15- İslam dini, insanların muaşeretine (birbiriyle görüşüp konuşmalarına, toplum halinde medeniyet üzere yaşamalarına) büyük bir önem vermiştir.
Müslümanların birbirleriyle geçinmelerinde samimiyet, tevazu, sadelik, zorlanmama, karşılıklı yardım, nezaket, saygı, sevgi ve hayırseverlik bir esastır.
16- İslamda halk ile geçinmenin çeşitli yönleri ve dereceleri vardır. Bunların bir kısmı şunlardır:
1) Herkese karşı tatlı dilli, güler yüzlü, açık kalbli olmak. Bir müslüman daima güleryüzlü bulunur. Hiç bir kimseyi asık bir yüzle karşılamaz. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Şüphe yok ki, Allah yumuşak huylu, açık yüzlü kimseyi sever."
2) Herkesle güzel şekilde görüşmek, insanlara eziyet vermekten kaçınmak.
Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Müslüman odur ki, dilinden ve elinden müslümanlar selamette bulunur.
3) İnsanların eziyetlerine katlanmak, kötülüğe karşı iyilik yapmak.
Bir hadîis-i şerifde buyurulmuştur:
"Sıddîkların (özü-sözü dosdoğru olanların) derecelerine geçmek istersen, senden ilgiyi kesene bağlan, senden esirgeyene sen ver, sana zulmedeni de bağışla."
4) Dargınlığa hemen son vermek. Müslümanlar arasında bir dargınlık olursa hemen barışırlar, birbirlerinden üç günden ziyade ayrı kalmazlar. Müslümanların gönüllerinde düşmanlık ve kin duyguları yaşamaz. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Üç günden ziyade kardeşine dargın kalmak bir müslümana helal olmaz."
5) Dargınların arasını düzeltmeye çalışmak. Bir müslüman, iki din kardeşi arasında her nasılsa bir dargınlık olduğunu görünce aralarını bulmaya ve küskünlüğü gidermeye çalışır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Sadakanın en faziletlisi, dargınların aralarını bulup düzeltmektir."
6) İnsanların kusurlarım araştırmamak ve yaymamak, aksine örtmeye çalışmak. Müslümanlar kimsenin kusurlarını araştırmazlar. Kimsenin ayıbını ve kusurunu araştırıp ortaya çıkarmaya ve göstermeye çalışmazlar. Buna aykırı hareket dinde yasaktır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Bir kul bir kulun kusurunu örterse, Allahü Teala Hazretleri de onu kıyamette örter. (günahlarını açığa vurmaz)."
7) Dostları arkalarından savunma. Bir müslüman gerektiğinde dostlarını, din kardeşlerini arkalarından savunur. Onlar hakkındaki yanlış fikirleri düzeltmeye çalışır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Bir kul kardeşine yardımda bulundukça, kendisine de Allah daima yardım eder."
8) İnsanların kalblerini kötü zandan korumak için sakıncalı yerlerden uzak durmak. Buna aykırı davranmak birçok kimselerin günaha girmesine sebeb olur, insanlar arasında dedi-koduya ve nefrete yol açar. Bir hadis-i şerifde şöyle buyurulmuştur:
"Töhmet yerlerinden kaçınız..."
9) Değişik halk sınıfları ile makamlarına göre sohbet edip ilişki kurmak. Herkese kabiliyet ve durumuna göre hitab etmeli. Bir alimden, bir zahidden, bir zenginden beklenen vasıfları, bir cahilden, bir fasıkdan, bir fakirden beklememelidir.
