Bugüne kadar yakın tarihimizin tam anlamıyla bilinmediğini belirten Akkoç, ?Gerçek ile görüntü birbirinden farklı oluyor. Yazılmayan, çizilmeyen ya da söylenmeyen olayların kamuoyu tarafından öğrenilmesi için bu kitabı yazdım. Çünkü bugüne kadar yazılanları herkes kendi penceresinden gördüğü gibi yazdı. Solcusu kendine göre yazdı, sağcısı kendine göre yazdı. Ben burada bizzat yaşadığım olayları övgüye ve yergiye girmemeye çalışarak anlatmaya çalıştım. Bu kitabı okuyanlar 1946 yılından bu yana dış politikanın, iç politika ve liderler üzerindeki etkilerini ve yetkilerini açıkça görecekler. Amerika´nın desteğiyle iktidara gelen liderlerin yine Amerika´nın desteklediği darbelerle iktidardan alındıklarını okuyacaklar. 12 Mart´tan önce Nihat Erim´in 6 ay önce başbakanlığının Amerikalılar tarafından nasıl belirlendiğini ve benim Nihat Erim´in başbakanlığından 5 ay 20 gün önce kendisiyle yaptığım telefon konuşmasını okuyacaklar. Parayla satın alınamayacak tek şey bilgidir. Yazmamın sebebi budur. Bu bilgileri okuyanlar tecrübe sahibi olacaklar. Tecrübe sadece yaşla olmuyor, yaşanarak oluyor. Bu kitapta o da var. Tecrübeler yaşlanarak değil yaşanarak genişler. O bilgileri kullandığı zaman kendini kullandırmayacak. Nasıl kullanılmamasını gerektiğini anlayacak. Bir tepki gösterirken, bir hareket yaparken alet olmamaya çalışacak. Bu ülkeyi yönetenlerin, bu ülkenin yönetimine talip olanların, dünyaya entegre olan iş adamlarının, kamuoyunu aydınlatması gereken gazetecilerin ve istikbalimiz olan gençlerin rehberi olabileceğine inandığım bir kitap yazdım. İstifade edeceklerine inanıyorum. Yakın tarihe bir not düşelim dedim. Hele şimdi seçim de var. Bütün adaylarımızın, ülke yönetimine aday olanların mutlaka okuması gereken bir kitap? diye konuştu.