Tarih: 05.02.2023 14:10

Erken ölüme neden olabiliyor

Facebook Twitter Linked-in

Erken ölüme neden olabiliyor

Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) belirli aralıklarla tekrar eden genetik bir hastalık. Tanının genellikle çocukluk çağında konulduğunu belirten Dr. Şirin Seçkin "Bu hastalık yüksek ateş, karın ağrısı, göğüs, kas ya da eklemlerde ağrı gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Karın ağrısı bazen o kadar şiddetli olabiliyor ki apandisit ile karışabiliyor. Bu nedenle doğru teşhis koyulması çok önemli" dedi. Dr. Seçkin "Bir an önce tanı koymak ve tedaviye başlamak çok önemli. Çünkü hastalık kalp, böbrek gibi bazı organlarda bozulmalara yol açtığı için erken ölüme neden olabiliyor" uyarısında da bulundu.

Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) genellikle Akdeniz ülkelerinde görülen ve belirli periyotlarla kendini gösteren genetik bir hastalık. FMF tanısının genellikle çocukluk çağında konulduğunu belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin "Bu hastalık geni hem anneden hem de babadan geliyorsa çocukta görülme ihtimali daha da yüksek oluyor" dedi.

APANDİSİT İLE KARIŞTIRILIYOR

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının erkeklerde kız çocuklara oranla iki kat daha fazla görüldüğüne dikkat çeken Dr. Seçkin "Akdeniz yöresinde yaşayan insanlarda, belirli aralıklarla yüksek ateş, karın, göğüs, kas ya da eklem ağrısı ile kendini gösteriyor. Bazen ateş ya da ağırı gibi tek bir belirtiyle de ortaya çıkabiliyor. Karın ağrısı bazen o kadar şiddetli olabiliyor ki apandisit ile karıştırılabiliyor. Maalesef FMF olduğu halde boş yere safra kesesi ya da apandisiti alınan çok sayıda hasta var" dedi. FMF'in çocukluk çağında virütik ya da bakteriyel enfeksiyonlarla karıştırılabildiğini söyleyen Dr. Şirin Seçkin "Eğer ailede varsa tanı koymak daha kolay. Ancak belirli aralıklarla tekrarlayan ve enfeksiyon saptanmayan tüm ateş ataklarında FMF akla getirilip taranmalıdır" şeklinde konuştu.

ERKEN ÖLÜME NEDEN OLABİLİYOR

Ailevi Akdeniz Ateşi hastalığının ülkemizde nadir hastalıklar grubunda yer almadığını belirten Dr. Seçkin "Her beş kişiden biri taşıyıcı. Hatta Türkler, Museviler, Ermeniler ve İtalyanlarda taşıyıcılık oranı her üç kişiden biri olabiliyor" dedi. Teşhis koyulmasının çok önemli olduğunu ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şirin Seçkin "Hastalık kalp, böbrek gibi bazı organlarda bozulmalara yol açtığı için bir an evvel ilaç tedavisine başlamak gerekiyor. Aksi taktirde amyloid denilen proteinin damarlarda birikmesi sonucu erken ölüme neden olabiliyor" şeklinde konuştu. Dr. Seçkin "Ataklar hayat boyu sürdüğü için hastanın da ilacı hayat boyu kullanması gerekiyor. Ama küçük yaşta teşhis konulmuş ve birkaç sene hiç atak geçirmeyen çocuklarda tedavi kesilebiliyor" ifadelerini kullandı.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —