Embriyoloji ve Androloji Laboratuvarları Şefi Dr. Elif Ergin, `Sperm dondurma` yöntemi ile ergenlik çağındaki lösemili erkek hastaların üreme şansının garanti altına alındığını söyledi.
Ergin yaptığı açıklamada, lösemi, lenfoma gibi gençlik çağı kanserlerinin, yüzde 80 oranında tedavi edilebildiğini ancak tedavide kullanılan ağır ilaçların, özellikle ergenlik çağındaki erkek hastaların üreme sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade etti.
Lösemi gibi çocukluk çağı kanserleri tedavisi sırasında kullanılan ağır ilaçların, erkeklerde sperm üretimini sağlayan hücreleri tahrip ederek, sperm üretimini tamamen sonlandırabildiğini vurgulayan Ergin, "Bu da genç yaşta kansere yakalanan erkeklerin, ileride çocuk sahibi olma şansının ortadan kalkması anlamına geliyor. Kanser tedavisi öncesi ailelerin ileri görüşlü davranarak, erkek çocukları için eğer verebiliyorlarsa sperm örneği vermeleri onların geleceği için hayati önem taşıyor.
Aileler, kanser lafını duyunca müthiş bir paniğe kapılarak ilk olarak çocuklarının hayatta kalması güdüsüyle, bir sonraki adımı düşünmeden tedaviye başlıyor. Tabii ki bu çok önemli bir durum ancak kanser eskisi gibi bir kara tablo değil. Pek çok kanser türü tedavi edilebiliyor ya da kontrol altına alınabiliyor. Ancak tedaviden sonra ne yazık ki erkek hastalar için kısırlık ortaya çıkıyor. Bu nedenle tedaviye başlamadan önce ergenlik çağına girmiş erkek çocuklarının sperm örneğini alarak dondurtabilirler" diye konuştu.
Devletin, kanser gibi bazı hastalıklarda sperm dondurulmasına izin verdiğinin altını çizen Ergin şöyle devam etti:
“Ergenlik çağına girmiş erkek çocuklarının verdiği sperm örneği, başarı ile dondurulabiliyor. -196 santigrat derecede yıllarca saklanabilen spermler yıllar sonra çözdürülüp yüzde 99 oranında başarı ile kullanılabiliyor. Bu sayede yıllar önce kanser tedavisi görmüş bir erkek, baba olabiliyor.”
Ergin, hekimlere büyük görev düştüğünü belirterek, “Sperm dondurma tekniğinden pek çok ailenin haberi dahi yok. Şimdiye kadar spermini dondurduğumuz ergen sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Bu nedenle teşhisi koyan hekimin tedaviye yönlendirmeden önce dondurma işlemine yönlendirmesi ve aileyi bu konuda uyarması gerekiyor. Ailelerin bilinçli olması da tabii ki çok önemli” dedi.