MEDYA - Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Kanal 7´de Mehmet Acet´in sunduğu İskele Sancak programına konuk oldu.
Terörü, terör örgütlerini ve bu örgütlerin eylem tarzlarını değerlendiren Görmez, "bugünkü terör, küresel kötülüğün ahlak ve hukuk tanımayan modern bir savaş yöntemidir" dedi.
En büyük terör faaliyetinin, terörün İslam´la özdeşleştirilme gayreti olduğunun altını çizen Mehmet Görmez, intihar saldırılarının da İslam´ın öğretileriyle asla açıklanamayacağını vurguladı. Görmez, intihar saldırılarını fıkıh kitaplarına işaret ederek İslam´la bağdaştırmaya çalışanların olduğunu söyleyerek, "Bu cinnet hali, modern zamanlara ait bir cinnet halidir" ifadesini kullandı.
"Küresel kötülüğün" İslam topraklarında teşekkül ettirdiği terör örgütleri aracılığıyla müslümanlar arasına nifak tohumları ekmeyi amaçladığını belirten Mehmet Görmez, mezhep çatışması çıkartma gayretlerinin de bu amacın bir aracı olduğunu söyledi.
İşte Mehmet Görmez´in açıklamalarından o bölümler:
BUGÜNKÜ TERÖR MODERN BİR SAVAŞ YÖNTEMİDİR
Bugünkü terör, küresel kötülüğün ahlak ve hukuk tanımayan modern bir savaş yöntemidir.
Bugünün terörü sadece terör değildir. Tüm dünyayı kuşatan farklı bir savaşın adıdır. Bu, kimlikleri ortadan kaldırmayı amaçlayan bir savaş yöntemi olarak karşımıza çıkıyor.
BİZİ 100 YIL ETKİLEYECEK BİR FİTNENİN TOHUMLARI EKİLİYOR
Yani terör ile, bizi olumsuz yönde 100 yıl etkileyecek olan fitne tohumları ekiliyor aslında.
En büyük terör, terörün kendisi değil, terörün İslamla özdeşleştirilmeye çalışılmasıdır. İslamın kendisi terörün en büyük mağduru. Yani terör aslında İslam´ı hedef alıyor.
Küresel kötülük terörü modern bir sömürge yöntemi olarak kullanıyor.
İNTİHAR SALDIRILARININ İSLAM´LA HİÇBİR İLGİSİ YOKTUR
İntihar saldırılarının İslam´la ve İslam tarihiyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu cinnet hali, modern zamanlara ait bir cinnet halidir. Ahlak ve hukuk çerçevesinde yapılan savaşlarda meydana gelen bir takım örneklerden hareketle, hayatın gayesini kaybetmiş bir zihin yapısını İslam´la ilişkilendirmek mümkün değildir.
HALEP KERBELA´NIN RÖVANŞI OLAMAZ
Bu coğrafyada verilen kirli kavgaların sebebi mezhep çatışmaları değildir. Mezhep çatışmaları bu kavgaların sonucudur. Ama mezhep meselesi yok mu, var. Nerede var? Merhametini kaybetmiş bir cani, bir katil, Halep´te çocukları öldürürken, Kerbela´nın öcünü aldığını söyleyip bunu dünyaya servis ediyorsa, bunu topyekün mezhep savaşı olarak göremezsiniz ama realiteyi de inkar edemezsiniz.
Halep Kerbela´nın rövanşı olamaz. Halep´in katilleriyle, Kerbela´nın katilleri arasında fark yoktur. Halep´in mazlumlarıyla Kerbela´nın mazlumları arasında da fark olamaz.
Cumhurbaşkanımız´ın sürekli vurguladığı bir söz var: "Benim şiilik, sünnilik diye bir dinim yok. Benim İslam diye bir dinim var."
EZANLARI SUSTURAN DARBELERDEN, DARBELERİ SUSTURAN SALALARA...
15 Temmuz milletimizin tarihinde çok önemli bir tarihtir. Diyanet´in tarihinde de 15 Temmuz önemli bir tarih olarak kaydedilecektir. Görevlilerimizin milletle birlikte hareket etmesi, milletin o gücünü salalarla ayakta tutması gerçekten takdiri hak ediyor.
Ezanları susturan darbelerden, darbeleri susturan salaları bize lutfettiği için Allah´a hamd ediyorum.
15 Temmuz sadece bir darbe girişimi değil, bir işgal teşebbüsüdür aslında. Din adı altında yapılanan bir yapının öncülüğünde yapıldığı için dinin tarihinde de pekçok ilahiyatçının üzerinde kalem oynatacağı önemli bir tarihtir 15 Temmuz.