9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01
SARUHANLI - Saruhnalı Toplum Sağlığı Başkanı Dr. Rabia Kapan, 2001 yılından beri Sağlık Bakanlığı önderliğinde kutlanmakta olan “Halk Sağlığı Haftası”nın teması bu yıl “Sağlıklı Beslenelim, Hareket Edelim, Huzurlu Yaşayalım” olarak belirlendiğini belirtti.
Kalp damar hastalıkları, kanserler, diyabet ve kronik solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere bulaşıcı olmayan hastalıklarının insan sağlığı ve kalkınmasına yönelik önde gelen tehditlerden birisi olduğunu ifade eden Dr. Kapan, Bu dört hastalığın dünyanın en büyük katilleri olup her yıl tahminen 35 milyon ölüme neden olduğunu, küresel düzeyde tüm ölümlerin % 60’ını bulduğunu kaydetti.
Bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenebilir nitelikte olduğunu söyleyen Dr. Kapan, “Kalp hastalıklarının, inmelerin, tip 2 diyabetin %80’i ve kanserlerin üçte birinden fazlası, tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, fiziksel hareketsizlik ve alkol kullanımı gibi davranışsal risk faktörleri ortadan kaldırılarak önlenebilir.”
Beslenmenin açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek olmadığını anımsatan Kapan, beslenmeyle ilgili şunları söyledi;
“Beslenme; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranıştır. İnsanın yaşamı için 50’ ye yakın besin öğesine gereksinimi vardır. İnsanın, sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınması gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında, gereğinden çok ya da az alındığında büyüme ve gelişme engellenmekte, sağlık bozulmaktadır.
Fiziksel inaktivite, küresel mortalite için dördüncü önde gelen risk faktörü olarak tespit edilmiştir. Dünya genelindeki ölümlerin % 6’sından sorumludur. Meme ve kolon kanserlerinin yaklaşık % 21-25’inin, diyabetin % 27’sinin ve iskemik kalp hastalığının % 30’unun ana nedeni olarak fiziksel inaktivite gösterilmektedir.
Fiziksel inaktivite obezitenin önde gelen nedenlerinden birisidir. Enerji harcamanın kilit belirleyicisidir ve bu yüzden enerji dengesi ile kilo kontrolü için büyük öneme sahiptir. Obezite ise yine küresel boyutta önemli bir halk sağlığı sorunu olup tüm dünyada her geçen gün artış göstermektedir. Obezite eğilimi özellikle çocuklar ve adolesanlarda alarm verici düzeydedir. Çocukluk çağı obezitesindeki yıllık artış giderek büyümektedir.”
Sağlık Bakanlığı tarafından gerçekleştirilen Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırmasına göre 6-11 yaş grubu çocukların % 58.4’ü düzenli (günde 30 dakika veya daha fazla süre ile) olarak egzersiz yapmamakta olduğunu, bu yaş grubunda TV, bilgisayar, internet, ev ödevi, ders çalışma için hareketsiz geçirilen ortalama süre 6 saat, 6-18 yaş grubu bireylerin %8.2’si obez/şişman, %14.3’ünün ise hafif şişman olduğu tespit edildiğini ifade eden Grup Başkanı Dr. Kapan, “Çocukluk çağı obezitesinin önlenmesi yetişkinlikte obezitenin, erken yaşta kronik hastalıkların, yetişkinlikte ise erken ölüm ve sakatlık riskinin önlenmesi anlamına geldiğni, ayrıca çocukluk çağında kazanılacak olan davranışlar yetişkinlik ve yaşlılık dönemini de etkilediğini söyledi.
Dr. Kapan Şöyle dedi; Yaş grupları detaylı incelendiğinde; erkeklerde 12-14 ve 15-18 yaş gruplarında hiç egzersiz yapmayanların oranı sırasıyla %41.4 ve %44.6 iken bu oranın 19-30 yaş grubunda %69.5, 31-50 yaş grubunda %73.2, 75 yaş üzeri grupta ise %83.7’ye kadar yükseldiği saptanmıştır. Kadınlarda da erkeklere benzer şekilde hiç egzersiz yapmayanların oranı yaşla birlikte artış gösterirken 12-14 yaş grubunda %69.8, 15-18 yaş grubunda %72.5, 19-30 yaş grubunda %76.6, 75 ve üzeri yaş grubunda ise %88 olarak gözlenmiştir.
“Kronik Hastalıklar Risk Faktörleri Araştırması”na göre ülke genelinde kadınların % 87’si, erkeklerin ise % 77’si yeterli ölçüde fiziksel aktivite yapmamaktadır. 65 yaş üzeri bireylerle yapılan bir çalışmada ise bireylerin sadece %30’unun yürüyüş yaptığı belirlenmiştir.
Düzenli fiziksel aktivitenin bedensel sağlığımız, ruhsal ve sosyal sağlığımız, gelecekteki sağlığımız üzerine olumlu etkileri vardır. Fiziksel aktivitenin sağlığı koruyucu ve geliştirici etkisinin görülebilmesi günlük aktivitelerle beraber planlı, tekrarlı ve düzenli fiziksel aktivite yapılmasıyla mümkündür.
Bulaşıcı olmayan hastalıkların ve depresyonun azaltılması, kemik sağlığı, kas kuvveti ve kardiorespiratuvar kapasitenin geliştirilmesi için yetişkin bireylerde her gün en az 30 dakika orta şiddetli fiziksel aktivite yapılması gerekmektedir. 5-17 yaş grubunda ise her gün en az 60 dakika orta şiddetliden şiddetliye doğru giden fiziksel aktivite yapmalıdır.
Orta şiddetli aktivitelere örnek olarak; hızlı yürümek, düşük tempolu koşular, dans etmek, ip atlamak, yüzmek, masa tenisi, yavaş tempoda bisiklet sürmek verilebilir.”
Kapan, özellikle obezite ve kronik hastalıkların görülme sıklığını azaltmak, sağlıklı ve huzurlu yaşamak için yeterli ve dengeli beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini ve düzenli fiziksel aktivite yapılmasının kaçınılmaz olduğunu sözlerine ekledi.