Anahtar Kelimeler: FETRET DEVRİ

Hazreti Peygamber (s.a.v.)`e ilk nâzil olan âyetlerin "İkra" olduğunu yukarıda söylemiştik. Ancak bu
hususta başka rivayetlerle de karşılaşıyoruz. Meselâ Süyutî "Ulûmi Kur`an" a
dair en geniş bir eser olan İtkan`da şunu rivayet etmektedir: Hazreti Câbir`e sormuşlar:
— Kur`an`dan ilk önce nâzil olan nedir? Oda:
— ?? ???? ?????? Ya eyyühel-müddessir, demiş. Soran:
— ???? ???? ??? Ikra` Bismi rabbike, değil mi, demişler,
Hazreti Câbir:
— Size Hazreti Resulûllahın bize söylediklerini söyliyeyim: O dedi ki: Ben Hira`da inzivada idim. Müddetim tamam olup da vadiye indiğim zaman önüme, ardıma, sağıma, soluma bakındım. Sonra gözlerimi göğe çevirdim. Bir de baktım, o, yâni Cebrail. Beni bir titremedir aldı. Hatice`ye geldim, beni örtün, dedim. Allahü Taâlâ da ``Ya eyyühel-müddessir``i inzâl buyurdu.
Yine Hazreti Câbir`den rivayet olunur:
— Resulûllahı fetreti vahiyden bahsederken dinledim. Dedi ki: "Ben bir gün yürüdüğüm esnada gökyüzü tarafından bir ses işittim. Başımı kaldırdım. Bir de ne göreyim, baktım ki Hira`da bana gelen Melek yer ile gök arasında bir kürsü üzerinde, pek ziyade korktum. Derhal eve dönüp beni örtün, beni örtün dedim! Ve beni örttüler. Bunun üzerine Allah da "Yâ eyyühel-müddessir" i indirdi. Ve artık vahiy kızıştı da ardı arası bir daha kesilmedi."
Bu iki rivayeti şöyle bir karşılaştırıp muhakeme edecek olursak anlarız ki, zâhirde ihtilâf gibi görünen şey ortada yoktur. Bu iki rivayet de muhtar olan rivayetlere uymaktadır. Çünkü ikinci rivayete bak: "Baktım ki Hira`da bana gelen Melek" diyor. Demekki Hira`da ilk defa gelmiş ve "İkra`" âyetini getirmiştir. Şimdi ikinci defa olarak yine görüyor, Peygamber korkuyor, telâş ediyor, yatağına girip bürünüyor. İşte o zaman ikinci olarak şu âyetler vahyolunuyor:
"Ey bürünen Peygamber, "Kalk, inzar eyle, Rabbini tekbir et, Elbiseni temizle, Putları terkeyle."
İbni Kesir, Buharî`den Hazreti Câbir`in yukarıki rivayetlerini naklettikten sonra Hazreti İbni Abbas`ın şu rivayetini de getirmektedir:
Velid Bini Mugîre, Kureyşin ulularını yemeğe dâvet etmişti. Ziyafette yiyip içildikten sonra: "Şu adam hakkında ne diyeceksiniz?" dedi. Kimisi sihirbaz, dedi; bazısı hayır, sihirbaz değil, dedi. Kimi kâhin, dedi; kimisi hayır kâhin de değildir, dedi. Bir takımı şair, bir takımı değil dediler. Bir kısmı "sihri-yu`ser" dediler ve bu reyde karar kıldılar. Bunu Peygamber Efendimiz duydu. Mahzun oldu, başını sardı. Bunun üzerine Allahü Taâlâ tarafından "Ya eyyühel-müddessir" inzâl buyuruldu.
Bu rivayet de diğerlerine muhalif değildir. Âyetlerin sebebi nüzulüne bak. Bunlardan önce bir şey nâzil olmuş ki onlar hakkında ne diyeceksiniz? diye soruluyor. Ve onların sihir demeleri üzerine "Ya eyyühel-müddessir" nâzil oluyor. Zaten nüzul tarihi sırasına göre evvelâ "İkra"`, sonra "Nûn vel`kalem", ardından "Ya eyyühel-müzzemmil`` nâzil olmuş, dördüncü olarak "Müddessir" sûresi inmiştir.İlk nâzil olanın İkra` olduğu şüphesizdir. Yalnız tam sûre olarak nâzil olmadı. Baştaki âyetler nâzil oldu. Hattâ Müzzemmil ve Müddessir de tam olarak nâzil olmamıştır. Belki Cabir, tam sûre olarak "Müddessir", "İkra"` dan öncedir demek istemiştir. Nasıl ki "Müddessir" sûresinin başı nâzil olduktan sonra "Müzzemmil" nâzil olmuş, "Müddessir" in kalan kısmı sonra nâzil olduğundan Mushafta öyle tertip olunmuştur.
Fetret-i vahyin ne kadar sürdüğüne gelince: İbni İshak, vahyin kesilme müddetinin üç sene olduğunu söylüyor. İki buçuk sene kadar olduğu da rivayet olunur, hattâ 40 gün diyenler bile vardır. Her halde üç sene olmasa gerek. Üç sene süren gizli davettir. Bir çok tarihler gizli dâveti, fetret-i vahiy sanıyorlar ve karıştırıyorlar.

