Tarih: 29.10.2015 10:10

Denizde yaşayan canlıların müzesi

Facebook Twitter Linked-in

KÜLTÜR - İzmir´de, büyüklüğü ve çeşitliliği ile Türkiye´de ilk olma özelliğini taşıyan, 16 yıllık birikimle açılan Katip Çelebi Üniversitesi Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi, Türkiye´deki denizlerden alınan aralarında nesli de tükenmekte olan toplamda 600 farklı deniz canlısını görme imkanı sunuyor.

Denizde yaşayan canlıların müzesi - Tıkla İzle

Türkiye´de büyüklüğü ve çeşitliliği ile ilk ve tek deniz canlıları merkezi olma özelliği olan Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi tarafından kuruldu. Sergide olmayan türler ile birlikte toplamda 600 farklı türün yer aldığı merkez; deniz kaplumbağası, beyaz köpekbalığı, Mersin balığı gibi doğadaki sayıları oldukça azalmış ve nesilleri tehdit altında olan türleri bünyesinde bulunduruyor.

Bu merkezin açılmasında büyük emekleri olan Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve Katip Çelebi Üniversitesi Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi Yöneticisi Yrd. Doç. Erhan Irmak, merkezle ilgili bilinmeyenleri İhlas Haber Ajansı´na anlattı. Koleksiyon merkezinde deniz canlılarına ait örnekler bulunduğunu ifade eden Irmak, "Burada; kurutulmuş ve akvaryum içinde saklanan örneklerimiz var. Bunlar omurgasız ve omurgalı canlılardan oluşmakta. Koleksiyon merkezimizde iki tip koruma yoluna gidiyoruz; Bunlardan biri koruyucu sıvılar içerisinde koruma ve sergileme, diğeri ise akvaryumların içine sığmayacak kadar büyük olan objeleri kurutma yoluyla sergiliyoruz. Omurgasız canlılardan; mercanlar, banyo süngerleri, deniz yıldızları, deniz kestaneleri, deniz kabukları ve yengeçler gibi canlıları sergiliyoruz. Omurgalı canlılardan ise kıkırdaklı ve kemikli deniz balıklarına ve bir de deniz kaplumbağasına sahibiz" dedi.

16 YILLIK BİR EMEKLE AÇILDI
Irmak, Katip Çelebi Üniversitesi Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi´nin, bu büyüklükte ve bu çeşitlilikte, üniversite bünyesinde halka açık hizmet veren Türkiye´deki ilk kurum olduğunu ifade ederken, gerekli düzenlemelerin yapılmasının ardından bütün İzmirliler ve diğer ziyaretçiler koleksiyon merkezini gezebileceklerini belirtti. Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi´nin uzun yıllar süren çalışmanın sonucu olduğunu belirten Irmak, "Bu merkez iki yıllık bir projenin sonucu olsa da, fikirleri çok daha önceden ortaya atılmıştı. Şu an koleksiyon merkezimizde bulunan örneklerin toplanması yaklaşık 16 yılı buldu. Burada sergilenmekte olan 350´yi aşkın tür bulunmaktadır. Bu 350 türün yaklaşık 200 tanesi deniz balıklarına aittir, diğerleri ise omurgasız canlılardır. Bunların yanında koleksiyon merkezimize dahil olup da sergilenmeyen yaklaşık 500 çeşit örneğimiz mevcuttur. Yaklaşık olarak 400´ü aşkın deniz balığı örnekleriyle oldukça zengin bir koleksiyona sahibiz" diye konuştu.

ÇOĞU BALIK BALIKÇILARIN VASITASIYLA ELE GEÇİRİLMİŞ
Deniz Canlıları Koleksiyon Merkezi´nin nasıl oluşturulduğunu anlatan Irmak, "Bu türleri bilimsel gezilerle ve balıkçılar vasıtasıyla elde ettik, bunun yanında bağışlara da açığız. Elinde olup da sergilenmesi istenen türleri alıp, bağışçının ismiyle sergileyebiliyoruz ve bu şekilde de örnek toplayabiliyoruz. Balıkların merkezde sergilenebilmesi için yapılan hazırlıklar oldukça zor ve uzun bir süreç. Bir balığın türüne ve boyutuna göre hazırlık aşaması yaklaşık 6 ay kadar sürebiliyor. Bu merkezde sergilenen tüm örnekler Türkiye´nin denizlerinden elde edilmiştir" dedi.

"BU MERKEZ BİLİNCİN MERKEZİ OLACAK"
Irmak, şöyle devam etti: "Özellikle yeni yetişen nesilleri biraz daha bilinçlendirmek adına buranın ziyaret edilmesi çok önemli. Denizlerimiz eskisi kadar verimli değil, biyoçeşitliliğimiz çok azaldı, kolayca görebileceğimiz birçok şeyi artık denizlerimizde göremiyoruz. Gerek çocukların, gerekse büyüklerin buraya gelip, bu canlıların bizim denizlerimizde var olduğunu ve var olmaya devam etmesi gerektiği bilincini kazanması gerekiyor. Bizim merkezimiz de bu bilinç için önemli bir yer tutmaktadır."

BALIKLAR NASIL İŞLEMDEN GEÇİYOR
Balıkların nasıl işlemden geçirildiğini anlatan Irmak, "Biz daha çok ölü canlılar üzerinde çalışıyoruz. Özel olarak bunları yakalamaya gitmiyoruz. Sadece kazara yakalanmış balıkları buraya getirip bazı işlemlerden geçirip sergiliyoruz. Örneğin beyaz köpekbalığı, büyük boylu olduğu için normal gördüğünüz akvaryumlarda saklama olanağı yoktu o yüzden kurutma yoluna gittik. Ne yaptık; önce kasaplık işlemi var. Yakalanan balıklar bize geliyor ve temizliyoruz. Tamamen kas dokularından ve iç organlarından arındırıldıktan sonra vücut bütünlüğü bozulmadan kimyasallarla saklanıyor. Bu işlemden sonra terzilik işlemine geçiliyor. Bu da doldurma aşaması yapılıyor ve dikiliyor sonra da kurutulmaya bırakılıyor" dedi. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —