Her 36 çocuktan birinde otizm görülüyor
Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) konusunda farkındalık oluşturmak ve OSB'den kaynaklanan sorunlara çözümler üretebilmek amacıyla 2 Nisan, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan edildi. DoktorTakvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural ile Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gökçe, otizme dair bilinmesi gerekenleri paylaşıyor.
Erken çocukluk çağında başlayan nörogelişimsel bir bozukluk olan Otizm Spektrum Bozuklukları (OSB), ilk kez 1943'te Leo Kanner tarafından tanımlandı.
Otizmin kendini “toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler” ve “sınırlı-yineleyici davranış örüntüler (tekrarlayıcı davranışlar)” olmak üzere iki alandaki yetersizlikle gösterdiğini söyleyen DoktorTakvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural, “toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler” alanındaki belirtileri toplumsal-duygusal karşılıkta yetersizlik, sözel olmayan iletişimde yetersizlik, ilişki kurma ve sürdürmede yetersizlik; “sınırlı-yineleyici davranış örüntüler (tekrarlayıcı davranışlar)” alanındaki belirtileri ise basmakalıp ve tekrarlayıcı motor hareketler, aynılıkta ısrar, rutine sıkı bağlılık, sınırlı ve yoğun ilgi alanı ve duyusal az veya çok uyarılama olarak sıralıyor.
Tanı koyarken “toplumsal iletişim ve etkileşimde güçlükler” alanındaki belirtilerin tümünün izlenmesi ve “sınırlı-yineleyici davranış örüntüler (tekrarlayıcı davranışlar)” alanından en az iki belirtinin bulunması gerektiğini belirten DoktorTakvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural, ayrıca bu belirtilerin zihinsel yetersizlik sebebiyle olmaması, erken çocukluk çağında başlaması ve çocuğun sosyal toplumsal hayatında bir işlev bozukluğuna yol açması gerektiğini söylüyor.
OSB tanısı çocuk psikiyatristi tarafından, klinik değerlendirmeyle davranışsal özelliklere dayalı konuyor. İki yaştan küçük çocuklarda pek çok belirtiyi görmek ve değerlendirmek mümkünken, bir yaştan küçük çocuklarda klinik gözlemle sosyal-iletişimsel yetersizlik test edilebiliyor. Farklı yaşam dönemlerinde farklı belirtiler bulunuyor.
Erkeklerin yüzde 4'ü, kızların yüzde 1'i OSB tanısı alıyor
Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri'nin (CDC) 2022 istatistiklerine göre, çocuklarda otizm görülme oranının 1985 yılından bugüne kadar yaklaşık 50 kat arttığını; 1985'de 2 bin 500 çocuktan birinde görülen otizmin, günümüzde her 36 çocuktan birinde görüldüğünü dile getiren DoktorTakvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural, erkeklerin yüzde 4'ünün, kızların ise yüzde 1'inin OSB tanısı aldığını belirtiyor.
Üç yaşına kadar muayene edilmesi önem taşıyor
OSB ile mücadelede en etkili yöntemin erken müdahale ihtimalini artırabilmek olduğunu ifade eden DoktorTakvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural, “Bu nedenle ailelere önerimiz, üç yaşına kadar her çocuğun en az bir kere OSB ve diğer nörogelişimsel hastalıklar açısından çocuk psikiyatristi tarafından muayene edilmesi önem taşıyor. Tedavide ev eğitim programları ve ebeveynin eğitim programına dahil olması çok önemli. Olguların çoğunda hareketlilik, uykusuzluk, öfke, takıntı ve dikkat sorunu gibi problemler için psikiyatr denetiminde ilaç kullanılıyor” diyor.
0-3 yaş dönemi erken müdahale açısından kritik
Gümüz verilerine göre OSB tanı oranlarının arttığını dile getiren DoktorTakvimi Uzmanlarından Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Prof. Dr. Pınar Vural, “Bunun yanı sıra şayet erken tanı ve müdahale söz konusu ise uzun vadede bu bireylerin bağımsız bir yaşam sürme ihtimallerinin yüksek olduğunu biliyoruz. Aileler çocuklarında bir sorun olduğunu hissediyorlarsa zaman kaybetmeden bir uzmana başvursunlar ve tedaviye başlasınlar. Çünkü özellikle 0-3 yaş dönemi OSB dışında da birçok nörogelişimsel bozukluğun tanınıp erken müdahalesi açısından kritik ve çok önemli zamanlar” ifadelerini kullanıyor.
Otizmin dünyadaki yayılma hızı 36 doğumda bir
Türkiye Otistiklere Destek ve Eğitim Vakfı (TODEV) Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gökçe, “Otizmin modern dünyanın gerçek pandemisi olduğunu düşünürsek, dünyadaki artış hızı düşünüldüğünde aslında 12 ay ve her an otizm konusunda ciddi çalışmalar yapmak gerekir. Otizm çalışmaları, devlet politikası olarak kabul edilmeli ve üzerine gidilmesi gereken bir durum. 2021 senesi 3 Aralık günü ABD'de bulunan CDC örgütü, otizmin dünyadaki yayılma hızının 36 doğumda bir olduğunu açıkladı” şeklinde konuşuyor.
Otizmde ilk ve en büyük ihtiyaç bilgi
Otizmde ilk ve en büyük ihtiyacın bilgi olduğunu söyleyen TODEV Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gökçe, “Sonraki aşamalarda bilimsel temelli, kanıta dayalı yoğun eğitim otizmde ilerlemenin en önemli unsuru. Otizmde uygulanan eğitim yöntemlerinin gelişmiş ülkeler seviyesinde bilimsel temelli kanıta dayalı olması ve çocuğa yaşamsal becerilerinin de edindirilmesi gerekli. Toplum farkındalığının oluşturulması ve otizmli birey ve ailelerinin hakları çerçevesinde yaşamlarını sürdürebilmeleri için sosyal içermenin de hayatlarında olması gerekiyor. Tanıdan itibaren sosyal hizmetler uzmanları ile psikolojik destek ailelere sunulmalı. Sosyal haklar anlamında otizmli çocuk ve ailelerine desteklerin hayatın her alanında verilmesi gerekiyor” diyor.
Psikolojik destek hayati önem taşıyor
Psikolojik desteğin otizm tanısı almış çocuk ve bireylerin aileleri için hayati önem taşıyan bir olgu olduğunu dile getiren TODEV Yönetim Kurulu Üyesi Tolga Gökçe, “Şüphe ve tanıdan itibaren aileye sosyal içermenin ulaştırılması gerekir. Otizm sarmalında olan ailelerin süreç içerisinde atlatamadıkları bir durum da kopmalar ve boşanmalardır. Bu oran özellikle otizmde çok yüksek. Bu durum ülkemizde sosyal patlamaya neden oldu. Otizm tanısı almış çocukların kardeşleri de bu travmayı hayatlarının her döneminde yaşıyorlar. Onlarla da psikolojik destek uygulamaları yapılmalı” diyor.