2015 yılı Nobel Kimya Ödülü´nü kazanan Prof. Dr. Aziz Sancar´ın çalışmalarıyla gündeme gelen kanser hastalığının oluşumunda rolü olan DNA´nın tamiri ile ilgili çalışmaların son günlerde daha çok konuşulur olduğunu hatırlatan Halk Sağlığı ve İç Hastalıkları Uzmanı Dr. M. Emin Dinççağ, sebze ve meyvelerde kanser nedeni olan DNA kopmaları ve kırılmalarını önleyici maddeler olduğunun ve bunların vücudu kanser hastalığından koruduğunun bilindiğini ifade etti.
Dr. M. Emin Dinççağ, "Bu bakımdan günümüzde taze sebze ve meyvelerin kanserden koruduğu hakkındaki çeşitli haberler medyada daha çok yer almaktadır. Özellikle sebze ve meyvelerdeki ´lif´in DNA tamirinde rol oynadığı bilimsel çalışmalarda tespit edilmiştir. Kalın barsakta kolesterol ve safra asidlerinin kanseri başlatabileceğine dair bilgiler ortaya çıkmıştır. Fazla tuzlu ve füme besinlerin, gıdalardaki küfün, kırmızı etin, konserve besinlerin, hayvani yağların, besinlerdeki katkı maddelerinin, liften fakir beslenmenin çeşitli evrelerinde kanser oluşumunda rol alabileceği şeklinde bilimsel tespitlere ulaşılmıştır. Tuzlu balık, alkol, obesite, bazı mikotoksinlerin, kanserin artmasında kanıt düzeyi yüksek düzeyde artmış riski işaret etmektedir" dedi.
Çeşitli çalışmalarda, nişastanın mide kanseri için tetikleyici olabileceğinin düşünüldüğünü dile getiren Dr. Dinççağ, "Yağ ve kolesterolün meme kanserinde riski artırdığı anlaşılmıştır. FOLAT verilmesinin kalın barsak tümöründe koruyucu etkisi olduğu düşünülmektedir" ifadelerini kaydetti.
Sarımsağın mide kanserinde önleyici etkisi olduğunun tespit edildiğini ileri süren Dr. Dinççağ, "Kahve, turunçgillerde olduğu gibi bazı yiyeceklerde bulunan flavonların meme kanserinde koruyucu etkisi vardır. Lahana, ıspanak gibi besinler detoks sistemlerinin uyarılmasını sağlar. Bazı bilimsel çalışmalarda sebze ve meyve tüketiminin ağız, akciğer ve mide kanserinde önleyici olduğuna dair inandırıcı deliller elde edilmiştir. Alkolun DNA metilasyonunu önlediği, yetersiz B vitamini alındığında yine DNA metilasyonunun etkilendiği için kanser riski artar. Domateste bulunan likopenler antioksidan olarak görev yapar ve kanserden koruyucu etki gösterir. Yeşil ve siyah çayda bulunan flavonoidlerin de koruyucu olduğunu bildiren kanıtlar ortaya konulmuştur. Çilek, böğürtlen, dut, üzüm gibi üzümsü meyvelerin antisiyanoidler içerdiği, nar da ellagic asid, galiotannin, kara üzümde, yer fıstığında resveratrol bulunduğu, soğan, sarımsak, pırasada kükürtlü bileşikler dially sülfit, selenyum bulunduğu ve bunların da kanserden korunmada rolleri olduğu anlaşılmıştır" diye konuştu.
Dünya Sağlık Örgütü´nün teknik raporunda, sağlıksız vücut ağırlığı ve hareketsiz yaşamın kanser nedeni olacağı ve taze sebze ve meyve ile beslenmenin de kanseri önleyeceğinin rapor edildiğini sözlerine ekleyen Dr. M. Emin Dinççağ, "Bilinçli beslenerek kanserden korunmak mümkündür" dedi.