EKONOMİ - 27-29 Eylül 2019 tarihleri arasında düzenlenecek PASTART İZMİR - Uluslararası Pastacılık, Tatlıcılık, Şekercilik ve Unlu Mamuller Festivali tadım ve tanıtımları kadar etkinlikleriyle de dikkati çekiyor. Seçkin konuşmacıları ile adından söz ettiren, Bravo Sponsorluğu’nda gerçekleşen Pastart Buluşmaları’nın ikinci gün konukları Priscilla Mary Işın, Tahir Emiraslanov ve Nejat Yentürk oldu.
27-29 Eylül 2019 tarihleri arasında Kültürpark’ta düzenlenen pasta ve tatlı festivali PASTART İZMİR, mutfak tarihçilerini yerli, yabancı pasta şefleri ile buluşturdu.
Bravo Sponsorluğu’ndaki Pastart Buluşmaları, Türk mutfak tarihinin duayen isimleri Nevin Halıcı, Priscilla Mary Işın, Ahmet Örs, Ragıp Güzelbey, Nihal Kadıoğlu Çevik ve Nejat Yentürk ile Azerbaycan’dan şef Tahir Emiraslanov, Yunanistan’dan pasta ve tatlı ustası Kosta Antoniadis’i konuk etti.
Türk Mutfağı’nı yurt dışına taşıyan en önemli mutfak tarihçilerinden biri olan Priscilla Mary Işın, Pastart İzmir kapsamında gerçekleştirdiği konuşmasında unutulan Osmanlı tatlılarından söz etti. Işın “Zülbiye, memnuniye, demir tatlısı, peynirli baklava, helva-yı kahi, Kaygusuz Abdul’un şiirlerinde geçen mercimekli baklava, çağla badem, çam fıstığı, koruk, erguvan, yasemin, ebegümeci reçelleri, lofuk ya da diğer adıyla çevirme gibi tatlılar artık hiç yapılmıyor ya da çok az yapılıyor. Kahveden önce ikram edilen ve bir seremoniyle sunulan reçel çeşitleri de azaldı. Kayıtları tutmakta zorlanıyoruz. Anadolu’da çok ciddi bir mutfak taraması yapmak gerekiyor.” dedi. Mary Işın’ın söyleşisine, çocukluğumuzun tadı; el yapımı Horoz Şekeri’nin son ustası, Bergamalı İbrahim Denizci, horoz şekeri sunumuyla katıldı.
Tahir Emiraslanov ise Türk kültüründeki reçel ve tatlı geleneğini anlattı. Emiraslanov, “Biz tatlıya şirin deriz. Tatlıcılığa ise şirniyat” derken, Azerbaycan tatlı kültürünü aktardı. Emiraslanov “Dünya reçel merkezini kurduk. Azerbaycan’da menekşeden zeytine hemen her ürünün reçeli yapılıyor. Bal meyvesi denilen bir gelenek daha var. Tüm yaz meyveleri bala yatırılır ve kış için saklanır. Yufkalı un helvası ise ölüm hayrıdır. Bir kaşık un helvası yufka ile sarılır. Un helvası toprağı simgeler, yufka ise kefeni… Bu gelenek 12. yy’dan buyana sürdürülüyor. Nevruz bayramı da yaşamı simgeler. O gün, sadece kadınlar yemek pişirir ve
mutlaka baklava yaparlar. Çünkü, yaşam kadınlardadır. Türkiye’deki gibi baklava dilimi kesilir. Bu kesim şekli de aslında yaşamı simgeler” dedi. Emiraslanov reçel, pekmez ve helva ile bir Türk geleneği olan yufkanın Azerbaycan’da bugün de sıkça kullanıldığını bildirdi.
Bravo Sponsorluğu’ndaki Pastart Buluşmaları’nın koordinatörlüğünü de üstlenen Nejat Yentürk ise kaybolan İzmir lezzetlerinden söz etti. Yentürk, “Tatlı kültürümüz tek tipleşiyor, yok oluyor. Tatlılarımızın tadı kaçmasın onlara sahip çıkalım. Örneğin, İzmir usulü tahin helvasını artık bulamıyoruz. Oysa ki; eskiden ihraç ederdik. Somata, kanela, sütlü börek, kurkubinya, zurnadakya ve nadir bulunan sübye, yok olan İzmir lezzetleri. Pudra şekerli poğaça da artık kalmadı. Lokma ise sahlepli mahlepli, karanfilli tarçınlı eski tarifi ile korunması gereken bir başka İzmir tatlısı” dedi. Yentürk bir de gurme tüyosu verdi. “Şambali’nin iyisi bakır tepside pişendir. Asıl adı da şamali’dir.”
Pastacılık ve tatlıcılığın iç içe geçen serüveninin anlatılacağı etkinlik son gününde ise Nihal Kadıoğlu Çevik, Kostas Antoniadis ve Ahmet Örs’ü konuk edecek.