Samanyolu´nda yer alan habere göre; Hidayet Karaca ve 62 polisin uygulanmayan tahliye kararıyla ilgili iç hukuk yolları tükendi. Karaca ve polisler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne (AİHM) aciliyet talepli başvuru yaptı. Avukatlar, AİHM´den ağır hak ihlalleri ve telafisi imkânsız mağduriyetler sebebiyle müvekkillerin derhal tahliye edilmesi yönünde karar verilmesini istedi.
Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ve 62 polis, haklarındaki kesinleşmiş mahkeme kararlarının uygulanmaması üzerine geçtiğimiz mayıs ayında Anayasa Mahkemesi´ne (AYM) tedbir ve acil inceleme talepli olarak başvurdu. Ancak aradan yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen mahkeme başvuruyu değerlendirmeye dahi almadı. Bu şekilde iç hukuk yollarının tamamen tükenmesi üzerine harekete geçen Karaca ve polisler, avukatları aracılığıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi´ne (AİHM) aciliyet talepli başvuruda bulundu. Her bir tutuklu için ayrı ayrı yapılan başvurularda, ağır hak ihlalleri ve telafisi imkânsız mağduriyetler sebebiyle müvekkillerin derhal tahliye edilmesi yönünde karar verilmesi istendi.
İktidarın siyasi projesi olan sulh ceza hakimlikleri tarafından delilsiz ve hukuksuzca 252 gündür cezaevinde tutulan Hidayet Karaca ile 62 emniyet mensubu, 25 Nisan tarihinde haklarında verilen kesinleşmiş tahliye kararına rağmen serbest bırakılmadı. Bunun üzerine Karaca ve polisler, AYM´ye başvurdu. Ancak mahkeme, iki ay içinde karara bağlaması gerektiği halde 4 ay geçmesine rağmen başvuruyu değerlendirmeye dahi almadı. AYM´nin bu hukuksuz uygulaması sonucu tüm iç hukuk yollarını tüketen avukatlar konuyu AİHM´ye taşıdı.
Başvuruda hukuka uygun bir tahliye kararı bulunmasına rağmen, hükmün, yürütmenin açık baskısı sonucu uygulanmadığı dile getirildi. Süreç boyunca yaşanılan hukuksuzluklar 19 maddede ayrıntılarıyla anlatıldı. 24 adet ek belge sunuldu. Tahliye kararına rağmen bir kişinin serbest bırakılmamasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi´nin (AİHS) 5/1 maddesine açıkça aykırı olduğu vurgulandı. Karaca ve polislerin tamamen illegal ve keyfî olarak özgürlüklerinden yoksun bırakıldıkları ve bu ağır ihlalin halen devam ettiği bildirildi.
Tahliye ve reddihakim kararı veren iki hakimin, kararları sebebiyle tutuklanmalarının, yeni bir mahkemenin vereceği tahliye kararının uygulanmasının da yürütme tarafından engelleneceğinin açık delili ol-duğunun altı çizildi. HSYK Genel Sekreteri´nin benzer karar verecek hakimlerin de aynı şekilde yaptırımla karşılaşacağını açıkladığı hatırlatıldı. AYM´nin de evrensel hukuk kurallarını alenen çiğnediği ifade edildi.
6,5 milyon Euro tazminat bekleniyor
AİHM´ye sunulan dilekçede, ağır hak ihlalleri ve telafisi imkansız mağduriyetler sebebiyle Hidayet Karaca ve emniyet mensuplarının derhal tahliye edilmesi yönünde karar verilmesi istendi. Ayrıca 63 kişinin her biri için 100 bin ila 300´er bin Euro´luk tazminat talep edildi. Talebin kabul edilmesi halinde Türkiye, hukuksuzluklar sebebiyle en az 6,5 milyon Euro tazminata mahkûm olacak. Başvurularda, AYM´nin ortaya koyduğu tutum sebebiyle bireysel başvuru yolunun etkisiz kaldığı ve bu durumun Türk iç hukuku açısından kronik ve sistematik bir soruna yol açtığı kaydedildi. Bu sebeple AİHM İçtüzüğü´nün 40 ve 41. maddeleri uygulanarak başvuruların öncelikli olarak değerlendirilmesi istendi.