Bu meselelerin kapalı kalmasının sebebi şudur: Hicretten önce Müslümanların adedi azdı. Müşriklerin ezasından, cefasından baş kaldırıp göz açamıyorlardı. Hayat sıkıntısından, ölüm kalım kavgalarından, geçirdikleri korkulu hallerden bu gibi şeylere vakit bulamıyorlardı. Felâketler onların hâtıra-larını doldurmuştu. Bu gibi meselelere yer kalmıyordu. Nasıl ki bu sıkıntılı hali "Vedduhâ" sûresi tasvir etmektedir.
, Vahyin kesilmesinden Hazreti Peygamber (s.a.v.) son derece üzüntü duydu. Ruhunu endişeler sardı. Sahralara çıkıp dolaşıyor, Rabbine yalvarıyor, niyaz ediyordu. Hattâ o dereceye varmıştı ki, bir defa kendisini dağ tepesinden aşağı atmak istediği bile söylenir.
Vahyin kesilmesinin sebep ve hikmetine gelince, bu da ikinci bir ruh tasfiyesi devresidir, İlk vahyin tesirinin heybeti zâil olsun ve vahyi karşılamaya hazırlansın. Bu neye benzer bilir misiniz? Uzun süren kuraklıktan sonra yağan yağmuru toprak nasıl emerse ve susuzluktan yanıp tutuşan kimse suya nasıl can atarsa, ara uzayınca Resulüllahın vahye iştiyakı da öylece artardı.
Vedduha sûresinin mealine bak:
"Kuşluk vakti ve çöken gece aşkına. Rabbin seni bırakmadı ve hoşnutsuzluğa uğratmadı. Ve her halde âkibet senin için başlangıçtan daha hayırlı. Rabbin sana dilediğini verecek ve sen de hoşnud kalacaksın. O seni bir öksüzken barındırmadı mı? Ve seni yol bilmezken doğru yola koymadı mı? Seni yoksul iken ihtiyaçtan kurtarmadı mı? Öyle ise sakın yetimi hor tutma(10) bir şey dileyeni azarlama. Fakat Rabbinin nimetlerini anlat da anlat."
Bu sûrenin muhtevası, bunun bi`setin o buhranlı anlarında nâzil olduğunu göstermektedir. Bundan sonra vahiy, hâdisât ve ahvalin icabına göre âyet âyet, sûre sûre inmekte devam etmiş, artık uzun müddet vahiy kesilmemiştir.
Süleyman Çelebi`nin ruhu şadolsun, der ki:

Fahr-i âlem irdi çün kırk yaşına,
Kondu pes tâc-ı nübüvvet başına.
İndi Kur`an âyet âyet beyyinât,
Zâhir oldu nice türlü mucizât.


(10) Burada bir noktaya temas etmeden geçemiyeceğim: İslâmî meseleleri Müslümanlardan daha iyi bildiklerini, Kur`an`ı bizden iyi anladıklarını iddia eden müsteşrikler, Hazreti Peygamberin yetimlere şefkat ve merhamet tavsiye etmesini, kendisinin yetim olmasiyle izah ediyorlar. Demek istiyorlar ki, Muhammed kendisi yetimdi, öksüzlüğün acılarını çekti. Onun için yetim-lere acıyor! Bunlar müsteşrikler tarafından lüzumsuz yere yapılmış yersiz tenkidlerdir. Hazreti Muhammed`in ortaya koyduğu Müslümanlığın ana prensipleri yüksek içtimaî ve insanî fikirleri İhtiva etmektedir. O, fakirlere, yoksullara, öksüzlere, yolda kalmışlara, umumiyetle bütün yardıma muhtaç olanlara yardımı emir ve tavsiye eder. Bundan daha yüksek ne olabilir?



Saruhanlı’nın Kurtuluş Mahallesi Muhtarı Fevzi Aydemir’in halası SÜHEYLA AYDEMİR vefat etti.

VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI…

Genç tasarımcılardan can dostlara teknolojik çözümler

Evcil hayvanlar için akıllı sistemler geliştirildiler

Bitlis’te meydana gelen trafik kazasında 6’sı çocuk 14 kişi yaralandı.

