Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, yeni sınav sistemi kurgulanırken, sınavların öneminin azaltılması ve yıl içinde birden fazla girilebilecek bir sınav sistemi oluşturulması gerektiğini söyledi.
Üniversiteye giriş için yeni bir sınav sistem hazırlığında olan Milli Eğitim Bakanlığı, bu sistemi 2015 yılında hayata geçirmeyi planlıyor. Yıl içinde birden fazla sınav yapılmasını öngören yeni sistemle ilgili tartışmalar devam ederken İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, öğrenciler için en sağlıklı sistemin tek sınav yerine birkaç sınava bağlı bir sistem olduğunu ve sınavlara yüklenen anlamın en az indirilmesi gerektiğini söyledi. Ancak bu yöntemle başarının artacağını söyleyen Prof. Dr. Üçtuğ, üniversitelerin kendi öğrencilerini seçme konusunda da serbest bırakılmaları gerektiğini belirtti.
Sınavsız üniversite kavramının mümkün olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, “Üniversiteye girişte dünyada birçok sistem kullanılıyor. Bunların çoğunda her ülkede farklı formatlarda uygulanan sınavlar var. Bu ülkelerden farklı olarak, ülkemizde öğrenciler merkezi olarak yerleştiriliyor. Üniversitelerin, bu sınavların sonucundaki skorlara göre, öğrencilerini seçmeleri daha iyi olur. Türkiye’de yaklaşık 200 üniversite bulunuyor ancak mevcut sisteminin koyduğu barajın altında kalan öğrencilerin hiç bir yere girmesine izin verilmiyor. Bir yanda üniversitelerin kontenjanlarında boşluklar kalırken diğer yanda ‘Sen hiç bir şey okuyamazsın’ denilen yüz binler var. Bunun önü açılmalı ve üniversiteler kendi öğrencilerini seçme konusunda serbest bırakılmalı” ifadelerine yer verdi.
Sınavların öğrenci psikolojisi üzerindeki olumsuz etkilerinin azaltılması gerektiğini ve genç yaştaki öğrencilerin bu psikolojiyi kaldırabilecek güçte olmadığını ifade eden Üçtuğ, “Yıllar boyunca gençlerimize çok haksızlık ettik. Yaşamlarının bu sınava bağlı olduğu algısını oluşturduk. Bu algı, birçok gencin psikolojisini olumsuz yönde etkiledi. Araç olması gereken sınav amaç haline geldi. Sınavın bu kadar fazla önemsenmesi ve hayatın merkezine alınması öğrencilerin kendilerini başka bir alanda yetiştirmelerini de olumsuz etkiliyor. Örneğin, bugün hayatta bir numaralı yeti olarak kabul edilen dil eğitimine, üniversiteye giriş sınavında yer almadığı için önem verilemiyor” şeklinde konuştu.
Dershane kavramına olan gereksinimi ortadan kaldırmak için…
Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının zor bir konu olduğunu belirten Üçtuğ, “Ülkedeki tüm okulları aynı düzene getirecek bir sistem için çalışılmalı. Bu çerçevede Milli Eğitim’e ayrılan kaynaklarımızı sonuna kadar zorlamamız ve okullarımızın düzeyini daha öteye taşımamız gerekir. Belki bu bağlamda dershaneler dönüşebilir ve eğitimin eşitliği konusunda katkı sağlayabilir” ifadelerini kullandı.
Öğrencilerin sınav başarısından ziyade, öğrenmeye yönelik bir eğitim almasının daha önemli olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yıldırım Üçtuğ, “Sınavlara atfedilen önemin azalması ve çocukların okula dönmesi gerekiyor. Sınavlar bu kadar önemli olarak topluma lanse edildiği sürece dershane türü bir olgunun önüne geçme imkanımız yok. Var olan yarışı hafifletmenin yolu ise bu sınavlara atfedilen önemin düşürülmesi ve birkaç kez girilebilir hale getirilmesidir. İşte o zaman dershane kavramına olan gereksinim ortadan kalkar veya azalır. Öğrencilerin okula dönüşü böyle sağlanabilir” dedi.