SAĞLIK - Bir dönemin en ağır hastalığı olan halk ağzında verem olarak bilinen tüberküloza dikkat çekmek amacıyla her yıl 24 Mart ?Dünya Verem Günü? olarak anılıyor ve düzenlenen çeşitli etkinliklerle hastalığa dikkat çekiliyor.
Hastalık ile ilgili bilgiler veren Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı´ndan Asistan Dr. Mehtap Hafızoğlu, ?Verem, solunum yoluyla geçen ?Mycobacterium tuberculosis´ ismi verilen özellikle akciğerlerde basilin (mikrop) sebep olduğu bir enfeksiyon hastalığıdır? dedi. Verem hastalığının aileden gelen genetik bir hastalık olmadığını, sinsi bir şekilde ilerlediğini ifade eden Hafızoğlu, ?Sadece solunum yoluyla yani hapşırma ve öksürme gibi faktörlerden bulaşır. Hastalığın aileden geçme durumu yoktur ve genetik bir hastalık değildir? dedi. Hastalıkta, beslenmenin de oldukça önemli bir konu olduğunu belirten Dr. Hafızoğlu, verem hastalarının yüksek kalorili besinleri tüketmesi gerektiğini söyledi.
Hastalığın eski çağlarda kaldığını ve teknolojinin gelişmesiyle kolaylıkla önlem alınabildiğini belirten Hafızoğlu ?Geçmiş dönemlerde günümüzdeki gibi belli başlı ekipmanların olmaması, insanların bilgi donanımlarının eksik olması veremin ölümcül etkisini yükseltiyordu ama şimdi veremle ilgili insanların bilinçlendirilmesi ve teknolojinin çok hızlı bir şekilde büyümesiyle insanlar artık bu hastalık için kolaylıkla önlem alabiliyor. Bu yüzden hastalığın ölümcül tehlikesinin derecesi oldukça düşüyor? dedi.
Tedavi görüp iyileşen verem hastalarının tekrar vereme yakalanma riskinin olduğunu söyleyen Hafızoğlu ?Verem hastalığını yenmiş kişilerin takip edilmesi gerekir. Çünkü tekrar reaktive olabilir. Bu durum hastalığın tetiklenmesine ve hatta kişinin önlem almaması halinde veremin tekrar canlanmasına sebebiyet verebilir? dedi.
HIV virüsü taşıyan verem hastalarının da tedavi edilebileceğini dile getiren Dr. Hafızoğlu ?HIV´ın tedavisi ayrı, veremin tedavisi ayrıdır. Ama HIV, pozitif bir hastada bağışıklık yetmezliği olduğu için risk vardır? diye belirtti.