Feci kazada iki araç hurdaya döndü!

Husumetli oldukları öğrenilen iki komşu arasında bahçe sulama tartışması silahlı kavgaya dönüştü.

Bahçe sulama kavgasında komşusunu öldürdü

Kamyonuna yüklü olan tomrukların indirilmesi sırasında kamyonun kasasından kayan tomrukların altında kalan 1 kişi hayatını kaybetti.

Kamyondan kayan tomrukların altında kalan 1 kişi hayatını kaybetti

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde çıkan orman yangınına takviye amacıyla Denizli Orman Bölge Müdürlüğü Beyağaç Eskere Orman İşletme Şefliğinde görevli personeller gönderilmişti.

Denizlili orman şehitleri son yolculuklarına uğurlandı

Saruhanlı Belediye personeli Melike Durak’ın ablası Esra Durak vefat etti.

SARUHANLI'DA VEFAT ve BAŞSAĞLIĞI…

1965 Manisaspor Taraftarlar Derneği Başkanı Baran Apak ve yönetimi, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Besim Dutlulu'yu ziyaret etti.

Manisasporlu taraftarlardan Besim Dutlulu'ya ziyaret

Kamyonetle otomobilin kafa kafaya çarpıştığı trafik kazasında 4 kişi yaralandı.

Kamyonetle otomobil kafa kafaya çarpıştı: 4 yaralı

Araç yanması başlayan orman yangını ekiplerin kısa süredeki müdahalesiyle kontrol altına alındı.

Araç yangınıyla başlayan orman yangını kısa sürede söndürüldü

Tek taraflı kazada, şarampole yuvarlanan araçtaki 3 kişi yaralandı.

Şarampole yuvarlanan araçtaki 3 kişi yaralandı

Kaymakam Güldoğan, Salihli basınını unutmadı

Kaymakam Güldoğan, Salihli basınını unutmadı

Kırkağaç ilçesinde iki otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 2 kişi yaralandı.

Kırkağaç’ta iki otomobil çarpıştı: 2 yaralı

Manisa İl İstihdam ve Mesleki Eğitim Kurulunun 2025 yılı 3. Olağan Toplantısı'nda yapılan açıklamada, 2025 yılının ilk 6 ayında kamu ve özel sektörde toplam 12 bin 767 kişinin işe yerleştirildiği belirtildi.

Manisa’da 6 ayda 12 bin 767 kişi işe yerleştirildi

Yunusemre Kent Konseyi Kadın Meclisi, Muharrem ayı dolayısıyla aşure hayrı düzenledi.

Yunusemre Kent Konseyinden aşure hayrı

Manisa Bağcılık Araştırma Enstitüsü’nün koleksiyon parselinde yer alan 12 asmalık Bronx Seedless üzüm çeşidinde halk arasında "çilek üzümü" olarak bilinen ürünün hasadına başlandı.

Manisa'da 'çilek uzümü' hasadı başladı

Denizlili orman şehitleri son yolculuklarına uğurlandı

Kaymakam Güldoğan, Salihli basınını unutmadı

Başkan Balaban'ın acı günü

Üç günlük damat kumar borcu yüzünden takılarla birlikte kayboldu

Hayrunnisa Gül'ün çantası, İngiltere kralıyla sohbeti gölgede bıraktı

Bakan Memişoğlu açıkladı: 10 milyon kişinin ölçümü yapıldı, yüzde 70'i fazla kilolu

Elektrik akımına kapılan 2 kişinin ölümüne ilişkin davada sanık sayısı arttı

Saruhanlı'da 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü

Kula’da 15 Temmuz Şehitleri dualarla anıldı

Manisa'da 15 Temmuz şehitleri dualarla anıldı

Manisalı 15 Temmuz gazisi o geceyi anlattı

Memur-Sen'den 15 Temmuz vurgusu

Saruhanlı’da orman yangınlarına karşı önlem ziyaretleri

Manisa'da 'Paranın doğduğu kent' UNESCO listesinde

Kırkağaç'ta 38. dönem uzman erbaşlar yemin etti

Serdar Kabaş’ın acı günü

MasterChef 2025’te ana kadro heyecanı! Kıyasıya mücadele de önlüğün ilk sahibi belli oldu

Kıbrıs gazisi Manisa’da törenle toprağa verildi

Manisa’da 4 stratejik yatırıma devlet desteği

Eş katiline 'İyi Hal'le ödül gibi ceza

https://www.youtube.com/@kardelengazetesi45/videos
Dini Konular 23.12.2014 13:18:05 1398 0

Tarih: 23.12.2014 13:18 Güncelleme: 23.12.2014 13:18
Haberi Sesli Oku

Dini Konular

Dini Konular Haberleri
25.07.2025 10:32:00