Tarih: 05.11.2020 11:52

Depremzedeler için ne yapabiliriz?

Facebook Twitter Linked-in

SARUHANLI - Klinik Psikolog Beyza Bülbül, kamu, sivil toplum ve gönüllülerin İzmirli depremzedelere yardım etmek için kilitlendiğini söyledi. Depremzedelerin psikolojik açıdan da destek vermek isteyenlere vatandaşlara çağrıda bulunan Bülbül, “Bu süreçte duygularınızı onlarla paylaşın, Yanlarında olmanız, onlarla üzülmeniz, onları dinlemeniz ya da sıcak bir gülümsemeniz kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar” dedi.

30 Ekim Cuma günü Türkiye, İzmir depremi ile sarsıldı. Acı ve mucize haberlerin aynı anda geldiği İzmir yaralarını kamu,  sivil toplum ve gönüllü kuruluşlar ve gönüllülerin ortak çalışmalarıyla sarıyor. Deprem bölgesinde de incelemelerde bulunan ve depremzedeleri dinleyen Klinik Psikolog Beyza Bülbül, önemli bir çağrıda bulundu.

Deprem faciasını yaşayan kişilerin bu süreçte onlarla sohbet eden, onları dinleyen, onlarla üzülen kişilere ihtiyaç duyduklarını ifade eden Bülbül, “Yaşanılan felaketler sonucunda fiziksel ve psikolojik tepkiler oluşur. Deprem sonrası; korku, keder, suçluluk ve öfke gibi güçlü zihinsel ve duygusal durumlara rastlanabilir. Uyku ve odaklanma sorunları ortaya çıkabilir. Yaşananlar zihinde sürekli canlanabilir. Bunlar olağanüstü olaylara verilen olağan tepkilerdir. Bu dönem, kuşkusuz yaşamın zor bir dönemidir. Toparlanmak ve kendinize gelmek için zaman tanıyın. Kayıplarınız için yas tutmanız en doğal hakkınızdır. Duygularınızda iniş çıkışlar olması normaldir. Kendinize karşı sabırlı olun. Bu olayı yaşayan herkes, sizin hissettiklerinize benzer şeyler hissetmektedir. Onlarla dayanışma içinde olun, duygularınızı paylaşın” dedi.

KONUŞMAK İSTEMİYORSA ZORLAMAYIN

Deprem sürecini yaşayan kişiyi, konuşmak istemediği takdirde buna zorlanılmaması gerektiğinin altını çizen Bülbül, “Kendisinin arzu ettiği bir zamanda duygu ve deneyimini paylaşabileceğini bildirmek, kişinin rahatlamasını sağlayacaktır Ayrıca afetlerde çoğu zaman yardım için oraya gitmek hiçbir şey yapılmasa da orada bulunmak, sıcak bir gülümseme, sırtını sıvazlayan, onunla ilgilenen, onunla üzülen ve ona yardıma gelen insanın olması, kişilerin kendisini iyi hissetmesi açısından önemi olan duruşlardır” dedi.

ÇAY, KAHVE VE SİGARA TÜKETİMİ SINIRLANDIRILMALI

Dengeli beslenme, uyuyabilme, hafif egzersizlerin de duygu durum düzelmesinde büyük önem taşıdığını anlatan Bülbül, “Bu süreçte sinir sistemi huzursuz olduğu için, bunu daha da arttıracak olan çay, kahve, kola ve sigara tüketimi sınırlandırılmalıdır. Yaşanan ruhsal sıkıntının bastırılmasında alkol tüketimi ise, kısa ve uzun dönemde yeni sorunlara yol açabileceğinden, bu ve benzeri tutumlardan olabildiğince kaçınılmalıdır. Nefes egzersizleri ve gevşeme çalışmaları yararlı olabilecek aktiviteler arasında değerlendirilebilir.

Günlük yaşamı düzene koyan bir plan yapılması, belirsizlik endişesini azaltmada yardımcıdır. Olay anına zihinsel geri dönüşler yaşamak ve uykuda kâbuslar görmek sıkça karşılaşılan durumlar olmakla beraber, zamanla azalması beklenen durumlardır. İki haftayı geçen bir süreden sonra kişi yoğun korku, keder, panik, kaygı yaşıyorsa, günlük yaşama geri dönmekte zorlanıyorsa bir uzman desteği alması adına yönlendirme yapılması ve bu yönde teşvik edilmesi önem taşımaktadır”




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —