İSTANBUL - Göğüste aniden ortaya çıkan ağrı ve sıkışma hissiyle kendini gösteren kalp krizi, ülkemizde her yıl yaklaşık 200 bin kişinin hayatını kaybetmesine neden oluyor. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre kalp krizi geçirenlerin %20’si bir sağlık kurumuna başvurmadan kaybedilirken, başvurarak tedavi altına alınanlarda ölüm riski %8’e kadar düşüyor.
Hastanın hem hayatta kalması hem de krizin kalp kasına verdiği hasarın en aza indirgenmesi için erken müdahalenin büyük önem taşıdığını söyleyen Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Diker, kalp krizinin belirtileri ve tedavi yöntemleri hakkında detaylı bilgiler aktardı.
Kalp, yüksek miktarda oksijene ve besin maddesine düzenli olarak ihtiyaç duyan bir organ... Kalp damarları içinde hızla oluşan ve damarı tıkayan bir pıhtı ise, oksijen ve besin akımının kesilmesine yol açıyor. Bu maddelere her saniye ihtiyaç duyan kalp kasında kan akımın kesilmesi ile önce kasılma işlevi bozuluyor sonra da dokular hayatını kaybediyor. Bir noktadan sonra ise kayıplar geri gelmeyecek duruma geliyor.
BELİRLİ HASTALIKLAR KALP KRİZİ RİSKİNİ ARTIRIYOR
Kalp krizine neden olan pıhtının oluşmasında, damar iç çeperinde kolesterol, kalsiyum ve bağ dokunun birikmesi ile oluşan ateroskleroz rol oynadığını söyleyen Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdem Diker, “Biriken bu maddeler damar içinde darlık oluştururken aynı zamanda pürüzsüz damar iç yüzeyini de bozuyor. Pıhtı oluşmasını engelleyen pürüzsüz yüzeyin bütünlüğünün bozulması her an bir pıhtının oluşması ve damarı tıkaması için uygun bir ortam hazırlıyor. Fakat vücudumuzda bulunan pıhtı oluşmasını engelleyen veya oluşan pıhtıyı hemen eriten mekanizmalar bu riski azaltıyor. Bir anda damarı tıkayan bir pıhtının neden oluştuğu tam bilinmese de yüksek kolesterol, yüksek kan basıncı, kontrolsüz şeker hastalığı kalp krizi riskini azımsanmayacak derecede artırıyor. Kolesterol düşürücü ilaçları düzenli olarak kullanmak damarın içindeki pıhtı oluşturan riskli yapıların bu özelliğini büyük oranda kaybetmesini sağlıyor. Bu nedenle damar sertliği olanlarda kolesterol düşürücü ilaçlar kullanıldığında kalp krizi riski belirgin şekilde azalıyor. Bununla birlikte sigara içilmesi ise tamamen ters etki yaratıyor. Her sigara, damar yapısını biraz daha bozarak, üzerinde pıhtı oluşma riskini katlayarak yükseltiyor. Öte yandan, ani öfke, üzüntü gibi umulmayan stres durumlarında salgılanan hormonların etkisi ile kalp damarlarında ani pıhtı oluşma riski artabiliyor” diye konuştu.
KALP KRİZİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLERİN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ DEĞİŞTİRİLEBİLİR
Kalp damarlarındaki sertleşmenin ve kireçlenmenin, yaşlanma sürecinin bir parçası olduğu dile getiren Prof. Dr. Erdem Diker, “Aileden gelen genetik mirasımız bu süreçte çok büyük rol oynuyor. Bunlar değiştirilmesi mümkün olmayan risk faktörleridir. Lakin yüksek kolesterol düzeyi, yüksek kan basıncı, yüksek şeker düzeyi ile mücadele etmek kendi elimizde. Bu riskler kontrol altına aldığında kalp krizi riski belirgin şekilde azaltılmış oluyor. Sigara içilmemesi veya bırakılması ise damarlara yapılabilecek en büyük iyilik. Ayrıca kilomuza dikkat etmek ve düzenli yürüyüşler yapmanın da ilave katkılar sağlayacağını unutmamak gerekiyor” dedi.
KALP KRİZİNDE İLK SAATLER HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Kalp krizi anında oluşan şiddetli göğüs ağrısının kalbin yardım çığlığı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Erdem Diker, kalp krizi anında görülebilecek belirtileri anlattı: “Kalp krizi ağrısı şiddetlidir ve genellikle göğüs orta kesiminde, içten gelir. Sırta, kollara, çeneye yayılma eğilimdedir. Bunun yanı sıra terleme, mide bulantısı gibi yakınmalar da varsa derhal bir sağlık kurumuna başvurmak gerekir. Bazen kalp krizinin belirtileri sadece göğüste sıkıntı hissi ile seyredebilir. Özellikle şeker hastalığı olan kişilerde göğüs ağrısı olmayabilir. Bu durumda kalp krizi teşhisi geç konabilir. Kalp krizi ölümlerinin çoğu fazla süre geçmeden gerçekleştiği için, ilk saatlerdeki tıbbı temas hayati açıdan oldukça önemlidir. Kalp krizini kazasız atlatmak dışında ikinci önemli nokta kalp krizinin kalp kasına verdiği hasarı en aza indirmektir. Onun için de yine erken müdahale büyük önem taşır.”
ERKEN MÜDAHALE HASTAYA YAŞAM ŞANSI TANIYOR
Kalp krizinin ani bir tablo olduğunu söyleyen Prof. Dr. Erdem Diker, “Kalp damarının tıkanması ve kriz geçirilmesi önemli bir süreçtir. Kalp hastalığı ile ilgili sık sık göğüs ağrısı yaşanabilir ama çok fazla kriz geçirilmez. Çünkü krizler yaşamı sınırlayan büyük hasarlar verebilir. Kalp krizine ne kadar erken müdahale edilirse o kadar az hasar kalır. Çok hızlı ve etkin müdahalede kalp kasında doku kaybı hasarı çok azdır. Kalp krizinde erken müdahale hastaya hem hayatta kalma hem de az hasar alma açısından bir şans verir” dedi.
SİGARAYI BIRAKMAK KALP KRİZİ RİSKİNİ AZALTIYOR
Doktorun önerdiği ilaçları kullanmanın kalp krizi riskini belirgin derecede azalttığını ancak riskin hiçbir zaman sıfır olmadığını söyleyen Prof. Dr. Erdem Diker, “Sigara içiliyorsa ilaç alınsa bile risk hala yüksektir. Ayrıca kalp ameliyatı olmak veya kalp damarına stent konulması da kalp krizi riskini sıfırlamaz. Bu tip tedaviler yapılmış olan kişilerin de mutlaka önerilen ilaçları kullanması gerekir. Modern tedaviler dışında kalp krizi riskini azaltan bir tedavi yönteminin etkinliği gösterilmemiştir” diyerek sözlerini noktaladı.