MANİSA - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmelik ile zeytinlik alanlarda kömür başta olmak üzere madenlerin aranmasının yolunu açan yönetmeliğe bir eleştiri de Windbaba’dan geldi.
Rüzgâr enerjisi sektöründe Türkiye’nin ilk online eğitim ve belgelendirme platformu olan Windbaba’nın Stratejik Çözüm Ortağı ve Yenilenebilir Enerji Danışmanı Dr. Ömer Emre Orhan; tüm gelişmiş ülkelerin kömür kaynaklı enerji üretiminden hızla uzaklaştıklarına dikkat çekerek, “Bu tür kararları alırken elde edeceğiniz kazanç karşılığında neyi riske attığımızı iyi hesaplamalıyız. Bugün bir ton zeytinyağımız 3 bin 100 dolar değere ulaşırken, bir ton linyit kömürü 75 dolara alıcı bulabiliyor. Arada 41 kat seviyesinde kıyas bile kabul etmeyecek katma değer farkı var.” dedi.
// 15 AB ÜLKESİ KÖMÜRDEN ÇIKACAĞINI AÇIKLADI
Son dört senede 15 Avrupa ülkesinin kömür kaynaklı enerji üretiminden çıkacağını resmen açıkladığını kaydeden Orhan, yenilenebilir ve temiz enerji teknolojilerinin ucuzlaması ile kömürden çıkışın artarak devam edeceğini belirtti.
Türkiye’nin 100 bin Megavata ulaşan elektrik enerjisi kurulu gücü içinde yerli ve ithal kömür kaynaklı enerji üretiminin hala çok yüksek seviyesinde olduğunu anımsatan Ömer Emre Orhan, şu değerlendirmeyi yaptı:
// KÖMÜRDEN ELEKTRİK ÜRETMEK RÜZGÂRA GÖRE 3 KAT PAHALI
“TEİAŞ’ın verilerine göre, 2022 Ocak ayı sonu itibarıyla linyit, taşkömürü ve ithal kömürü enerji kaynağı olarak kullanan santrallerin kurulu gücü 20 bin 380 MW seviyesinde… Türkiye’deki termik santrallerin %45’i ithal kömür ile çalışıyor. 2021 yılında yapılan 5 milyar dolarlık kömür ithalatının 3 milyar dolarlık bölümü elektrik üretimi için gerçekleşiyor. Oysa yapılan tüm araştırmalar ve bilimsel veriler ülkemiz için en ucuz elektrik üretim kaynağının rüzgâr ve güneş enerjisi olduğunu ortaya koyuyor. Buna göre Türkiye’de beş yıl öncesine göre rüzgâr enerjisi santrali yatırım maliyeti %32, güneş enerjisi maliyeti ise %50 oranında azaldı. Buna karşılık kömür santrallerinden elektrik üretmenin maliyeti, rüzgâr enerjisine göre üç kat daha pahalı.”
Rusya-Ukrayna Savaşı sonrasında petrol fiyatlarının 140 dolar sınırına yaklaştığını hatırlatan Ömer Emre Orhan, petrol ve doğalgaz projelerinin finansman maliyetlerinde son bir yılda yüzde 65 ilâ yüzde 90 oranında artış yaşandığını, uluslararası finansman ve kredi kuruluşlarının da konvansiyonel ve hidrokarbon kaynaklı enerji projelerinden hızla uzaklaştığını sözlerine ekledi.
|