SARUHANLI - Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Ekonomist Prof Dr Emre Alkin ile yaptığımız söyleşiyi ilginize sunar, iyi çalışmalar dileriz
Salgın önlemlerinden sonra ekonomi adeta donma etkisi yaşarken, herkes sürecin ne zaman biteceğini ve iş hayatımızda ne gibi değişikliklerin olacağını merak ediyor. İş toplantıları için zaman zaman İzmir’e gelen Türkiye’nin önde gelen ekonomistlerinden Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr Emre Alkin, İzmir ekonomisinin geleceği konusunda önemli açıklamalar yaptı
Yeni bir olağanüstü gelişme olmazsa, Türkiye ekonomisinin 2021 ilk çeyreğinde toparlanmaya başlayabileceğini öne süren Prof Alkin, İzmir ekonomisine yönelik de önemli mesajlar verdi
Yeni Bir Ekosistem Yaratılmalı
İzmir’in tarihinden bu yana başkasına muhtaç olmayan ekonomik bir alt yapısının olduğuna vurgu yapan Prof Emre Alkin, ‘İzmir’in aşırı zenginleşme gibi basit bir ideali olmaz. İzmir’in öteden beri kendine yeten, kararlarını kendisinin verdiği bir ekonomisi vardır. İzmir’in dinamizmi sanayisi ve ticareti ile değil, demokrasiye, insan haklarına ve çok sesliliğe verdiği önem ile ön plandadır. İzmir’in bu zorlu süreci en az hasarla atlatabilmesi için özünü bozmadan, kültürel çeşitliliklerini ve özgürlükçü yaşam anlayışını finansmana dönüştürmenin yolunu bulmalıdır. Sanat, Kültür, Tarım, Turizm, Spor, Gayrimenkul, İhracat ve diğer kabiliyetler ortaya konulmalı ve değer odaklı yeni bir ekosistem hayata geçirilmelidir’ dedi
İzmir, Diğer Büyükşehirlere Göre Daha Erken Toparlayabilir
Yaşadığımız bu zorlu süreçte, patronların ellerini başına koyup, iyi günlerde neleri yapmadıklarını keşfetmesi gerektiğinin altını çizen Prof Alkin, İzmir ekonomisi için önerilerini şöyle sıraladı;
İZTO Başkanı Mahmut Özgener çok sevdiğim saydığım dostumdur. Aynı şekilde EBSO Başkanı Ender Yorgancılar da çok değer verdiğim saygın bir insandır. İzmir ekonomisinin liderliğini yürüten iş insanlarımızın, finansal canlılığı ve talebi artıracak stratejik hamleler yapmalıdır. İzmir iş dünyasının önde gelenleri neye ihtiyaçları olduğu sorusuna doğru cevabı bulurlarsa ve bunu hemen uygularlarsa, İzmir diğer büyükşehirlere göre daha hızlı toparlar
Belediyeler konut standartlarını en üst seviyede tutması gerekmektedir. İzmir nasıl bir göç almak istiyorsa ona yönelik konut projelerine izin verilmelidir
İnşaat firmaları konut satışlarını hızlandırmak için reklam panolarını boğar, binalarına ve projelerine brandalar asarak İzmir’i bir tabela cehennemine dönüştürürlerse hem İzmir’in hem de satışa sundukları gayrimenkullerin değerini düşürürler
İzmirli inşaat firmaları hem konut üretip hem de amatörce pazarlamaya kalkışmamalıdır. Kentin öz değerlerini en etkili bir biçimde yansıtabilecek teknoloji odaklı dijital PR veya Gayrimenkul PR gibi pazarlama modeli ile süreci profesyonelce yürütmelidirler. Çünkü, önümüzdeki yeni ekonomik süreçte gerçek alıcı kitlesine, doğru ve ikna edici mesajlar verildiği takdirde konutlarını satabilecekler