Deloitte'un "2020 Küresel Y Kuşağı Araştırması", Y ve Z kuşaklarının, daha iyi bir gelecek inşa etmek için vizyon ve kararlılığa sahip olduğunu ortaya koydu.
Deloitte açıklamasına göre, kurumun bu sene 9'uncu kez gerçekleştirdiği "2020 Küresel Y Kuşağı Araştırması" önemli bulguları ortaya çıkardı.
Kovid-19 pandemisinin yaşandığı eşi görülmemiş bir dönemde yapılan araştırma, iki jenerasyonun da kendi toplumlarında ve küresel anlamda pozitif değişim için kararlı ve dirençli olduklarını ortaya koydu.
Deloitte'un Kovid-19 salgınından önce ve salgın sırasında iki faz halinde gerçekleştirdiği araştırmanın ilk fazında 43 ülkeden 13 bin 715 Y kuşağı ve 20 ülkeden 4 bin 711 Z kuşağı mensubu yer aldı.
İkinci faza ise pandemiden farklı derecelerde etkilenen 5 bin 501 Y kuşağı mensubu ve 3 bin 601 Z kuşağı mensubu katıldı.
- Pandemi, genç kuşağın işini dramatik şekilde etkiledi
Araştırmaya göre, Kovid-19 pandemisinin insan hayatında yarattığı radikal değişimden genç jenerasyon daha fazla etkilendiği halde Y ve Z kuşaklarının belirsizlik karşısında cesur ve dirençli bir şekilde dünyayı daha iyi hale getirme isteği öne çıkıyor.
Araştırma, pandeminin genç çalışanların işlerine olan etkisini de gözler önüne serdi. Anketin yapıldığı dönemde Z kuşağının neredeyse yüzde 30'u ve 25-30 yaş aralığındaki genç Y kuşağının neredeyse çeyreği, işini kaybettiğini veya geçici olarak ücretsiz izne çıkarıldığını belirtti.
Y kuşağının sadece 3'te biri ve Z kuşağının yüzde 38'i istihdamlarının ve gelirlerinin etkilenmediğini aktardı.
- Y kuşağının en çok endişe duyduğu konular refah seviyesi
Türkiye'den 300 katılımcının yer aldığı araştırmada, Y kuşağının sadece yüzde 17'si, ebeveynlerinden daha mutlu olduğunu belirtti. Bu oran dünyada ise yüzde 26 seviyesinde bulunuyor. Türkiye'de katılımcıların yüzde 66'sı, dünyada ise yüzde 45'i ebeveynlerinden daha az mutlu bir kuşak olduklarını aktardı.
Türkiye'de Y kuşağının stres seviyesini en çok etkileyen konular refah seviyesi, kariyer ve iş olanakları, fiziksel ve ruhsal sağlık olarak öne çıkıyor.
Strese bağlı nedenlerle son 12 ay içerisinde işten ayrılanların oranı Türkiye'de ve dünyada yüzde 30'lar düzeyinde bulunuyor. Stres sebebiyle işten ayrılanların bunu işverenleriyle paylaşma oranı Türkiye'de yüzde 37 seviyesindeyken, dünyada bu rakam yüzde 44 olarak ortaya çıkıyor.
Dünyada Y kuşağının yüzde 69'u, Z kuşağının ise yüzde 64'ü pandemi döneminde yaygınlaşan evden çalışma modelinin uygulanmaya devam etmesinin işteki stresi azaltacağını düşünüyor.
Geçen yıl Türkiye'deki katılımcıların yüzde 71'i gelecek 2 yıl içerisinde mevcut iş yerlerinden ayrılacağını belirtirken, bu oran bu yıl yüzde 52’ye geriledi, dünyada ise yüzde 31 seviyesinde bulunuyor.
Endüstri 4.0 dönüşümünün ve etkisinin işlerindeki sorumluluklarından bir kısmını alacağını düşünenlerin oranı Türkiye'de yüzde 20, dünyada ise yüzde 17 seviyesinde. Etkisi olmayacağını düşünenler ise her iki tarafta da yüzde 30'lar düzeyinde.
- Kutuplaşmanın artmasından endişe ediliyor
Türkiye'deki katılımcıların sadece yüzde 22'si finansal durumunun gelecek bir yıl içerisinde daha iyiye gideceğini düşünürken, dünyada bu oran hemen hemen 2 katı seviyesinde bulunuyor.
2018'de sosyal-politik ve ekonomik durumun önlerindeki bir yıl içerisinde iyiye gideceğini düşünen Y kuşağı katılımcılarının oranı yüzde 40'lar seviyesindeyken, 2019'da daha pesimist bir hale bürünerek yüzde 15'lere gerilemişti.
2020 için ise katılımcıların yüzde 21'i ekonomik olarak iyileşme beklerken, sosyal-politik anlamda iyileşme bekleyenlerin oranı yüzde 17'de kaldı.
Hem Türkiye'de hem dünyada araştırmaya katılan Y kuşağı ekonomik, politik ve sosyal anlamda kutuplaşmanın ve ayrışmanın daha da artacağını düşünüyor.
Çevresel konulara da oldukça duyarlı olan Y kuşağı, insanların çevreye vermiş olduğu zararın çok büyük olduğunu ve artık geri dönüşü olmadığını belirtiyor. Türkiye'de ve dünyada katılımcıların yarısı bu konuda hemfikir.
Türkiye'deki katılımcıların yüzde 91'i küresel ısınmanın başlıca nedeninin insan olduğu konusunda birleşirken, bu oran dünyada yüzde 83 seviyesinde bulunuyor.
- Y ve Z jenerasyonu gelecek için umut vadediyor
Raporu değerlendiren Deloitte Türkiye Yetenek Lideri Gülfer Irmak, genç neslin pandemi sonrası dönemi "yeni bir başlangıç olarak" umutla değerlendirdiğini belirterek, Türkiye'de faaliyet gösteren tüm firmaların, çevreye duyarlı bir çalışma düzeni sağlamalarının öncelikli konuları içinde yer alması gerektiğini kaydetti.
Deloitte Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Sinem Tüzer ise belirli olan tek şeyin belirsizlik olduğu bu dönemde Y ve Z jenerasyonu gençlerin, dünya genelinde pozitif bir değişim yaratma potansiyelinin yüksek olduğunu, öne çıkan sağduyu ve kararlılık özellikleri sayesinde gelecek planlarına ulaşacaklarını aktardı.