Ahsen (a): Daha güzel, en güzel, pek güzel.
Aydın: İleri düşünceli, münevver.
Bahtıgür: Kısmeti bol olan.
Bahşi: Âşık, seven, tutkun.
Behmen (f): Zeki, anlayışlı, kavrayışlı, tedbirli.
Bilge (t): Bilgisiyle davranışları birbirine uyan.
Bera (a): Fazilet, meziyet, olgunluk, iyilik, güzellik.
Berat: Yapılan hayırlı bir iş yüzünden affetmek üzere verilen karşılık
Bereket (a): Bolluk, verimlilik.
Candân: İçten, samimi, dost.
Deniz: Büyük su birikintisi.
Ecmel (a): Çok güzel, çok yakışıklı.
Elmas (a): Çok kıymetli.
Ender (a): Çok seyrek, az bulunur, nâdir.
Ferda (f): Yarın, gelecek zaman.
Feza (f): Gökyüzü, uzay.
Fikret (a): Düşünme, tefekkür, fikir.
Gökçe: Gök mavisi gibi pırıl pırıl.
Hayran (a): Şaşmış, hayrette kalan hayranlık duyan.
Hidâyet (a): Doğruya kavuşan. Hak yol, islâmiyet. .
Hikmek (a): İlim, fen, fıkıh, ilâhi kitap.
Hilal (a): Yeni ay.
Işık: Aydınlatan.
İmran (a): Evine bağlı kalan.
İrfan (a): Bilip anlıyan, zihni olgun.
İsmet (a): Namuslu, kötülük ve rezaletlerden kaçınan. Bütün büyük-küçük günahlardan uzak, kendi dîninde ve diğer dinlerde haram olmuş veya olacak bir şeyi yapmıyan, hiç bir günah işlemiyen masûm olan peygamber sıfatı.
Kamer (a): Ay. Ay gibi güzel.
Kudret (a): Kuvvet, takat, güç, kabiliyet.
Merîh: Güneşe en yakın gezegen
Merset (a): Kerim, cömert.
Mukadder (a): Alın yazısı, değeri bilinmiş.
Muzaffer (a): Zafer, kazanmış, kahraman.
Mücteba (a): Seçilmiş.
Nimet (a): İyilik, lütuf, ihsan, bahşiş, saadet, mutluluk.
Nüzhet (a): Neşe, sevinç, ferahlık.
Olcay: Talih, ikbal, kader.
Özcan (t): Candan, samimi,içten.
Özge (t): Başka, yabancı, iyi güzel, şakacı, cana yakın.
Refet (a): Merhamet etme, acıma, esirgeme, çok acıma.
Rûşen (f): Aydın, parlak belli, âşikâr, apaçık, ortada.
Seçkin: Seçilmiş, üstün, güzide, emsallarinden üstün.
Sermet (a): Daimi, sürekli, ebedi, cavid, ezeli.
Servet (f): Mal, mülk, bakımından zengin olan.
Sezer: Sezgisi güçlü erkek
Siret (a): Tavır, davranış, hareket genel olarak ahlak.
Suat (a): Kutlu, uğurlu, uğur getiren
Sultan (a): Hükümdar, iktidar sahibi
Şadman (f): Sevinçli, hoşnutluk.
Şafak (a): Güneş doğmadan önceki ufuktaki aydınlık.
Şenal: Şen ve neşelilerle arkadaşlık yapan.
Ufuk (a): Yerle göğün birleşmiş gibi göründüğü yer
Uğur: Baht, talih.
Utku: Zafer, gâlip gelme, karakter ve ahlâk bakımından emsallerinden önde olan.
Ümran (a): Bayındırlık, medeniyet, refah, bereket.
Üstün: Emsâllerinden daha ilerde olan, gâlip gelen.
Ümit (f): Umut, umulan, beklenen şey emel, arzu, rica.
Yakut (a): Değerli bir süs taşı.
Yaran (f): Dost, arkadaş, eş.
Yüksel: Manevi alanında yüksel ol.
Zînet (a): Yararı, menfaati olmayıp, yalnız gösteriş için kullanılan şey. Başkalarını imrendirecek, onlara üstünlük sağlıyacak, öğünecek şeyleri yapmak, vekar, hürmet ve sevgi hâsıl etmek ve Allahü teâlâya çok şükretmek niyetiyle kullanılan süs.