75 ASHAB-I TAHRİÇ: Bunlar asla ictihad yapmaya muktedir değildirler. Ancak mutlak müctehid`in, şer`i konularda takip ettiği usûlü gayet iyi bildikleri ve kaynaklara vakıf oldukları için; "Mücmel" olan bir ictihadı veya iki manaya ihtimalli mübhem bir hükmü, mukayese etmek sûretiyle kendi reylerine göre izah edebilirler. Fahrüddin-i Razi ve emsali bu tabakadandır. Mukallid`lerin en üst sınıfı budur.

76 ASHAB-I TERCİH: Bazı rivayetlerin, diğerlerinden daha üstün olduğunu tesbit edebilen fukaha`ya "Tercih Erbabı" denir. Ebû`l Hasen Kuduri ve İmam-ı Merginani bu sınıftandır. Meselâ: "Bu evlâdır, bu daha sahihtir, insanlar için bu daha münasibtir" gibi hükümler serdederler.

77 ASHAB-I TEMYİZ: Mukallidlerin üçüncü sınıfı temyiz erbabıdır. Bunlar Zahir mezhebi, nadir rivayetleri, kuvvetli ve zayıf kavilleri birbirlerinden ayırabilirler. Bunların görevi; reddedilmiş olan kavilleri ve zayıf rivayetleri kat`iyyen nakletmemektir. Müteehhirin ulemâdan Kenz, muhtar ve vikaye sahipleri, bu sınıfa dahildir.

78 MUKALLİD-İ MAHZ: Muteber fıkıh kitaplarını tetkik edebilen, ancak kuvvetli ve zayıf rivayetleri birbirinden ayırt edemeyen alimler bu sınıfa dahildirler. Hanefi fûkahasından Alauddin El Haskafi "Fukaha`nın tabakalarını" izah ettikten sonra: "Bize gelince... Vazifemiz onların tercih ettiklerine, sahih gördüklerine tabi olmaktır. Nitekim hayatlarında fetva vermiş olsalar, yapacağımız bu idi" hükmünü zikrediyor. İbn-i Abidin bu metni şerhederken: "Şu evrakı toplayan günahkâr kul dahi musannıfın dediğini der" diyerek, "Mukallid`ler" sınıfına dahil olduğunu itiraf eder.(104) Dolayısıyle; şer`i delillere hakkı ile vakıf olamayan bir mü`minin, bir müctehid`e tabi olması vaciptir. İbn-i Abidin gibi fıkıh sahasındaki otoritesi herkes tarafından kabul edilen bir ulemâ`nın "İctihad`a muktedir olamadığını ve bir müctehid`e tabi olduğunu" ikrar ettiği bir durumda; bize düşen "Edeb" hududlarını muhafaza etmektir.

79 İslâm ulemâsı: "Adil olan bir müctehid vefat ettikten sonra da taklid olunur, onun kavliyle fetva verilebilir. Bu hususta icma vardır" hükmünde müttefiktir.(105) Dolayısıyla şer`i delillerden hüküm çıkarabilecek derecede ilme sahip olmayan her mükellef; gerek ûsül, gerek füru`da günümüze kadar gelmiş olan bir mezhebe bağlı olmak zorundadır. Sahabe-i Kiram ve Tabiûn`dan olan mutlak müctehid`lerin mezhepleri günümüze kadar gelmediği için, onları taklid etmek mümkün değildir. Zira onların gerek ûsul, gerek fürû`a ait kaideleri zabt edilmemiş, kendileri de bizzat ilimlerini tedvin etmekle meşgul olmamışlardır.



Şehit polisin adı kızının okuduğu ilkokula verildi

Şehit Polis Hasan Akoral şehadetinin 17’nci yılında anıldı

Kırkağaç'ta 37. dönem uzman erbaşlar yemin etti

Emekliler Partisi Saruhanlı İlçe Kongresi Yapıldı

Manisa'da meclis toplantısı sonrası MHP ve CHP'liler arasında arbede

Manisa’da ‘Mavi Dil’ hastalığıyla mücadelede ediliyor

Atatürk ölümünün 86'ncı yılında Saruhanlı’da anıldı

KULA SANDAL MAHALLESİNDE CUMA NAMAZINDAN SONRA YAĞMUR DUASI

SARUHANLI’da CUMHURİYETİN 101. YILDÖNÜMÜ COŞKUYLA KUTLANDI

Kaymakam Acar'dan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı

CUMHURİYETİMİZİN 101. YILDÖNÜMÜNE YAKIŞIR BİR KORTEJ YÜRÜYÜŞÜ

Cumhuriyetin 101. yıl coşkusu tüm kenti sardı

CUMHURİYETİN 101. YILI KUTLAMA PROGRAMI ÇELENK KOYMA TÖRENİ İLE BAŞLADI

Şehzadeler Belediyesinden Cumhuriyet'in 101. yılına özel konser

SARUHANLI İLÇE EMNİYET MÜDÜRLÜĞÜNE TAHSİS EDİLEN ARAÇLARIN KABUL TÖRENİ GERÇEKLEŞTİ

PTT, 184 YAŞINDA!

Başkan Zeyrek, 6 aydaki değişim ve dönüşümü anlattı

Başkan Cıllı, Muhtarlara Kahvaltı Verdi

Tutuksuz yargılanan Kula Belediye Başkanı için hapis talebi

https://www.youtube.com/@kardelengazetesi45/videos
Dini Konular 25.12.2014 11:00:56 0

Tarih: 25.12.2014 11:00

Haberi Sesli Oku