Tarih: 09.03.2016 10:59

Saruhanlı´da Ak Parti ? CHP Gerginliği

Facebook Twitter Linked-in

SARUHANLI - Ak Parti Saruhanlı İlçe Başkanı Ahmet Gökmen, 3 Mart 2016 günü Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kıçdaroğlu hakkında Saruhanlı Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunmasının ardından, CHP İlçe Başkanı Ayşe Sunar´ın kendilerine ve partilerine ağır ithamlar içeren basın açıklamasına cevap verdi.   

Ak Partili Gökmen, İlçe teşkilat binasında gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; ?CHP Saruhanlı İlçe Teşkilatı´nın, bulunduğumuz suç duyurusunun akabinde yapmış oldukları basın açıklaması ile ilgili olarak öncelikle şunu belirtmek isteriz ki: Suç duyurusu parti tüzel kişiliği çerçevesinde değil bireysel olarak yapılmıştır. Şikâyetler kurumsal değil, bireyseldir. Eğer iddia edildiği gibi talimatla bu eylemi gerçekleştirseydik 42 bireysel başvuru yerine en az 89 dilekçe ile tüm yönetim kurulu olarak bu eylemi gerçekleştirirdik. Çünkü partimizin sadece ana kademe yönetim kurullarında görevli kişi sayısı 89´dur. Bu sayıya belde teşkilatlarımız dâhil değildir. Ayrıca verilen 42 şikâyet dilekçesinin içinde yönetimimizde görevli olmayan kişiler de vardır.

Aziz milletimizin değerli oylarıyla seçilen Cumhurbaşkanımıza yönelik tasvip etmediğimiz ithamlarda bulunan CHP Genel Başkanı´na yönelik olarak ve yasaların bize vermiş olduğu haklar çerçevesinde şikâyette bulunduk ve bunu basın önünde deklare ettik.  

CHP İlçe Teşkilatı´nın açıklamasında belirtildiği üzere bir savcı ya da hâkim gibi davransaydık suç duyurusunda bulunmazdık. İddia ediyoruz ki CHP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanımıza hakaret etmiştir ve bunun ispatı için hukuk kurumuna müracaat ediyoruz. Buradan da anlaşılacağı gibi kurulan mahkeme bir çadır mahkemesi değil, devletin yasal mahkemesidir. Bunu görmezden gelen ve çarpıtmaya çalışan zihniyet, 14 yıldır olduğu gibi yine aynı tavrını sürdürmektedir. Ayrıca bizim talimat almadan gerçekleştirdiğimiz bir eylemi talimat alıp da yaptılar diyerek yargılamaları bahsettikleri çadır mahkemesine iyi bir örnek değil midir? Kişi kendinden bilirmiş işi. Acaba kendiler bu açıklamayı talimatla mı yaptılar?

Ak Parti olarak 2002 yılından bu güne on dört yılda tam on bir seçim kazandık. Halkımıza her zaman teşekkür ediyoruz. Demek ki bizi başarılı buldular. Bu memleket ferasetli insanlar diyarı, başarılıyı ve başarısızı ayırt edebiliyor ki Ak Parti´yi tüm seçimlerden birinci parti olarak çıkarıyor. Çıkarmaya da devam edecek inşallah.

On dört yıllık hayali enkazdan bahsedenlere şu örneği vermek istiyorum: Almanya, İngiltere gibi devletler 2. Dünya Savaşı´nı yaşamalarına ve ülkelerinin savaştan dolayı büyük enkaza uğramasına rağmen şu anda Dünya´nın en güçlü devletleri arasındadırlar. Bunun nedeni ise bahsettiğimiz ülkelerin, partileri araç kabul edip, amaç olarak ülkelerinin zenginliği ve menfaatlerini gözetmeleridir. Türkiye´de ise yıllarca partiler amaç olarak görüldü. Böyle olunca da, önce partimiz sonra kalırsa milletimiz, devletimiz zihniyeti hâkim oldu. Partiler birer araç olmalıdır, partilerin aracılığıyla da devlete ve millete hizmet götürülmesi de gerçek amaç olmalıdır. İşte AK Parti iktidarının diğer partilerden farkı buradadır. Diğer partiler siyaseti amaç kabul ederlerken AK Parti iktidarı siyaseti araç kabul etmenin karşılığını devletimize ve milletimize kazandırdığı hizmetlerle taçlandırmıştır. Enkaz olduğu iddia edilen ülkenin durumu halkımız görüyor çok şükür.

