Soma’da 13 Mayıs tarihinde 301 işçinin ölümüyle sonuçlanan maden faciasıyla ilgili olarak Soma Cumhuriyet Başsavcılığı`nca yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan fezleke, Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı`na teslim edildi. 45 kişiyi kapsayan fezlekeye göre, tutuklu bulunan ilk 8 kişi hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesi ve ayrıca ağırlaştırmayı esas alan 21. maddesi gereğince ağırlaştırılmış hapis cezası istendi.
Konuyla ilgili olarak Manisa Baro Başkanı Zeynel Balkız, hazırlanan fezlekeyi değerlendirdi. Balkız, “Beklenen fezleke Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı’na intikal etmiş durumda. 101 sayfalık bu fezleke içerisinde eksik bulduğumuz en önemli husus, benimde içinde bulunduğum bilirkişilerin hazırlamış olduğu raporda 20 ayrı sebepten dolayı sorumlu tutulan kamu görevlilerinin bu fezleke içerisinde yer almamış olmasıdır. Cumhuriyet Başsavcılığı ve Manisa Barosu, haklarında soruşturma izni verilmeyen kamu görevlilerine, soruşturma izni verilmesi için Danıştay’a dava açmıştı. Ama sonradan elde edilen bilirkişi raporuna göre bu kamu görevlilerinin davaya dahil edilmesi ve bu fezlekede yer alması gerekirdi. Buradan anlıyoruz ki ilgili Bakanlıklar, kamu görevlilerini soruşturma iznini vermemiş gözüküyorlar. Soma Cumhuriyet Başsavcılığı da bu fezlekede, kamu görevlilerini ayrı tutmuştur” dedi.
“ŞEHİT BAŞINA 20 YILDAN 25 YILA KADAR CEZA”
Baro Başkanı Zeynel Balkız, fezlekede tutuklu bulunan 8 sanık hakkında istenilen cezaya ilişkin olarak şunları söyledi:
“Tutuklu bulunan Can Gürkan, Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ramazan Doğru, Ertan Aksoy, İsmail Adalı, Akın Çelik ve Mehmet Ali Girayçelik’ten oluşan 8 kişilik tutuklu sanıklarla ilgili istenen cezai yaptırımın kanuna uygun olduğunu düşünüyoruz. Bu kişiler hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesi ve ayrıca ağırlaştırmayı esas alan 21. maddesi gereğince ağırlaştırılmış hapis cezası istenmektedir. 81. maddeye göre istenen ceza müebbet hapistir. Yani kasten adam öldürme cezası. Ancak buna 21. maddeyi de ekliyor.
Bu madde de uygulanması halinde, ‘kişinin suçun kanuni tanımlarındaki unsurların gerçekleştirebileceğini ön görmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır.’ diyor. Yani ‘Tam kast yoktur. Olası kast vardır’ deniyor. Olası kasttan dolayı, istemiş olduğu müebbet hapis cezasını düşürüyor. Müebbet hapis cezası yerine, her bir şehit için 20 yıldan 25 yıla kadar ceza öngörüyor. Yani bunu sadece 81. maddeyle izah etmemiz yeterli değil, sevk maddesinde fezlekede 21’nci maddeyi de eklediği için burada ‘kast değil, olası kast var’ diyor.”
“CEZAİ YAPTIRIMLAR YETERLİ DEĞİL”
Bu fezlekede 45 kişinin isminin geçtiğini kaydeden Balkız, “Tutuklu bulunan 8 kişinin haricinde, bunları takip eden ikinci bir 8 kişilik bir grup daha var. İkinci grupta yer alan şüpheliler hakkında istenilen ceza ‘bilinçli taksir sonucu birden fazla yani 301 kişinin ölümüne neden olma’ suçundan dolayıdır. Ayrıca fezlekede yer alan 17’den 45 sayısına ulaşan diğer suçlular hakkında ‘doğrudan doğruya tedbirsizlik ve dikkatsizlik’ yani kusurla birden fazla adam öldürme suçunu işlemiş olmaları nedeniyle fezleke düzenlenmiş bulunuyor. Biz hem ikinci gruptaki, hem de üçüncü gruptaki yani ilk 8 kişiden sonraki cezalarla ilgili bu fezlekenin yeterli dikkat ve özenle hazırlanmadığını düşünüyoruz.
Eğer mahkeme fezlekeye uyarsa, bu ikinci 8 kişilik grup 2 yıldan 15 yıla kadar olan hapis cezasını uygulayacak. Bunu bilinçle taksirle yapmış olması nedeniyle cezayı üçte bir arttırmış olacak ama 83. maddenin 3. bendine göre cezalandırması gerekirse taban ceza 10 yıldan itibaren başlıyor ve 301 maden şehidimizle ilgili cezayı düşündüğümüzde 301x10 yıl olarak hesaplanması gerekir. Bu nedenle biz bu fezlekedeki kişilerle ilgili hazırlanan cezai yaptırımların yeterli olmadığını ve bu bakımdan fezlekenin yeniden değerlendirilmesi, sanıklardan ek savunma alınması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.