10) Yaşlılara hürmet, çocuklara, düşkünlere merhamet ve şefkat göstermek. İslamda büyüklere karşı saygı, küçüklere karşı sevgi bir esastır. Bu esas, aileler arasında bir kat daha önemlidir. Anaya-babaya pek ziyade hürmet etmek bunun bir örneğidir. Bunları adları ile çağırmak terbiyeye aykırıdır. Bir kadının kocasını adı ile çağırması da edebe aykırı olduğundan mekruhtur. Bir hadis-i şerifin anlamı şöyledir: "Bir genç bir yaşlıya sadece yaşından dolayı hürmet etti mi, Allah da ona bir mükafat olmak üzere, ihtiyarlığı zamanında hürmet edecek bir kimseyi muhakkak yaratır."
Bu mübarek hadis, yaşlılara saygı gösteren gençlerin sevab kazanacaklarını ve çok yaşayacaklarını müjdelemektedir. Artık ihtiyarları bir yük kabul eden gençler, bunu biraz düşünmelidirler.
11) Hayırsever olmak, yardım etmek ve arka çıkmak. Şöyle ki: Müslümanlar herkes için hayır ister, herkese yardımda bulunmaktan haz duyar. Müslümanların din ölçüleri içinde birbirlerine yardım etmesi ve şefaatta bulunması, aralarındaki kardeşliğin bir gereğidir. Kendisi için hayırlı görüp istediği bir şeyi, başkaları için de islemeyen kimse, İslam muaşeretinin temiz esaslarını gözetmemiş olur. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Sizden biriniz kendi nefsi için sevip istediği bir şeyi kardeşi (veya komşusu) için de sevip istemedikçe, gerçek mü`min olamaz."
12) Selam vermek. Şöyle ki: Müslümanlar arasında selam vermek bir sünnettir, bir dostluk ve hayırseverlik alametidir. Selam almak da bir farzdır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız. Size bir şey göstereyim mi ki, onu yaptığınız zaman birbirinizi sevmiş olursunuz: Aranızda selamı yayınız."
Selam vermenin bazı edebleri vardır. Bunlardan bir kısmı: Bir topluluğun yanma girilirken konuşulmadan önce "Esselâmu aleyküm" diye selam verilir.
İçinde insan olmayan bir yere girildiği zaman "Esselâmu aleyna ve alâ ibadillahissalihîn" denir.
Gençler yaşlılara, süvariler yayalara, yürüyenler oturanlara, arkadan gelenler önden gidenlere selam verirler. Bir topluma verilen selama: "Ve aleykümüsselâm" diye içlerinden birisi karşılık verirse, diğerlerinden selam alma görevi düşmüş olur. Fakat o topluluk içinden hiç biri karşılık vermezse, hepsi de günahkar olur.
Bir toplantıdan ayrılırken de selam vermek iyidir.
Kendisine selam verilen kimse, daha güzel bir karşılıkta bulunarak şöyle der: "Ve aleykümüsselâmu ve rahmetullahi ve berekâtüh."
Bunu söylemek yerine göre pek güzeldir.
Bir kimsenin selamım getirip tebliği edene "Aleyke ve aleyhisselâm" diye karşılık verilir. Bir mektubla selam yazılmış olursa, ya dil ile veya yazı ile; "Ve aleykesselâm" denilir.
Selama karşılık veremeyecek durumda olanlara selam vermek mekruhtur. Onun için yemek yiyene, Kur`an okuyana, hutbe dinleyene, namaz kılana selam vermemelidir. Verilirse, cevablanması mutlaka gerekmez. İşlediği günahı açıkça söylemekten çekinmeyen kimselere (fasıklara) selam vermek mekruhtur.
Sonuç: Selam verip almak, bir dostluk belirtisidir, sevgi alametidir. Fakat selam verirken aşağı doğru bükülmek mekruhtur. Öyle ki, bazı alimlere göre, selam verirken rükü haline yakın eğilmek, secde etmek gibidir. Yaratıklara saygı için yapılacak bir secde ise imana aykırıdır.
