TEKNOLOJİ - Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuncay Bülbül, daha hızlı iletişim kurabilmek için internet yazışmalarındaki gençler arasında sıkça kullanılan argo kelimelerin ve kısaltmaların kuşaklar arasında ciddi bir iletişim problemine yol açtığını söyledi.

Dijital çağın en büyük hediyesi olan sosyal medyadaki paylaşım sitelerinde Türkçe harflerin kullanımında başlayan özensizlik bir yandan Türkçesi olan terimlerin bile İngilizcelerini kullanma özentisine dönüşürken, bir yandan da gençlerin Türkçe yazım ve konuşma dilini yozlaştırma tehlikesini gündeme getiriyor.

Günün büyük bölümünde gerek bilgisayarlar gerekse de akıllı cep telefonları sayesinde sosyal paylaşım sitelerinde paylaşımda bulunan gençler, Türkçedeki “a,e,i,ı” gibi ünlüleri kullanmamaya o kadar alıştık ki artık kelimenin içinde ünlü harf olmayışı kimseyi rahatsız etmez hale geldi.

İnternette “selam” yerine “slm”, “merhaba” yerine “mrb”, canım yerine “cnm”, tamam yerine “tmm”, kendine iyi bak yerine “kib” yazan genç nesil; “online”, “pc”, “off”, “full”, “e-mail” gibi yabancı kökenli kelimeleri de Türkçe karşılıkları olmasına karşın hem günlük hayatta hem de yazışmalarında sıklıkla kullanıyor.

"İLETİŞİMSİZLİK SORUNU OLUŞTURUYOR"
Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Tuncay Bülbül, daha hızlı iletişim kurabilmek için internet yazışmalarındaki gençler arasında sıkça kullanılan argo kelimelerin ve kısaltmaların kuşaklar arasında ciddi bir iletişim problemine de yol açtığını söyledi.

Gençlerin kendi arasında ürettikleri jargonları ve kısaltmaları aile bireylerinin anlamayabildiklerini, bunun sonucunda oluşan iletişimsizliğin aile bireyleri arasında çatışmayı beraberinde getirdiğini ifade eden Bülbül:

“Her şeyden önce bu Türk dili açısından bir sorundur fakat diğer taraftan bunu sadece dil olarak görmemek lazım. Ben bunu toplumun kısa zamanda tüketme alışkanlığına bağlıyorum. Her şeyi çok kısa sürede tüketme gibi bir eğilim içerisindeyiz. Genel olarak böyle bir karakter yapısı içerisine büründük. Ben bunun bir sonucu olduğunu düşünüyorum.

Tabii bunların dil üzerinde olumsuz etkileri elbette var. Diğer taraftan Türkçe bağlamında konuşursak; Türkçe’nin o kadar güçlü bir yapısı var ki asırlarca Farsçanın, Arapçanın o güçlü, baskın etkisi karşısında bile dimdik ayakta durmayı başarabilmiş. Bu bağlamda baktığım zaman içim biraz daha rahat oluyor. Ama tabii bunun asıl sonuçları kuşaklar arasındaki iletişim kopukluklarında kendini gösteriyor. Asıl sonuç burada ortaya çıkıyor diye düşünüyorum.

Baktığımızda çocukla baba arasında bir iletişim sorunu oluyor. Çocuk daha hızlı konuşma, daha hızlı cümleler kurma çabası içerisinde ama baba bunu algılayamayabiliyor. Gençlerin kendi arasında ürettikleri jargonları, kısaltmaları aile bireyleri anlayamayabiliyor. Bunun sonucunda da tabii iletişimsizlik oluşuyor ve bu iletişimsizlik aile bireyleri arasında çatışmayı beraberinde getiriyor. Böyle bir durumda kalmaktansa anne ve baba çocuğu kendi haline bırakma yolunu da tercih edebiliyor. O zaman da biraz daha sıkıntılı durumlar oluşabiliyor” dedi.

İnternet ortamında yapılan yazışmalarda sesli harflerin kullanılmaması ve sıkça argo kelimelerin kullanılmasının yazı dilini olduğu kadar konuşma dilini de olumsuz etkilediğini ifade eden Bülbül, artık gençlerin günlük hayatlarında çok fazla argo kullanmasına dikkat çekerek,

“Aslında 90’lı yıllardan sonra böyle eğilimler başladı. Sesli harfler yazılmamaya başlandı. Tabii ki bu kullandığımız Türkçede bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Kelimeleri doğru yazıp doğru telaffuz etmek lazım. Hatta ebeveynlerin yanlış bir telaffuzda çocuğunu tekrar tekrar düzeltmesi gerekiyor. Burada bir noktada iş yine ebeveynlere düşüyor.

Yazı dili önemli sizin bütün medeniyetiniz yazı dili ile şekilleniyor. Konuşma dilinden ziyade bu yazı diliyle oluyor. Bu nedenle gençlerin konuşmalarına, söylemlerine, yazılarına dikkat ederek düzeltmeleri gerekiyor. Bu hassasiyeti herkesin taşıması gerekiyor. Yazı dilindeki olumsuzluklar konuşma dilini de olumsuz yönde etkiliyor. Sizi konuşması farklı olan, farklı bir ağzı olan bir yere götürseler siz de onlar gibi konuşmaya başlarsınız. Ben bu yüzden hayatımız içerisinde çok fazla argo girmesinden endişeleniyorum. Argolar artık tabiileşmeye başladı.

Bakıyorsunuz küçük bir çocuğun ağzından argo bir kelime çıkıyor ve herkes şaşırıyor. Biliyoruz ki çocuk bunu ya internetten ya da televizyondan izlediği dizi ve filmlerden öğreniyor. Biz toplum olarak çok naif insanlarız aslında. Gerçekten müthiş sanat eserleri, şiirler ortaya koymuş bir milletiz. Aşırı argoyla bu milletin naifliği yavaş yavaş erozyona uğruyor” diye konuştu.



Asırlık borsa, yeni yüzyılın binasının temelini dualarla attı

Somaspor kötü gidişatı durdurmak istiyor

Odun ateşinde 50 yıllık gelenek

Gündüz Bakım Evi ve Çocuk Kulübü Projesinde Çalışmalar Tüm Hızıyla Devam Ediyor

Kafede Bıçaklı Saldırı: Yaralı Cep Telefonunu Bırakmadı

Bu nasıl vicdansızlık! Doğurduğu bebeği çöpe attı

Menopoz bir son değil, yeni bir başlangıçtır

Manisa'da eğitim doğayla bütünleşti: Telefon yerine kitap, ekran yerine doğa

Devrilen motosikletin sürücüsü hayatını kaybetti

Vali Özkan ve beraberindekilerden şehit ailesine anlamlı ziyaret

Enes Pınar bir ayda iki kez Balkanları fethetti

Seramiksan fabrikasında hırsızlık

Aile faciası: Oğlunu öldürdü, eşini ağır yaraladı

Kadın emeğiyle yerel kalkınma güçlendiriliyor

SMA'lı olarak doğdu, şimdi hasta bakıyor

Ege Üniversitesinin kültür ve sanat etkinlikleri göz doldurdu

Silahlı saldırıya uğrayan okul müdürünün tedavisi devam ediyor

Dünya 2.’si kadın kuaför Denizli’nin gururu oldu

Eski sistem anahtar tarihe karışıyor

Paşaköy zoru başardı: 0-3

Saruhanlı Devlet Hastanesinde Salı günü görev yapacak doktorlar

https://www.youtube.com/@kardelengazetesi45/videos
Sanat 20.11.2014 09:05:11 938 0
Tarih: 20.11.2014 09:05 Güncelleme: 20.11.2014 09:05
Haberi Sesli Oku