, 45 dakika içinde hastaya uygun bir hastane buluyoruz. İstanbul Avrupa Yakası'nda, bebekleri taşımak için yalnızca 4 adet kuvözlü ambulans var. Buna karşılık, özel hastanelerde yenidoğan ünitelerine sahip her hastanede kuvözlü ambulans bulunuyor.
"SAVCI ART NİYETLİ"
Gıyasettin Mert Özdemir: Savcı Yavuz Engin tarafından bilerek art niyetli olarak 112 ambulans şoförü olmam nedeniyle alo yapıldığını düşünüyorum. İddianamenin 1400 sayfa olmasına rağmen, İstanbul dışında çalışan 112 nakil birimindeki personelin ifadelerinin alınmadığını görüyorum. Bu durum, benim açımdan bir art niyet barındırıyor. Tüm 112 çalışanlarının da zan algında bırakıldığını düşünüyorum.