13) Musafa (el sıkışmak). Şöyle ki: İki müslüman bir araya gelince birbirinin elini tutarlar. Salat-selam getirerek birbirinin hatırını sorarlar. Bu da sevgi ve dostluk nişanıdır. Bir hadis-i şerifde buyurulmuştur:
"Birbirine rasgelen iki müslüman musafahada bulundu mu, onlar daha birbirinden ayrılmadan bağışlanırlar."
14) Teşmitte bulunmak (aksırana hayır ve bereket istemek). Şöyle ki: Bir müslüman aksırınca: "Elhamdülillâh" der. Yanındaki müslüman kardeşi de: "Yerhamükallah = Allah sana rahmet etsin" diye dua eder. Aksıran adam da: "Yehdina ve yehdikümullah = Allah, bizleri de sizleri de hidayet üzere bulundursun" diyerek karşılık verir.
15) Toplantılarda temiz bulunmak ve edebe uygun davranmak. Şöyle ki: Müslümanlar, toplantılarda yıkanmış olarak temiz bir halde bulunurlar, içleri ve dışları temiz olur. Toplantılarda ilim sahipteri ve yaşlılar baş tarafa geçirilir. Gerek olmadıkça söze karışmazlar, söylenilen yararlı şeyleri dinlerler. Toplantıya sonradan gelenlere yer verir ve birbirlerine karşı güleryüzlü bulunurlar.
Müslümanlar toplantılarda kendiliklerinden başka tarafa geçip oturmazlar. Kendilerine saygı için kalkarak yer vermek isteyenlerin hemen yerlerine oturmazlar. İki kişinin arasına rızaları olmadıkça girip oturmazlar. Bir toplantıda üç müslümandan ikisi başbaşa verip gizlice konuşmazlar. Böylece üçüncü kimsenin üzülmesine ve yanlış fikre kapılmasına meydan vermezler.
Müslümanlar bulundukları bir toplantıdan, arkadaşlarından izin alarak ayrılırlar. Geçici olarak toplantıdan ayrılanların yerine de hemen oturmazlar.
16) Dostları ziyaret: Müslümanlar uygun zamanlarda gidip din kardeşlerini, büyüklerini ve yakınlarını ziyaret ederler. Bu ziyaret de, bir sevgi ve bağlılık nişanıdır. Ancak bu ziyaret, usandırıcı ve pek sık olmamalıdır. Ziyarete gelen misafirlere mümkün olduğu kadar ikram edilmesi gerekir.
Bir hadîs-i şerîfde buyurulmuştur:
"Sizi ziyarete gelenlere ikram ediniz"
17) Ziyafetlere (davetlere) icabet etmek. Bir müslüman, din kardeşinin davetine uyar, ziyafetinde bulunur. Böylece aralarındaki sevgi ve yakınlık artmış olur. Bir hadîs-i şerîfde buyurulmuştur:
"Sizden birinizi, kardeşi düğün yemeğine veya başka bir şeye çağırsa, ona icabet etsin (uysun)"
Yeter ki, ziyafet yerinde haram bir şey bulunmasın. Çünkü bir müslüman, haramların işleneceğini bildiği bir yere gidemez. Ancak o haramları engelleyebilecekse veya kendisine saygı için işlenmeyecekse, gidebilir.
Ziyafetlerde, misafirlere ağırlık verecek kimseleri bulundurmamalıdır. Misafirler gitmek isteyince, ev sahibi ısrar etmeksizin biraz daha oturmalarını istemelidir. Toplantılar sade ve külfetsiz olmalıdır.
18) Saygı için ayağa kalkmak. Müslümanlar, yanlarına gelen din kardeşlerine karşı ayağa kalkabilirler. Bu bir hürmet belirtisidir. Mescidde bulunan veya Kur`an okuyan bir kimsenin, hürmet edilmeğe hak kazanmış bir kimse için ayağa kalkması mekruh değildir. Bir toplantıya gelenler için ayağa kalkılması adet olan yerlerde, ayağa kalkılması müstahabdır. Böyle yapılmazsa, kin ve nefrete yol açılmış olabilir.
19) Değerli zatların ellerini öpmek. Müslümanlar, alimlerin, takva sahibi kimselerin ve adaletli hakimlerin ellerini sevgi ve saygı göstermek niyetiyle öperler, onlarla musafahada bulunurlar; bunda bir sakınca yoktur. Bunlardan başka büyüklerin ellerini dindarlıklanna saygı ve ikram için öpmek de caizdir. Fakat dünyaya ait bir maksad için öpmek mekruhtur.
