9285,26%2,81
34,49% 0,10
36,41% 0,19
2956,69% 0,74
4955,48% 0,56
Kur`an-ı Kerim, başlıca iki yerde nâzil oldu: Mekke ve Medine`de. Onun için Mushaflarda sûrelerin başında bu sûrelerin Mekkeli ve Medineli olduğunun yazılışını görüyoruz. Mekke ile Medine`deki nüzul müddeti yuvarlak hesap 23 sene tutar. Fakat ilk inen âyetle son nâzil olan âyet arasındaki müddeti tam olarak bulmak biraz müşküldür.
M.Hudari` "Tarihüt-Teşriil-İslâmî"de diyor ki: "Kur`an-ı Kerim, Resûli Ziyşana doğumunun 41 inci yılının 17 Ramazanında Hira Dağında nâzil olmaya başlamıştır. İlk nâzil olan âyet "İkra"` dır. Kısım kısım inmeye devam etmiş ve son âyet Hicretin onuncu senesi, doğumunun 63 üncü yılında, Zilhicce ayının 9. gününde vedâ haccında nâzil olmuştur. Bu da:
"Bugün sizin için dininizi ikmal ettim." ????? ????? ??? ?????
Vahyin başlangıcı ile sonu arasında geçen müddet 22 sene, 2 ay, 22 gündür. Vedâ Haccından sonra Peygamberimize farzlara, helâl ve harama dair bir şey nâzil olmadı. Bu âyetin nüzulünden sonra 81 gün yaşadı. Son inen âyetten sonra ise 7 veya 9 gün yaşadı.
Sûreler Mekkî ve Medenî olmak üzere iki kısma ayrılır. Bu hususta ölçü meşhur kavle göre hicrettir:
Mekki Sûreler: Bunlar hicrete kadar nâzil olanlardır. İsterse Mekke`de nâzil olmamış bulunsunlar. Ölçüde itibar zamanedir. Bu müddet 12 sene 5 ay 13 gün tutar. 41 inci yılının Ramazanından başlayarak 54`üncü yılının Rebiülevveline kadar sürer. Bu müddet zarfında nâzil olan âyetlerin cümlesine Mekkî denir.
Medenî Sûreler: Hicretten başlayarak hicretin onuncu yılına, Peygamberin vefatına kadar nâzil olan âyetlerdir. Bu müddet 9 sene 9 ay ve 9 gündür. Doğumunun 54`üncü yılının Rebiülevvelinin başından başlayıp doğumunun 63`üncü yılının Zilhiccesinin 9`uncu gününe kadar sürer. Bu müddet zarfında nâzil olanlara Medenî denir. İsterse âyet Mekke`de nâzil olsun. İtibar mekâna değil, zamanadır.
Mekkî ve Medenî taksiminde başka kaviller de vardır. Meselâ: Mekke`de nâzil olanlara Mekkî denir, isterse bunlar hicretten sonra nâzil olsun. Medine`de nazil olanlara Medenî denir. Birinci kavil zamanı, ikinci kavil mekânı esas tutmaktadır. Meselâ bir süre, hicretten sonra Mekke`de nâzil olduysa, birinci kavle göre Medenî, ikinci kavle göre ise Mekkî`dir. Bu kavle göre seferde inenlere ne Mekkî, ne de Medenî denemez. Üçüncü bir kavle göre Mekke ehline hitaben nâzil olan Mekkî, Medine halkına hitaben inen Medenî` dir. Bu görüş de zayıftır.
Kur`an`da, Mekkî âyetler Medenî âyetlerden daha çoktur. Mekkîler Kur`an`ın 19/30`unu; Medenîler ise 11/30`nü teşkil ederler.
Mekkî veya Medenî olduğunu bilmenin faydası nesih ve nüzul zamanını anlamakta işe yarar. Âyetin zaman ve mekân itibariyle nüzulünü bilmenin âyeti anlamakta ve onun gerçek mânasını bulmakta büyük yardımı olur. Ashab bunları iyi biliyordu. Mekkî veya Medenî taksiminde şunu da ilâve edelim ki, herkesin kabul ettiği Medenî sûreler 19`dur. Bakara, Âl-i İmran, Nisâ, Mâide, Enfâl, Tevbe, Nûr, Ahzâb, Kıtal, Feth, Hucurât, Mücadele, Haşir, Mümtehine, Cumua, Münafikun, Talâk, Tahrim ve Nasır.
Kalanların 71 sûresinin Mekkî olduğunda herkes müttefiktir. Yirmi dört süre ise ihtilâflıdır. Bu ihtilâfa sebep içlerinde hem Mekkî, hem Medenî âyetlerin bulunmasıdır. İleride bu sûrelerin tertipleri gelecektir. Tarihi Teşri` böyle diyor. Ebül-Hasen Hassad ise, Medenîlerin 20, Mekkîlerin 82, ihtilâflı olanların 12 olduğunu söylüyor.