SARUHANLI - Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu Saruhanlı´da Atatürkçü Düşünce Derneği ADD tarafından düzenlenen ?Türkiye Nereye Gidiyor? konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Feyzioğlu, burada yaptığı konuşmada; "Bu Siyasi Partiler Kanunu´yla partili Cumhurbaşkanlığı derseniz, meclisin başkanı denetleme ihtimali olmaz. Hatta bu sistemle apartman yönetemezsiniz" dedi.
Saruhanlı Belediye Kültür Sitesinde düzenlenen konferansa Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, ADD Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Altınışık, HSYK Eski Başkanı Ali Suat Ertosun, ADD Manisa Şube Başkanı Gülbahar Tahmilci, Saruhanlı CHP İlçe Başkanı Ayşe Sunar, Saruhanlı ADD Şube Başkanı Mustafa Civan ve çok sayıda dinleyici katıldı. Salonda konferansa katılanlarla tek tek selamlaşan Feyzioğlu, protokolde kendisine ayrılan yere oturmayarak katılımcıların arasına geçti, onlarla fotoğraf çekildi.
"Bu sistemle apartman yönetemezsiniz"
Yeni Anayasa paketiyle birlikte gündeme gelen ´Partili Cumhurbaşkanlığı´ sistemine değinen ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin korunmasına dikkat çeken Feyzioğlu, "Hangi hükümet sistemini getirirsek getirelim, kuvvetler ayrılığının çok güçlü bir şekilde olması lazım. Yargının nasıl bağımsız, tarafsız ve hesap verebilir olduğunu anayasa taslağında görmeden konuştuğumuz her şey boş. Yasamanın, Cumhurbaşkanı´nı, hükümeti nasıl denetleyebileceğini görmeden konuştuğumuz her şey boş. Bu Siyasi Partiler Kanunu´yla partili cumhurbaşkanlığı derseniz, meclisin başkanı denetleme ihtimali olmaz. Hatta bu sistemle apartman yönetemezsiniz. Siz apartman yöneticisiyle deneticiyi aynı kişi yapıyor musunuz? Ya da apartman yöneticisi seçip, yöneticiye de ´Ya deneticiyi de sen seç´ denildiğini hiç duydunuz mu?´ Apartman genel kurulu kat malikleri genel kurulu yöneticiyi seçiyor. Bir de üstüne denetçiyi seçiyor. Bugün Siyasi Partiler Kanunu neye izin veriyor? Milletvekili adaylarının tamamını parti genel başkanının da içinde bulunduğu MYK´nın seçmesine izin veriyor. Ön seçimi yüzde 100 ve her yerde zorunlu kılan bir siyasi partiler kanunumuz var mı? Yok. Demek ki partili cumhurbaşkanı, parti genel başkanı da olursa eğer, yasama organını kendisi belirleyecek" diye konuştu.
Anayasa değişikliğiyle ilgili Feyzioğlu, "Karşılıklı fesih yetkisinden bahsediliyor. Cumhurbaşkanı´nın eline öyle bir sopa veriyorsunuz ki, ´Sen beni denetlemeye kalkarsan, ben senin seçimini yenilerim. Bir daha da siz oradaki milletvekillerini yazmam´ diyorsunuz. Yani partisi eğer cumhurbaşkanını denetlemeye kalkarsa ´Ben senin bir daha genel seçimde yazmam diyorsunuz´ Böyle bir denetim olabiliyor mu? Bütün meselemiz bizim kuvvetler ayrılığıdır. Kuvvetler ayrılığını sağlayan başkanlık sistemine millet karar versin. Kuvvetler ayrılığını sağlayan parlamenter sistem devam desin. Ama ne olur millete her şeyi doğru anlatalım. Diktatörlük mü yoksa demokrasi mi diye aslında soruyoruz. Parlamentonun cumhurbaşkanını denetleyemediği, yargının cumhurbaşkanını ve hükümeti denetleyemediği yerde sadece diktatörlük olur" dedi.
"Bu canilerin siyaset ayağını görmek istiyoruz"
FETÖ ile ilgili olarak da Feyzioğlu şunları kaydetti:
"FETÖ denilen yapı her yere tırnak içinde diyorum ´sızmış´ maşallah. Üniversiteyi ele geçirmiş, Yargıtay´ı, Danıştay´ı ele geçirmiş. Fakat siyasete geldiğinde şunu mu demiş: ´Yok o bizim işimiz değil. Biz siyasi particiliğe karışmayalım´ mı demiş? Kimse bizim aklımızla alay etmesin. Biz tepemize bombalar yağdırıp, Türkiye Büyük Millet Meclisi´ni bombalayan, insanları helikopterlerle biçen bu canilerin siyaset ayağını görmek istiyoruz. Saat kaçta haber aldınız? Aldıktan sonra ne yaptınız? Ne yapmanız gerekirken, ne yaptınız? Bunu kime soracaksınız? Bunu MİT Müsteşarı´na soracaksınız. Bunu Genelkurmay Başkanı´na soracaksınız."
Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı´nın da 15 Temmuz Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu´na çağırılması gerektiğini sözlerine ekleyen Feyzioğlu, "30 sene önceki darbeleri araştırdılar. 30 sene önceki İçişleri Bakanı´nı çağırdılar. Geldi adamcağız komünizmden bahsetti. Çünkü devir oydu. 15 Temmuz 2016´daki darbe girişiminin Genelkurmay Başkanı´nı, MİT Müsteşarı´nı, yani en kilit bilgilere sahip olan iki ismi Meclis Araştırma Komisyonu davet etmedi. Alay etmektir bu. Aklımızla dalga geçmektir bu. Derhal bu iki ismin komisyonun tüm üyelerinin oy birliği ile meclise davet edilmesi lazımdır. Eminim böyle bir davet geldiğinde bu iki isim tereddütsüz, Türk milletine saygıdan dolayı gelip bildiklerini anlatacaktır" diye konuştu.