On dört yıllık iktidarımızda 23,5 milyar dolarlık IMF borçlarını ödedik. Yaptığımız sağlık reformlarıyla sağlıkta çok büyük yollar kat ettik. Parası olmayan vatandaşlarımızın hastanelerde muayene dahi olamadığı ya da rehin kaldığı bir dönemden, istenilen hastanelere gidilebilen, istediği doktora muayene olunabilen bir döneme geçtik. Sosyal Güvenlik reformlarıyla tüm halkımızı sosyal güvence altına aldık. Binlerce kilometre yollar, hızlı tren hatları, hava alanları, barajlar, okullar, hastaneler, huzurevleri ve trilyonlarca liralık yatırımlar, hepsi milletimiz için, ülkemiz için.

Bu gün düşünce özgürlüğünden bahsedenler 2001 yılında  ´Yeter söz milletin´ diyen Sayın Recep Tayyip Erdoğan´a ?Muhtar dahi olamaz´ diyorlardı. Atatürk döneminde yazılan bir şiiri okuduğu için hapse atılan da Recep Tayyip Erdoğan´dı. Vesayetçi yapı Türkiye´yi zindana çevirmek istedi. Her şeye rağmen Sayın Erdoğan yoluna halkının tam desteğiyle devam etti. ?Yoluna devam edemezsin, yasaklısın´ gerekçesi gösterenlerle bin bir meşakkatli mücadele ile yoluna devam etti. Geldiğimiz noktada hala haksız ithamlara, darbe girişimlerine, iftiralara ve hakaretlere uğramaktadır. Diktatör diye itham ettikleri bir Cumhurbaşkanına her türlü hakareti düşünce özgürlüğü kisvesi altında icra etmeleri Sayın Cumhurbaşkanımızın diktatör olmadığının en büyük kanıtıdır. Hiçbir diktatöre ülkesinde diktatör denilemez.?

Sosyal devlet anlayışını en verimli şekilde uygulayan Ak Parti iktidarı her zaman olduğu gibi ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarının yanında olduğunu vurgu yapan İlçe Başkanı Gökmen sözlerini şöyle sürdürdü; ?Bunun yanında Anayasada ve medeni kanunda yapılan değişikliklerle özellikle ailenin ve kadının korunmasına yönelik önemli mesafeler kat edildi. İktidarımız döneminde çocuklar, anne hanelerinde anne soyadları ile tescil edilmeye başlandı. Kadına pozitif ayrımcılık ilkesi, özellikle iş hayatı bağlamında çalıştırıldı. Girişimci kadınların devlet desteğiyle önü açıldı. İşyerinden taciz, mobbing ya da benzeri baskıları yaşayan kadınlar yasayla koruma altına alındı. Şiddete uğrayan kadın ve çocuklara danışmanlık hizmeti veren ALO 183 hattı bu dönemde kuruldu. 2010 yılında anayasada yapılan değişiklikle kadınlar, çocuklar, özürlüler, yaşlılar, şehit, dul ve yetimleri ve gazilerin haklarının korunması yönünde alınacak tüm ilave düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı olmadığı anayasal güvence altına alındı.?

Gökmen, açıklamasını şu sözleriyle son verdi; ?Yolumuz Sinan Cemgil´ in, Mahir Çayanlar´ ın yoludur, yolumuz Deniz Gezmişler´ in yoludur" diyenlerin, Diyarbakır´da hendek kazan asker ve polisimizi öldüren teröristlere ?arkadaşlar? diye seslenenlerin gündemimiz şehitlerimiz, şehit analarımız demesi ne kadar samimidir sizce? Sinan Cemgil kimdir? Mahir Çayan kimdir? Hendek kazan arkadaşlar kimdir? Bunlar asker öldürdüler, polis öldürdüler, bakan öldürdüler, başbakan öldürdüler ve öldürmeye devam ediyorlar. Onların yolundan gittiğini iddia edenler konjonktür gereği şehitlerimizi ağızlarına almaktadırlar. Yorumu saygıdeğer kamuoyunun takdirine bırakıyorum.?

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —