9006,55%0,68
34,25% -0,03
37,25% 0,10
3065,57% -0,16
5014,38% 0,00
SARUHANLI - Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi (EÜTF) Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve EÜTF Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Ayşe Güler, Avrupa İnme Birliği Raporu (SAFE)’na göre her yıl 780 bin kişinin inmeye yakalandığına dikkat çekip bu sayının 2035 yılında 4 milyon 630 bin civarında olacağının öngörüldüğünü söyledi. EÜTF Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hadiye Şirin, inmenin zamanında müdahale ile hem önlenebilir hem de yenilebilir bir hastalık olduğuna vurgu yaptı.
EÜTF Nöroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve EÜTF Hastanesi Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Ayşe Güler ile EÜTF Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hadiye Şirin, inme, inmenin nasıl fark edileceği, inmeye karşı risklerin nasıl azaltılacağı ve koruyucu yöntemlere ilişkin bilgiler verdi. İnmenin, beyin damarlarının tıkanması ve bir kısım olguda da beyin kanaması sonucu oluşan nöral doku hasarlanması sonucu gelişen fonksiyonel kaybı ve yeti yitimini ifade ettiğini dile getiren Doç. Dr. Güler, “İnme risk faktörleri arasında ileri yaş, erkek cinsiyet ve pozitif aile öyküsü ‘değiştirilemez’ risk faktörleridir. Başta kardiyak hastalıklar olmak üzere kronik sistemik ve vasküler hastalıklar önemli ‘tedavi edilebilir’ risk grubunu oluşturur. Bu grupta kronik hastalık stabilizasyonu ile inme riski azaltılabilir. En büyük risk grubu ise ‘giderilebilir’ risk faktörleridir. Bunlar arasında; sigara içimi, hipertansiyon, şeker hastalığı, dislipidemi, obezite, sedanter yaşam tarzı gibi ateroskleroz risk faktörleri başta gelir” dedi.
“DÜNYA ÜZERİNDE DAKİKADA 1 KİŞİ İNME GEÇİRİYOR”
Toplumun yaşlanmasının inme nedeni ile gerçekleşen ölüm ve sakat kalma oranlarını giderek artıracağına vurgu yapan Doç. Dr. Güler, “Dünyada her yıl 17 milyon insan inme geçiriyor. Bu dünya üzerinde dakikada 1 kişi inme geçiriyor demek oluyor. 6 milyon kişi ise inme nedeni ile yaşamını yitiriyor. Her 6 kişiden 1’i hayatı boyunca bir kez inmeyi yaşıyor. TÜİK rakamlarına göre, Türkiye’de inmeden ölüm sayısı son yıllarda, yılda 35 bin ile 40 bin arasındadır ve yaklaşık yılda 100 bin iskemik ve 20 bin de hemorajik inme görülmektedir. İnmeden ölüm ve sakat kalma Türkiye’de azalma trendi gösterirken, sıklık giderek artmaktadır. Yani, gelecekte toplumun yaşlanması ile sorunun artacağını söylemek yanlış olmaz” diye konuştu.
İNME NASIL FARK EDİLİR, BELİRTİLERİ NEDİR?
İnme belirtilerinin aniden ortaya çıkacağını söyleyen EÜTF Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hadiye Şirin, “Vücudun tek tarafında yüz, kol veya bacakta olan hissizlik, vücudun tek tarafında yüz, kol veya bacakta olan kuvvet kaybı, bilinç bulanıklığı, konuşma bozukluğu, konuşamama, anlama ve algılamada güçlük, peltek konuşma, yüz felci, baş dönmesi, yürüme güçlüğü, denge ve koordinasyon kaybı, tek veya iki taraflı görme kaybı, çift görme, şiddetli ani başlangıçlı baş ağrısı, yutma bozukluğu ve hafıza kaybı gibi belirtiler görülebilir. Bu belirtilerin ortaya çıkması durumunda hasta veya hasta yakınlarının en kısa sürede 112 birimi ile iletişime geçmeleri ve hastalarını acil servislere özel araçlarla değil 112 ambulanslarıyla getirmeye özen göstermeleri önemlidir” dedi.
KORUYUCU TEDAVİ SÜRECİ NASIL İŞLER?
İnme riski olan hastalarda koruyucu tedavi yöntemlerinin uygulanması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Şirin, inme riskinin alınacak koruyucu önlemlerle en aza indirilebileceğini ifade etti. İnme gelişiminde rol oynayan yaş, cinsiyet, ırksal köken, ailede benzer hastalık olması gibi bazı risk faktörlerini değiştirmenin mümkün olmadığını dile getiren Prof. Dr. Şirin, “Ancak bunların dışında kalan, inme geçirmenize neden olabilecek bazı etmenleri denetim altına alabilmeniz ve riski azaltabilmeniz mümkündür. Bu bağlamda, hipertansiyon, diyabet, ritm bozukluğu (atrial fibrilasyon), yüksek lipid düzeyleri, sigara, yoğun alkol kullanımı, şişmanlık, hareketsiz yaşam gibi değiştirilebilen risk faktörleri ile mücadele etmek gerekir” diye konuştu.
İNME RİSKİNİZİ AZALTMAK NELER YAPILABİLİR
İnme riskine karşı alınabilecek önlemlere ilişkin de bilgi veren Prof. Dr. Şirin, “Kan basıncınızı takip edin, kan basıncı ne kadar yüksekse, inme riski de o kadar artmaktadır. Kan basıncının bilinmesi ve yılda en az iki kez kontrol edilmesi önerilmektedir. Tedavilerinizi aksatmayın, Atrial fibrilasyon denilen sık karşılaşılan ritim bozukluğu inmenin önemli nedenlerinden biridir. Bu ritim bozukluğu, kalp içinde pıhtı oluşumuna yol açabilir. Atrial fibrilasyonu olan hastaların kan sulandırıcı ilaçlarını düzenli kullanmaları ve gerekiyorsa ilaçla ilgili kan kontrollerini düzenli yaptırmaları önemlidir. Sigara kullanımını sonlandırın, sigara içenlerin içmeyenlere göre inme geçirme riskinin en az 2-3 kat arttığı bilinmektedir. Alkol kullanmayın, alkol kullanımından kaçınılması inmeden korunmada önerilmektedir. Kolesterol düzeylerinizi düşürün, yüksek kolesterol düzeylerinin inme riskini artırdığı ortaya konulmuştur. Kolesterol ilaçlarını doktorunuzun önerdiği şekilde kullanın. Yaşam biçiminizi gözden geçirin, uyku düzeni, beslenme, egzersiz yapma, ilaçların düzenli kullanılması konusunda doktorlarınızın önerilerini yerine getirin. Düzenli egzersiz yapın. Belirli bir yaşın üstündeki hastalar için en uygun egzersiz yürüyüştür. Günde 10 bin adım atmaya özen gösterin. Diyetinize dikkat edin, beslenme inme riskini etkileyen önemli faktörlerden biridir. Az tuzlu yağdan fakir, bol sebze ve meyvenin tüketildiği Akdeniz diyetine ağırlık verin” dedi.