Manisa’da görülen KKKA vakalarında sadece bir ölüm gerçekleşti
Havaların ısınmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında artış yaşanmaya başladı. Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ile ilgili açıklamalarda bulundu. İlk müdahale esnasında dikkat edilmesi gerekenleri ile Türkiye’deki ve Manisa’daki KKKA istatistiklerini paylaşan Karaca, 2002-2018 yılları arasında ülke genelinde 528 kişinin hayatını kaybettiğini Manisa’da ise görülen 14 vakadan birinin ölümle sonuçlandığını söyledi.
Hastalığın ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı, kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgularla seyrettiğini belirten Manisa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Erol Karaca, “Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA), keneler tarafından taşınan bir virüsle oluşan ölümlere neden olabilen hayvanlardan insanlara bulaşan bir enfeksiyon hastalığıdır. Daha çok vücudumuza kene tutunması ile bulaşmakla birlikte; kenelerin çıplak elle çıkarılması ya da ezilmesi ile hasta insanların kan gibi vücut sıvılarına temas etmekle, mikrobu taşıyan hayvanların kanları, vücut sıvıları ve dokularına korunmasız temasla da bulaşabilir. Kenelerin yoğun olarak bulunduğu yerler özellikle hayvancılığın yapıldığı; orman kenarı parçalı arazi yapısına sahip çalı ve çırpılı alanlar ile otlakların bulunduğu yerlerdir.” dedi.
Kene tutunmasından sonra genellikle 1-3 gün, en fazla 9 gün; enfekte kan, vücut sıvısı ve diğer dokularla temas sonrasında 5-6 gün; en fazla ise 13 gün içerisinde belirtilerin ortaya çıktığını ifade eden Karaca, “Hastalığın ülkemizde ilk kez dikkat çektiği 2002 yılı ile 2018 yılı arasında 11 binden fazla vaka görülmüş ve 528 kişinin ölümü ile sonuçlanmıştır. İlimizde ilk vaka görülme yılı olan 2005’ten bugüne kadar toplam 14 pozitif vaka görülmüş ve biri ölüm ile sonuçlanmıştır. Kırım Kongo Kanamalı Ateşine yakalanan kişilerin bu hastalık sebebiyle ölüm oranı yüzde 4-5’dir. Bu oran, hastalıktan korunmaya yönelik etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya etkene özel bir ilaç bulunmadığı ve tedavinin esasını destek tedavisi seçeneklerinin oluşturduğu göz önüne alınarak düşünüldüğünde, çok ciddi bir orandır. Hastalıkla mücadelede en etkili silah alınan tedbirlerdir. Tarla, bahçe ve piknik alanları gibi alanlara gidilirken, mümkün olduğu kadar vücudu örten giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorapların içerisine sokulmalı ve ayrıca kenelerin elbise üzerinde rahat görülebilmesi için açık renkli kıyafetler tercih edilmelidir. Buralardan dönüldüğünde kişiler kendinin ve çocuklarının vücudunu kontrol etmelidir.” diye konuştu.
Kenenin vücuda tutunduğunun görülmesi halinde yapılması gerekenleri de anlatan Karaca açıklamasını şöyle tamamladı: “Kene tutunmuş ise hiç vakit kaybetmeden çıplak el ile dokunmamak şartıyla vücuda tutunduğu en yakın yerden tutarak uygun bir malzeme ile (bez, naylon poşet, eldiven gibi) çıkarmalıdır. Kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığın bulaşma riskinin de o kadar azalacağı unutulmamalıdır. Üzerine sigara basmak, kolonya, gaz yağı gibi maddeler dökmek kenenin kasılmasına sebep olarak vücut içeriğini kan emdiği kişiye aktarmasına sebep olacağı için kesinlikle yapılmamalıdır. Kene tutunan kişiler, kendilerini 10 gün süreyle izlemeli ve belirtilerden bir veya birkaçının ortaya çıkması halinde derhal en yakın sağlık kuruluşuna müracaat etmelidirler. Hastalığa yakalanan kişilerin kan, vücut sıvıları ve çıkartıları ile hastalık bulaşabildiğinden, hasta ile temas eden kişiler gerekli korunma önlemlerini (eldiven, önlük, maske vb.) almalıdır.”