9285,26%2,81
34,49% 0,10
36,41% 0,19
2956,69% 0,74
4955,48% 0,56
Antalya’nın Manavgat İlçe Müftülüğü tarafından İbrahim Sözen Gençlik Merkezi’nde düzenlenen "Aile İçi İletişim-Boşanma" konulu konferansta konuşan İlçe Müftüsü Hasan Hayri Yaşar, Türkiye’de son yıllarda çeşitli nedenlerden dolayı aile yapısının erozyona uğradığını belirtti. Halk Sağlığı Uzmanı ve Aile Danışmanı Dr. Semin Güler Oğurtan ise evlilik ve boşanmanın iki birey arasında değil, aileler hatta sülaleler arasında yapıldığına dikkat çekti.
"TÜRKİYE’DE AİLE YAPISINDA BOZULMALAR BAŞLADI"
Çok sayıda davetlinin katıldığı konferansta konuşan Manavgat Müftüsü Hasan Hayri Yaşar, toplumların temel taşının aile olduğunu vurgulayarak, "Biz, tarih boyunca birçok badireler yaşamış bir milletiz. Bu badirelere rağmen, aile birliğimizin sağlam olması nedeniyle bugünlere kadar gelebildik" dedi. Uzun yıllar Avrupa’da görev yaptığını anlatan Yaşar, Batı ülkelerinde aile yapısının tamamen bozulduğunu, Türkiye’de ise
bozulmaların başladığını söyledi. On yıl sonrasından korktuğunu söyleyen İlçe Müftüsü Yaşar, evlenmenin Allah’ın emri ve peygamberimizin de sünneti olduğunu hatırlatarak, "İyi bir aile, mutlu bir aile dünyada insana bahşedilen bir cennettir" dedi. Milletlerin ve devletlerin yapı taşının aile olduğunu vurgulayan Yaşar, "Aile yapımız yavaş yavaş erozyona uğruyor. Aile yapımız her gün dejenere olmaya devam ediyor. Başta kaymakamlığımız ve bir çok kurumumuz Manavgat’ta aile ile ilgili bir çok programlar yaptı. Müftülük olarak biz de bir çok seminer ve sertifika programlara katıldık. Belge ve sertifika aldık. Çünkü bütün problemler bize gelir. O yüzden müftülük personeli Kur’an kursu öğretmenleri, cami hocalarımız tüm personelimizin aile ile ilgili çalışmaları çok önemli" ifadelerini kullandı.
"BOŞANMA BİR BÜTÜNÜN BOZULMASI"
Halk Sağlığı Uzmanı ve Aile Danışmanı Dr. Semin Güler Oğurtan ise ailenin bir bütün olduğunu ifade ederek, "Boşanma bu bütünün bozulmasıdır" dedi. Toplumlarda evliliğin pozitif, boşanmanın negatif yorumları beraberinde getirdiğini kaydeden Oğurtan, "Hukuk yoluyla biten evlilikler aslında bitmiyor. Çocuk varsa, gönül bağı devam ederse, bir sürü yanlışlar ortaya çıkabiliyor" diye konuştu. Evliliğin ve boşanmanın iki birey arasında değil, aileler hatta sülaleler arasında yapıldığına dikkat çeken Oğurtan, "Maalesef ama bu böyle. Bizim kültürümüzde evlilikten ya da boşanmadan sadece iki kişi etkilenmez. Herkes bir şekilde etkilenir" ifadelerini kullandı.
BOŞANMALARIN YÜZDE 10’U ZİNA YÜZÜNDEN
Türkiye’de yapılan bir araştırmaya göre boşanmaların yüzde 10’unun zina, şiddet gibi özel sebepler, yüzde 90’ının ise şiddetli geçimsizlik olduğunu vurgulayan Oğurtan, "İki genç düşünün, lisede ve üniversitede aynı okulda okumuşlar, bu süre zarfında birlikte bir çok zorluğa göğüs germişler, hatta harçlıklarını bile paylaşmışlar. Evlendikten sonra ise şiddetli geçimsizlik nedeniyle üç ayda boşanıyorlar. Bu işte bir terslik var. Aileler boşanma aşamasına gelince evliliği bitirmek için kime başvuralım diye araştırıyorlar. Aslında evliliklerini kurtarmak ve çözüm bulmak için başvuracakları insanları aramaları gerekiyor" dedi.
ERKEK VE KADININI BOŞANMA NEDENLERİ FARKLI
Boşanmalarda erkeklerin ve kadınların nedenlerinin farklı olduğunu kaydeden Oğurtan şunları söyledi:
"Erkekler, kadının sahiplenmesi ve kıskanması, alışveriş düşkünlüğü, sevilme ihtiyacının gündemde tutulması, yolculukta fazla eşya alınması ve güzellik uğruna zaman ve para kaybı konularından şikayetçi. Kadınlar ise, geğirme, burun karıştırma gibi toplum içinde yanlış davranışlar, evde dağınıklık, kötü konuşma, kendisini dinlememe, sarhoşluk ve şiddet gibi konulardan muzdarip" dedi.
BOŞANMA KARARLARI ARAŞTIRMASI
Yargıtay’ın bugüne kadar verdiği boşanma kararlarıyla ilgili bir araştırma yapıldığını belirten Dr. Semin Güler Oğurtan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu araştırmaya göre boşanma davalarının sebepleri arasında, zina, hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış, suç işleme, haysiyetsiz hayat sürme, terk, akıl hastalığı, evlilik birliğini sarsılması, alay etmek, aşağılamak, küçük düşürmek, tükürmek, küçümsemek, başkalarıyla karşılaştırmak, hırsızlık yapmak, iftira etmek, çocuğun kendinden olmadığı ile suçlamak, kız çıkmadı diye suçlamak ve sadakatsizlikle suçlamak, iktidarsızlıkla suçlamak, eşinden soğuduğunu söylemek, başkası ile evleneceğini söylemek, aile ile görüştürmemek, eşini tehdit etmek, aile yanına bırakmak, evden kovmak, yurt dışına yanında götürmemek, üvey çocuğa kötü davranmak, doğumunda ilgilenmemek, sebepsiz intihara kalkışmak, evi sık sık terk etmek, ağız ve vücut kokusu tedavisinden kaçınmak, beden temizliği ile ilgilenmemek, çalışmamak, cinsel ilişki kuramamak, cinsel ilişkiden kaçınmak, evlilik dışı çocuğu olmak, eşini dövmek, aşırı içki kullanmak yer alıyor."