Bir de, bir müslümanın, başkası ile karşılaştığı zaman kendi elini öpmesi tahrimen mekruhtur. Alimlerin ve diğer büyüklerin huzurunda yerleri öpmek de haramdır. Bunu yapanlar ve yapılmasına razı olanlar günaha girmiş olurlar. Bu, bir nevi putlara yapılan ibadeti andırır. Bir müslüman için asla caiz değildir.
20) Komşuluk haklarını gözetmek. Şöyle ki: İslamda komşuluğun büyük önemi vardır. Bir hadîs-i şerifde buyurulmuştur:
"Ev satın almadan önce komşu, yola çıkmadan önce de yoldaş arayınız."
Komşulara ikram bir sünnettir. Bir müslüman komşusunun hakkını fazla gözetir, ona güleryüz gösterir, gerektiğinde ödünç verir, bir kaderi olunca onu tesilli etmeye çalışır, taziyede (baş sağlığı dileğinde) bulunur. Komşusuna eziyet verecek şeyleri yapmaktan sakınır. Evin akıntı suları ile ve çöplerle komşularını rahatsız etmez. Yüksek sesle devam eden çalgı ve radyo sesleri ile komşularını rahatsız edenler, hasta ve okur-yazarlarını düşünmeyenler komşuluk haklarını gözetmemiş olur ve topluma karşı görevlerini çiğnemiş sayılırlar.
Bir hadîs-i şerîfde buyurulmuştur:
"Kötülüklerinden komşusu emin olmayan kimse, gereği üzere Allah`a iman etmiş olmaz."
Sonuç: İnsan, komşularının sevgi ve övgülerini kazanmalıdır. Hazret-i Ömer (radıyallahu anh) buyurmuştur: "Komşusu, yakını ve yol arkadaşı tarafindan övülen kimsenin güzel hal ve ahlak sahibi olduğundan şübhe etmeyiniz."
21) Hastaları ziyaret etmek. Müslümanlar hasta olan dostlarını ve komşularını uygun zamanlarda yanlarına giderek ziyaret ederler. Sağlıklarına duada bulunurlar. Bu da sevgiyi kuvvetlendirmeye ve kalbleri hoşlandırmaya yardım eden bir görevdir. Bunun da bir takım edebleri vardır. Şöyle ki: Bu ziyaretler pek sık yapılmamalıdır, hastanın yanında çok oturmamalı, hastanın canını sıkacak sözler söylememelidir.
Bir hadîs-i şerîfde buyurulmuştur:
"Beş şey vardır ki, bunlar kardeşine karşı müslümana vacib olur; Verilen selamı almak, aksırana teşmit (hayır dua) etmek, davete gitmek (icabet etmek), hastayı ziyaret etmek, cenazelerin arkasından gitmek"
22) Cenazeleri teşyî etmek (uğurlamak). Bu da önemli ve sevabı çok olan bir kardeşlik görevidir. Müslümanlar, ölen din kardeşlerinin cenazelerini mezarlarına kadar üzgün ve düşünceli olarak götürürler. Rahmet toprağına bırakırlar. Haklarında rahmet isteyerek duada bulunurlar. Bir hadîs-i şerîfde buyurulmuştur:
"Bir cenaze üzerine namaz kılana bir kırat, gömülmesinde bulunana da iki kırat (sevab) vardır. Bir kırat ise, Uhud dağı kadardır."
23) Müslümanların mezarlıklarını ziyaret etmek. Müslümanlar kendi aralarında, ahirete göçmüş olanların, özellikle yüksek alimlerin ve salih kimselerin, mezarlarını zaman zaman ziyaret ederler, onları rahmetle anarlar. Bu da bir vefakarlıktır, değer bilmedir. Bir hadîs-i şerîfde beyan olunduğu üzere, mezarları ziyaret etmek ölümü hatırlatır, uyanmaya sebeb olur. Onun için kabirleri saygı ve ibretle ziyaret etmeli, insanlığın acıklı sonucunu düşünerek gaflet içinde yaşamaktan kaçınmalıdır.



