SARUHANLI - Mustafa Ali Öztürk’ün, ‘Davetsiz Misafir’ adlı öykü kitabı raflardaki yerini aldı. KDY (Kitapyurdu Doğrudan yayıncılık)’den çıkan eser, farklı konuları işleyen 14 öyküden den oluşuyor.
Daha önce yayınladığı İnsan Olmak kitabıyla okurlarının beğenisini kazanan Mustafa Ali Öztürk’ün öykü türünde yayınladığı ikinci kitabı Davetsiz Misafir on beş öyküden oluşuyor. Kitabın editörlüğünü Ceylan Hazinedar yaptı. Mizanpaj ve kapak tasarımını ise Ahbap yayınları sahibi Ayhan Aslan yaptı. Kitabın son okumasını ise Fatma Öztürk üstlendi.
Mustafa Ali Öztürk konuyla ilgili yaptığı açıklamada;
“Davetsiz Misafir benim ikinci kitabım. İlk kitabım İnsan Olmak salgın hastalık koşullarında tüm olumsuzluklara rağmen hatırı sayılır bir okuyucuya ulaştı. Okuyucularımdan genel olarak olumlu eleştiriler aldım ve yazarlık yolunda devam etme konusunda bana büyük güç verdi. Şimdi yeni bir türde yazılmış bu eserle okuyucularımın karşısına çıkıyorum. Umarım okuyanlar bu kitabımı da beğenirler.”
“Bu kitabım yayınlanma sürecinde emeği geçen editörüm sayın Ceylan Hazinedar, kitabın kapak tasarımını ve mizanpajını büyük bir titizlikle yapan Ahbap yayınlarının sahibi sayın Ayhan Aslan’a, eserin son okumasını yapan değerli eşim Fatma Öztürk’e teşekkür ederim.”
Kitabın tanıtım bölümünden:
“Öykü yaşanmış ya da yaşanması mümkün olan olayların yer, zaman ve şahıs belirtilerek anlatıldığı edebi olay yazılarıdır. Davetsiz Misafir kitabı bu tanıma bağlı kalınarak öykü türünde kaleme alınmış metinlerden oluşmaktadır. Bu kitaptaki öykülerin kaynağı kadim Türk kültürü ve irfanıdır. Öyküler okuyucuyu kâh Ege kıyılarında kâh Ege içlerinde hatta Anadolu’nun bozkırlarında seyrüsefere çıkarmaktadır. Öykülerde günümüz insanlarının bireysel çıkmazlarından, yaşadıkları toplumsal sıkıntılardan tutun da yakın tarihimizin unutulmuş ritüellerinden ve iz bırakan olaylarından, karakterlerinden esinlenilerek kurgulanan öyküler yer almaktadır. Öykülerin renkli karakterleri arasında insanlar kadar hayvanlarında da yer alması öyküleri daha da ilgi çekici hale getirmektedir.”
“(…) Keçilerin bu durumu aklıma köy evlerinin ahalisinin bir hayli kalabalık olduğunu getirdi. Atlar, eşekler, koyunlar, keçiler, kediler, köpekler, sığırlar, tavuklar da ev ahalisine dâhildir ve hepsi yuva bildikleri bu çatı altında tartışmasız söz sahibidirler. Onların da istekleri, ihtiyaçları, fikirleri vardır. Gün sahipleri için en başta onların ihtiyaçlarını gidermekle başlar. (…)”