POLİTİKA - Türkiye´de 12 Eylül 1980 darbesinde toplam 1 Milyon 650 Bin kişinin tutuklandığını söyleyen AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ yapmış olduğu açıklamayla ülkücü Şehitler Selçuk Duracık ve Halil Esendağ´ı andı. Özdağ açıklamasında, ?Onlar benim aynı davadan yargılandığım insanlardı. Kardeşlerime Allah´tan rahmet diliyorum. Selçuk Duracık, Halil Esendağ, Muhsin Yazıcıoğlu ve diğer kardeşlerimizin ruhlarına Fatiha okumaya devam edeceğiz, ülkülerini ve hayallerini gerçekleştirmek için mücadelemizi sürdürüyoruz? dedi.
Ülkücü liderler Selçuk Duracık ve Halil Esendağ´ın Şehadete uğurlanışlarının 35. yılı nedeniyle açıklamada bulunan AK Parti Manisa Milletvekili Doç. Dr. Selçuk Özdağ, ?Halil de, Selçuk da bir büyük davaya gönül vererek gittiler.4 Haziran´ı 5 Haziran´a bağlayan geceyarısı yanımızdan alınıp idam edildiler. Arkalarında ebediyen yaşatacak bir destan bıraktılar. Onları,12 Eylül´ün cuntacı askerleri astı. Onlarla birlikte onların ülkülerini de. İdamların infazından sonraki ilk duruşmada, manifestoyu ben okumuştum ve onları asanların gözlerinin içine bakarak bu idamların er geç hesabının sorulacağını söylemiştim. Aradan 35yıl geçti. Onların intikamını almak demek, onları asan kirli ve kahpe el ile beraber olmamak, o çizgiyi ebediyete kadar sürdürmektir? diye konuştu.
12 EYLÜL ZİNDANLARININ HUKUK VE KANUNU YOKTU
Sağ ve sol görüşe mensup kişilerin 12 Eylül´den sonra darbe mahkemelerinde ve darbecilerin işkence hanelerinde hukuk ve kanun dışı uygulamalara maruz kaldıklarını belirten Özdağ, ?Darbenin hukuku yoktu. Darbenin kanunu vardı. Kanun da suçlu ve suçsuz demeden insanları cezaevlerinde ömürlerini tükettirmek ya da idam sehpalarına göndermekti. Kenan Evren o dönemde, ?Ne yapalım, asmayalım da besleyelim mi?? diyordu. Bu gençlerden ikisi de Selçuk Duracık ve Halil Esendağ´dı. Cezaevinde yanımızdan alınıp götürüldüler, idam edildiler. Yargılandığımız mahkemede 35 yıl önce manifestoyu ben okumuştum ve, ?Gün gelecek bir gün bunların hesabı sorulacak? demiştim. Evet, gün geldi, Sayın Recep Tayyip Erdoğan´ın iktidarında vesayetçilerle mücadelesinin bir safhasında da 12 Eylül 2010 Referandumu halk oylamasına sunuldu. 12 Eylül´ü yaşayanlar ve zindanlarının çilesini çekenler, işkencelerini görenler ve tanıyanlar Anayasa´nın değişmesini istediler ve bağımsız ülkücüler olarak ?Evet´ kampanyasını yürüttük. Bizler ?Düğmeyi doğru ilikleyelim? dedik. ?Tüm büyük hedeflere küçük adamlarla varılır´ dedik ve ?Evet´ kampanyasına destek vererek Bağımsız Ülkücüler Platformunu kurduk. Daha sonra da bu darbeciler yargılandılar. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya müebbet hapis alarak er rütbesiyle öldüler ve bu şekilde gömüldüler. Dosyaları o zaman Yargıtay´dı ve ölmeselerdi oradan onanacaktı. Demek ki yapılan zulüm ve işkenceler, haksızlıklar er veya geç ortaya çıkıyor ve cezasını buluyor? diye konuştu.
FARKLILIKLARIMIZI ZENGİNLİK KABUL ETMELİYİZ
12 Eylül 2010 Referandumuyla darbecilerden hesap sorulduğuna inandığını belirten Özdağ sözlerini şöyle sürdürdü, ?İnşallah daha önemli işlere de imza atacağız ve Türkiye´yi demokratikleştireceğiz. Bir daha insanlar ideolojilerinden dolayı dövüşmeyecekler ama Türkiye´nin solu da gerçek manada Türkiye´nin solu gibi olacak. Yerli sol olacak. Türkiye´nin solu da Rusya´nın, Çin´in, Küba´nın, Yugoslavya´nın, Arnavutluk´un, Bulgaristan´ın solu olmayacak. Kemal Tahir, Cemil Meriç gibi Türkiye´nin solu, yerli sosyal demokrat olacaklar. İnşallah o günlere bir daha dönülmez. Gençler farklılıklarını zenginlik olarak kabul ederler. Partiler, kurumlar ve insanlar araçtır. Amaç milletimizin mutluluğu, devletimizin zenginliği ve de insanımızın madde ve mana planında hür olmasıdır, bunu yapabilmektir. Bu hayallerin peşinde koşmaya devam edeceğiz? ifadesinde bulundu.