SAĞLIK - Medicana Sivas Hastanesi´nde görevli Psikolog Begüm Çayır karne alacak öğrencilerin ailelerine seslenerek tatil çocuğun dinlenmesi, eğlenmesi ve uygun bir hazırlık çalışma programıyla başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemidir. Çocuğunuzun karnesi kötü diye, onun aylardır hayalini kurduğu tatille cezalandırmayın" dedi.
Psikolog Çayır, karne günleri öğrencilik hayatının en önemli ve en özel günlerinden biri olduğunu belirterek,"Karne zamanı geldiğinde, alınan sonuç bazı aileleri sevindirirken, bazı ailelerde de hayal kırıklığına sebep olabiliyor. Anne babalar çocuklarının başarısızlıklarından dolayı çoğu zaman yüksek beklentilerinin karşılanmaması sebebiyle öfke ve kızgınlıklarını çocuklarına yönlendirmekte ya da diğer yaşıtlarıyla kıyaslamalar yapmaktadır. Böyle bir durum karşısında, çocukların sonraki eğitim hayatlarındaki başarılarının iniş ya da çıkışında ailelerin yaklaşımı çok önemlidir. Çünkü ailenin tutum ve davranışları, çocuk ile kurulan iletişim ve ilişkilerinin niteliği de okul başarısını etkilemektedir. Aynı zamanda etiketlemeler, suçlamalar ve yargılamalarda her dönemde olduğu gibi bu karne döneminde büyük ölçüde yaralayıcıdır. Bu durum çocukta stres, kaygı, güvensizlik, özgüven eksikliği ve kendini değersiz hissetmeye yol açabilir. Bu tür davranışlar, çocuğun anne ve babasıyla kopuk iletişim kurmasına ve ilgisini dış çevreye yönlendirmesine neden olmaktadır. Çocuğunuzu ´tembel´, ´sorumsuz´ gibi ifadelerle etiketlemeyin. Şiddet uygulamaktan kaçının. ´Tatil yok´ diyerek onu cezalandırmayın. Bu tür olumsuz yaklaşımlar çocuğun öz güvenini örseler; evden kaçma, kendine zarar verme, okul hayatından uzaklaşma gibi durumların ortaya çıkmasına neden olabilir. Özellikle tatil çocuğun dinlenmesi, eğlenmesi ve uygun bir hazırlık çalışma programıyla başarıyı yakalaması için bir fırsat dönemidir. Çocuğunuzun karnesi kötü diye, onun aylardır hayalini kurduğu tatille cezalandırmayın" dedi.
"Başarılara karne değil, gelecek odaklı bakılmalıdır"
Çayır, karne sadece çocukların ders başarılarını yada başarısızlıklarının göstergesi olmadığını ifade ederek,"Anne ve babalar bilmelidir ki; karne sadece çocuğun ders başarısının ya da başarısızlığının göstergesi değil, aynı zamanda derslere katılımın, arkadaş ve öğretmenleri ile olan ilişkisinin, ilgi duyduğu ve duymadığı derslerin, okula ve öğrenmeye yönelik tutumunun da bir göstergesidir. Bu anlamda, çocuklar karne aldıkları zaman, sadece notların üzerinde durmak çocuğun diğer özelliklerini görmemizi engelleyebilir. Bu sebeple karnenin sadece ders başarısı olarak değerlendirilmemelidir. Aynı zamanda öğrencinin notları, okul başarısını işaret etse de, başarısız olduğu yönler başka alanlarda başarılı olamayacağı anlamına gelmemektedir. Çünkü karneye sadece ders başarısının göstergesi olarak anlam yüklendiğinde, çocuğun karnedeki başarısızlığı her alana yansıtabiliyor. Bu yüzden karneleri değerlendirirken sadece başarısızlığa odaklanmak yanlıştır. Genellikle aileler tarafından iyi notlar göz ardı edilip, kötü notlar vurgulanmamalıdır. Çocuğunuzun başarılarına karne değil, gelecek odaklı bakılmalıdır. Karneyi değerlendirirken, çocuk öncelikle sözel olarak ödüllendirilmelidir. Anne ve babalar çocuklarını her zaman ve her durumda koşulsuz olarak sevdiklerini, kabul ettiklerini ve değer verdiklerini hissettirmelidir. Böylece çocuklar, karnelerinde notların anne ve babalarının onlara duydukları sevgi, güven, kabul ve değeri asla değiştirmeyeceğinin bilincinde olurlar. Özellikle bazı anne babaların çocukların durumuna dair nedenleri değerlendirmek yerine birbirlerini suçlamaktadırlar. Babalar anneleri evdeki öğretmen, anneler de babaları okul müdürü gibi görebilmektedir. Örneğin; baba, anneyi çocuğa dersini öğretemediği, anne de babayı çocuğu yeterince kontrol etmediği için suçlayabilmektedir. Bu durumda ise ilköğretim çocukları kendilerini daha fazla suçlu, depresif, mutsuz, öğrenmeye karşı isteksiz; lise dönemindeki çocuklardaysa daha çok olumsuz davranış tablolarıyla karşılaşılmaktadır" diye konuştu.
"Kötü karnenin tek sorumlusu çocuk değildir"
Çayır, aileleri çocuklarının ilk olarak iyi notlarını vurgulayabileceğini aktararak, "Aileler, çocuklarının ilk olarak iyi notları vurgulayabilir, sonra başarısız notların üzerinde durabilir. Düşük karne notları karşısında çocuğun duygu ve düşüncelerini ifade etmeleri sağlanabilir. Aileler çocuklarının başarılı olabilmesi için ellerinden gelen desteği sağlayacaklarını hissettirmelidirler. Çocuklarla durum değerlendirmesi yapılarak ders başarısızlığının nedenleri üzerinde konuşulabilir. Çocuğun güçlü yönlerini takdir edip desteklenmesi gereken yönler birlikte tespit edilebilir. İlk yarıyıldaki başarısızlığın daha kolay telafi edilebileceği, bunun için de istekli, kararlı ve programlı bir çalışma gerektiği ifade etmeleri gerekmektedir. Ayrıca kötü karnenin tek sorumlusu çocuk olmadığı bilinmelidir ve çocukla bu sorumluluğu paylaşılması gerektiğini tüm anne babalar bilmelidir" şeklinde konuştu.