Turgutlu Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Maliz ile Kültür ve Sosyal İşler Müdürü Bülent Gökmen de Elif Ela Gülseren’i ve ailesini tebrik ederek başarı dileklerini paylaştı.

Başkan Akın’dan YKS ve MSÜ'de dereceye giren öğrenciye tebrik

İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ), tasarımcılardaki desteklemek amacıyla uluslararası bir sempozyum düzenledi.

İzmir Ekonomi’de 'tasarım' zirvesi

Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, dijital altyapısı ve güçlü akademik kadrosuyla dünya standartlarında eğitim sunuyor.

EÜ Diş Hekimliği Fakültesi, modern eğitimiyle geleceğin hekimlerini yetiştiriyor

Arslanlar biberi, Urfa isotu ile yarışmak istiyor

Coğrafi işaretli Arslanlar biberinde hasat dönemi başladı

Kordon ve Alsancak'ta korsan taşımacılığa karşı harekete geçen İzmir Şoförler ve Otomobilciler Esnaf Odası ile Kordon İş Adamları Derneği, iş birliği protokolü imzaladı.

Şoförler ve esnaf el ele: 'Korsana geçit yok'

DSO Yönetim Kurulu Başkanı Selim Kasapoğlu, toplantıda sanayinin mevcut durumunu ve beklentilerini paylaştı.

DSO Başkanı Kasapoğlu: "Merkez Bankası‘ndan güçlü ve anlamlı bir faiz indirimi bekliyoruz"

Demirci ilçesinde kırsal mahallelerde buğday, arpa ve çavdar üreten çiftçiler hasatlarını imece usulü ile el birliği içerisinde gerçekleştiriyor.

Demirci'de buğday ve arpalar imece usulüyle hasat ediliyor

Operasyon kapsamında 5 şüpheli tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Manisa'da sentetik uyuşturucu operasyonu: 5 tutuklama

2025 yılı üniversiteye giriş sınavları sonuçlarının açıklanmasıyla birlikte Manisa, yükseköğrenime hazırlık sürecinde başarılı bir tablo çizdi.

YKS ve MSÜ’de Manisa imzası

Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban’ın eşi Serap Balaban’ın babası İsmail Çullu hayatını kaybetti.

Başkan Balaban'ın acı günü

Saruhanlı ilçesindeki iki ayrı mahallede çıkan yangınların, tarım ekipmanlarından çıkan kıvılcımlar nedeniyle başladığı belirlendi.

Saruhanlı’da orman yangınına neden olan şüpheli tutuklandı!

Salihli ilçesinde virajı alamayarak şarampole devrilen kamyon alev alev yandı. Yangın ormana sıçramadan söndürüldü.

Alev alan kamyon şarampole uçtu, yangın ormana sıçramadan söndürüldü

emekli öğretmen olan 78 yaşındaki felçli kadın son zamanlarda sık sık akciğer enfeksiyonu nedeniyle hastaneye gidiyordu.

Nefes borusuna kaçan mısır tanesi 5 ay sonra ortaya çıktı

Serinlemek için denize giren 25 yaşındaki genç, boğularak hayatını kaybetti.

25 yaşındaki genç denizde boğuldu

Dayı ve yeğeninin miras kavgasında kan aktı: 1 ölü, 1 ağır yaralı

Karısını darp eden yeğenini öldürdü

"20 hanedeki 58 vatandaşımızı ve 110 küçükbaş ile 20 büyükbaş hayvanı tahliye ettik"

Afyonkarahisar’da bir köy tahliye edildi

Başkan Balaban'ın acı günü

Üç günlük damat kumar borcu yüzünden takılarla birlikte kayboldu

Hayrunnisa Gül'ün çantası, İngiltere kralıyla sohbeti gölgede bıraktı

Bakan Memişoğlu açıkladı: 10 milyon kişinin ölçümü yapıldı, yüzde 70'i fazla kilolu

Elektrik akımına kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin davada sanık sayısı arttı

Saruhanlı'da 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü

Kula’da 15 Temmuz Şehitleri dualarla anıldı

Manisa'da 15 Temmuz şehitleri dualarla anıldı

Manisalı 15 Temmuz gazisi o geceyi anlattı

Memur-Sen'den 15 Temmuz vurgusu

Saruhanlı’da orman yangınlarına karşı önlem ziyaretleri

Manisa'da 'Paranın doğduğu kent' UNESCO listesinde

Kırkağaç'ta 38. dönem uzman erbaşlar yemin etti

Serdar Kabaş’ın acı günü

MasterChef 2025’te ana kadro heyecanı! Kıyasıya mücadele de önlüğün ilk sahibi belli oldu

Kıbrıs gazisi Manisa’da törenle toprağa verildi

Manisa’da 4 stratejik yatırıma devlet desteği

Eş katiline 'İyi Hal'le ödül gibi ceza

Genç yaşta kalbine yenildi

Minik Deniz'den şehit babasına son bakış

https://www.youtube.com/@kardelengazetesi45/videos
Dini Konular 22.12.2014 12:01:38 785 0

Tarih: 22.12.2014 12:01 Güncelleme: 22.12.2014 12:01
Haberi Sesli Oku

Dini Konular

Dini Konular Haberleri
23.07.2025 16:50:00